Syckes-Picot ile Orta Doğu’yu parçalayanaların İsrail’in
kuruluş öyküsündeki ilk büyük dönemeç, 1897’de Basel’de
17 ülkeden 204 katılımcıyla toplanan 1. Siyonist
Kongresi’nde Dünya Siyonist Teşkilatı’nın kurulmasına ve
bunun Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için faaliyet
göstermesine karar verilmesiydi.
1897’de başlayan süreçle beraber Osmanlı topraklarını işgal
etme ve kendi çıkarlarına hizmet edecek bir devlet
oluşturma planları ile işgalci devlet İsrail’in planlarını
yapanların 1917 ve 1948 kuruluşu ile devam eden işgal
süreçlerinin dur denilebileceği bugün için bilinçlenmiş bölge
ülkeleri ittifakının oluşmaya başladığı görülmektedir.
Suriye’de Esad yönetiminin ülkeyi terk etmesiyle ortaya
çıkan yeni Suriye yapılanması, bölge ülkelerinin kendi
geleceklerini tayin edeceği coğrafya olarak gördükleri
gerçeğidir.
Bölge ülkeleri kendi gelecekleri için istikrarlı ve güvenli bir
Suriye ile geleceklerinin garanti altına alacaklarını, yayılmacı
ve işgalci İsrail ve onun destekçileri olan bütün yapıların
karşısında bütünleştirici ve kapsayıcı politikalar izleme
zamanı gelmiştir.
Osmalı Devleti sonrası bölge hep kan ve savaş ile karşı
karşıya kalmış, buna neden olanlar ise kendi çıkar ve
menfaatleri doğrultusunda bölge ülkelerini dizayn etmekten
geri kalmamışlardır.
Suriye’deki yeni yönetime yaklaşımlarının aynı politikalar
çerçevesinde olduğu bilinmelidir. Güçlü ve dik duruşlu bir
Suriye yönetimi İsrail için tehdit,vekil aktörleri için bölgeden
çıkmaları,küresel güçler için güç kaybı anlamına
gelmektedir.
Dolayısıyla sınırları belli olan bir İsrail Devleti oluşması
kararını bölge ülkeleri kendi kaderlerinin tayini noktasında
verecekleri büyük bir fırsat ortaya çıkmıştır.
ABD başkanlık seçimlerinde Trump karşısında Harris’i
destekleyen ülkelerin Trump’ın başkanlığa başlaması
sonrası neler ile karşılacaklarını Trump ve Musk’ın
açıklamlarından görmek mümkün gibi görülmektedir.
Sorunsuz Orta Doğu Trump için büyük kazanımlar elde
etmesi ve mücadele edeceği alanlarda güç kazanması
anlamına gelmektedir.
İsrail bölgede işgalci konumu ile İngiltere ve ABD’nin inşa
ettiği yapıdır.Bütün planlarını İsrail üzerinden harekete
geçiren Batı Siyonist anlayış ile bunu birleştirmiş ve bölgede
teolojik bir politika ile bütün planlarını bunun arkasına
saklayarak sahneye koymuştur.
İngiltere, Fransa, Almanya, ABD ve benzerleri Akdeniz’de
olan planlarını İsrail üzerinden planladıkları gerçeği artık gün
yüzüne çıkmıştır.
Mezhepsel çatışma ve ayrıştırma politikalarını kullanarak
bölgeyi kan gölüne çeviren Batı, Suriye’yi ziyaret eden
Almanya Dışişleri Bakanının Ahmet El Şaara’ya etnik yapı
üzerinden açıklamaları ile bir kez daha ortaya koymuştur.
Bölgedeki çıkarlarını ve menfaatlarını kayıp etmek
istemeyen Batı yeni planları ve işbirlikçileriyle üzerlerine
düşeni yapacaklardır. Bu durum karşısında İngiltere ve
ABD’nin bütün Doğu Akdeniz’e hâkim olmak istediğini
görmemiz gerekir.
Suriye’de PKK/YPG kendisine güvence olarak ABD ve
diğerlerini görmektedir. ABD askerlerinin çekilmesi
durumunda DEAS üzerinden bölge tehdit edilmektedir. PKK
ve İsrail ABD’de sonrası için işbirliklerine açıktan devam
edecekleri süreçle bölgeyi terk etmek istememektedirler.
PKK/YPG’nin bitirilmesi sadece Türkiye için değil bölge
ülkeleri için yaşamsal önem taşımaktadır. Devam eden terör
sürerse bölge hiç bir zaman huzur ve barış a
kavuşamayacak olup ekonomik kalkınma ve refah düzeyine
ulaşmaları engellenmiş olacaktır.
Çünkü YPG/PKK arkasındaki desteğin sona ermesi, Batılı
güçlerin Asya’dan Afrika’ya kadar olan coğrafyada
çıkarlarının sona ermesi ve 2. İsrail Devleti projesinin tarihin
çöplüğünde yer alması anlamına gelecektir.
Bölgede değişmeyen tek nokta Petrol Savaşları olduğudur.
Suriye’deki yeni gelişmeler yeni jeoekonomi ,jeosiyaset ve
jeostratejileri beraberinde getirmektedir.
Bölgedeki değişim süreci güç dengeleri açısından bölgesel
ve küresel ölçekli olarak kendini gösterecektir.
Oluşacak olan yeni dengeler ile beraber bölge kendi
dinamiklerini harekete geçirme gücüne ulaşacaktır.
Yeni jeopolitik, yeni jeoekonomi yaratırken, jeoittifaktan uzak
kalanlar, stratejiden uzak hamleleriyle sahada kayıp edenleri
ortaya çıkaracaktır.
Mehmet BOZKUŞ
Stratejist-Siyaset Bilimci
Mehmet BOZKUŞ: ORTA DOĞU