ABD Başkanlık seçimleri ile başlayan yenilenen dünya düzeni Trump’ın
ABD’de göreve başladığı andan itibaren ABD’nin yeni yönetiminin aldığı
kararlar ile yeni dünya düzeni yenilenen dünya düzenine doğru
adımlarını atmaya başlamıştır.
ABD yeni yönetiminin, ABD müesses nizamı ile başlayan süreçlerleri,
dünya düzeninde uluslararası kurum ve kuruluşlar ile beraber hukuk
düzenini de yok sayan güç ve ekonomik savaş alanında kendini
göstermeye başladı.
ABD yönetiminin müttefiklik konumunda ki önceki dönemlerde dünyada
düzeni sağlamak ve sömürmek için beraber yol yürüdüğü ülkeleri tehdit
boyutları ve yaptırımlar ile yeniden dizayn etme sürecini başlatan ABD
en son gümrük vergileri uygulaması ile yeni değişimin sürecini başlatmış
oldu.
Tehditler yerini uygulamalara, uygulamalar değişime ve dönüşüme yol
açmaya başladığı süreçlere girilmesine ve yenilenen dünya düzeninde ;
-Ara eleman ülkeleri
-Ana eleman ülkeleri
-Formen ülkeleri
-Bölgesel güç ülkeleri
-Yenilenen dünya düzeninde yeniden eski güçlerine dönmek için adım
atacak ülkeleri
-Eski dünya düzeni içinde sistemde yer alan küresel güç ülkeleri yeni
güç merkezlerini içine alarak küresel ölçekli güç merkezi konumuna
gelecek ülkelerin oluşmasını ortaya çıkaracak süreçleri beraberinde
getirmektedir.
Değişim ve dönüşüm, ABD merkezli mi olacak sorularının cevabını
arayan kamuoyu, aslında kendi değişim ve dönüşüm süreçlerinde
ülkelerinin içinden geçtiği politik ve siyasi,ideolojik değişim süreçlerinin
insan kitlelerini nasıl bir dönüşüm süreci içine soktuklarının analizlerini
yapmadıkları sürece yenilenen dünya düzeninde yönetilen konumunda
kalacaklarını görmelerinin farkına varmaları ile karar alma süreçlerini
yönetebileceklerdir.
Yenilenen değişim savunma gücü ile mi kendini sahada gösterecek
yoksa ekonomik güçle mi varlığını devam ettirme yolunu seçme
dönemine girmiştir sorularına güçlü şekilde hazır olanlar ile olmayanaları
gösterecektir.
Enerji ve hammadde ihtiyacı ile yenilenen insan ihtiyaçları
doğrultusunda ülkeleri ve toplumları kontrol altına alabilecek merkezler
dünyanın değişim liderleri olacaktır.
Siyasi çalkantılar dönemleri ile ülkeleri istedikleri gibi yöneten emperyal
yapıların hakim olduğu bütün kuruluşlarının destek yapılanmasının
bundan sonraki süreçlerde kendine yer bulması ülkelerinin teslimiyet
yapılarının ortaya çıkmasına neden olabilecektir.
Üretim odaklı ülke ekonomilerine dönüş, güç merkezleri arasında
bundan önceki sistemlerle beraber kendine bağımlılık noktası oluşan
ülkeleri yaratırken en ucuz maliyetli üretim ve yaptırım güçlerini ortaya
çıkarmakta idi.
Değişim ve dönüşüm ile ülkeler en ucuz olan ürünleri dahi kendilerinin
üretme noktasına gelmeleri gerektiğini görecekleri, yeni değişimi
başaran ülkelerin istihdam ve ekonomik bağımlılık süreçlerini
sonlandırma ve güç merkezi ülkeler konumuna gelmelerini sağlayacak
ve yeni ittifak ve güç oluşumlarıyla beraber değişim ve dönüşüm
süreçlerindeki atacakları adımlar ile hinterlant alanlarını genişletme
süreçlerini de başarmış olacaklardır.
Değişim süreçlerine hazırlıklı bir şekilde istikrarlı yönetimleri ile ulaşan
ülkeler açısından bakıldığında ise eski güçlerine dönen ve kabul
edilebilirlik ve uluslararası etkinlik politika süreçlerinde karar alınmasında
etkin yapıya ulaştıkları görülmektedir.
Türkiye, Rusya,Pakistan,Hindistan,Brezilya, benzeri ülkeler değişim
süreçlerinde ulaştıkları yenilenen dünya düzenideki teknolojik değişim
süreçlerinde ulaştıkları süreç ile hem varlıklarını kabul ettirmede hemde
yeni ittifaklar ile var olan yapıların karşısında bireysel veya ittifak halinde
cevap verme yeteneklerini elde ettikleri görülmektedir.
Kanada,AB ülkeleri ve AB üyesi olmayan ülkelerin ise
savunma,güvenlik,hammaddeye ulaşma ve enerji alanlarında
kontrollerinin başka ülkelerinin kontrolüne geçmesiyle tehdit boyutlarına
ulaşması karşısında çıkış yolları aradıkları görülmektedir.
Ülkeler değişim süreçlerini iç ve dış politikaları üzerinden sahaya
yansıttıkları görülmektedir. İç politika ve devlet bürokrasisinde hakim
olan yapıların değişim sürecine girdiği görülmekte kurumların ise
dönüşüm ile yeniden yapılandırma süreçleri ile yol aldığı görülmektedir.
Dış politika ile değişim düzeninde ittifak veya güç merkezi konumlarına
göre hareket edecek yeni oluşumların oluşma süreçlerinde dünyadaki
gelişmelere bağlı olarak yol almak istedikleri görülmektedir.
Ülkelerin,Arktik bölgesinden,ticaret yollarına,nadir toprak
elementlerine,üretim üslerine,enerji merkezlerine,savunma
teknolojilerine kadar sosyal ve toplumsal yapıları yönetmek için şimdiye
kadar sosyal medya üzerinden elde ettikleri verileri kullandıkları değişim
süreçlerini yönetmek için uygulama alanına girdikleri görülmektedir.
Sıcak ve Soğuk iki dünya savaşı geçiren dünya üçüncü dünya savaşını
ise vekil aktörleri ile coğrafi dağılım içinde Ilık savaş dönemi ile
başlatmış bu süreçlerde ise değişen savaş teknolojileriyle tanışarak yeni
savaş teknolojilerine sahip olanların olmayanlar karşısında mutlak
üstünlük sağlama içine girdikleri süreci sahada göstermeye başlamıştır.
Ilık Savaş dönemi teopolitik ve ülkelerin zayıflatılma ve parçalanma
süreçlerini sürdürme ve küçük şehir devletleri kurma amacıyla kendini
daha çok göstermiş bunun karşısında başarılı olan ülkelerin yeni güç
merkezleri olmasına neden olmuştur.
Teopolitik süreçler teosavaşları beraberinde getirmeye devam etmekte
bu durum değişim ve dönüşüm sürecine giren dünya ülkelerinin yeni
politikalar oluşturulmasına ve birlik içine girmelerine neden olacak bu
durum karşısında değişimi başaramayan ülkelerin yönetimleri ise yok
olmaya doğru toplumları tarafından yıkılacaklardır.
ABD’nin 2.Dünya Savaşı sonrası kurduğu dünya sisteminin kurallarına
uymayarak, kendini yenilenen dünya düzeninde değişim içine girerek
yeniden hakim güç olma politikaları ile beraber tehdit,yaptırım,iç çekişme
içinde yeniden yapılanma süreçlerini uygulamaya başlattığı
görülmektedir.
Bu değişim sürecini kabul etmeyenlerin yeni yönetim karşısında
sahneye koyacakları uygulamlar finansal sistem ve toplumsal yapı
üzerinden çıkar ve menfaat grupları ile yeni çıkar ve menfaat gruplarını
karşı karşıya getirecektir.
Yeni jeopolitik güç olma yolunda ekonomide ve üretimde başarısını
savunma alanında ürettikleri ile göstermeye başlayan Çin ise yenilenen
dünya düzeninde üretim ile elde ettiğini dünya ülkeleri pazarlarına
ulaştırma sıkıntısını bu değişim sürecinde yaşayacağı görülmektedir.
ABD tarafında sürekli baskı ve kontrol ile etrafı çevrelenme ve yaptırım
süreçleri ile karşı karşıya kalmasına neden olmakta süreçler için çıkış
yolu çatışmayı vekil aktörler üzerinden sahaya yansıtmaktadır.
Ukrayna Rusya savaşı ile Biden yönetimi tarafından Avrupa ülkelerinin
savunma ülkesi olarak savaşa sokulan Ukrayna karşısında yeni ABD
yönetimide dahil omak üzere Putin yönetimi ile tekrar eski güç ve enerji
kaynakalarına sahip olan Rusya ise askeri ve enerji kartlarını açıktan
oynayarak kendi değişim ve dönüşüm süreçlerini başarı ile uygulamaya
devam ettmektedir.
Avrupa ve ABD karşısında bütün yaptırımlara karşı süreçleri başarı ile
yönetme ve içeride Batı destekli yapıları kontrol altına alma başarısı ile
Rusya karşıtı yapılara cevaplarını vermektedir.
Avrupa AB içindeki ayrım ve birleşme süreçlerini yönetmede yaşadığı
sıkıntılar ile beraber Ukrayna Rusya savaşında Rusya karşısında kayıp
eden konumuna gelmeleri yeni ABD yönetiminin Avrupa’nın güvenlik
sorunları karşısında yaşadıkları sıkıntıları ekonomik boyutları ile beraber
fatura etmesi ve enerji dahil olmak üzere yeni gümrük yaptırımları
karşısında ABD karşı kayıp eden konumuna geldiği görülmektedir.
Değişim sürecinde kendi yeniden yapılanmasını başarı ile
yönetemeyecek bir Avrupa çatışma ,milliyetçilik ve ırkçılık yapılarının
güç kazanması ile kriz ve kaoslar kıtası olabilecek ve refah toplumu olan
halkları ise ekonomik buhranı en şiddetli yaşayan toplumlar olacaktır.
Türkiye bütün tehditlere rağmen istikrarlı bir yönetim yapısı ile ulaştığı
savunma teknolojileri ile yenilenen dünya düzeninde güç merkezi
konumuna gelirken bölgesindeki kendisine karşı oluşan bütün tehdit ve
politikaların karşısında etkin yapısı ve ordusu ile cevap verirken
uluslararası boyutlardaki sorunların çözümünde önemli görevleri
üstlenmesi , yeni hinterlant alanlarını genişletmesi, köklü devlet geleneği
ile paylaşımcı politikalarıyla beraber ülkelerin kalkınmasında yol
göstericiliği, kazan kazan politikalarıyla dünün sömürülen ülkelerinin
benlik ve güç kazanmalarını sağlamakta olup yeniden güçlenen ülke
konumuna gelmektedir.
Dünya için değişim ve dönüşüm süreci devam ederken Orta Doğu,
Afrika,Latin Amerika gibi bölgeler büyük sarsıntılar ve siyasi değişimlere
sahne olurken her tarafa savrulabileceklerdir.
Değişim ve dönüşüm süreçlerinde ülkelerde işsizlik,enflasyon,hayat
pahalılığı,sosyal huzursuzlukların artacağı görülmektedir.
Mehmet BOZKUŞü
Stratejist-Siyaset Bilimci
KAFKASSAM
Mehmet BOZKUŞ: YENİLENEN DÜNYA DÜZENİNDE DEĞİŞİM DÖNÜŞÜM
21 0

Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.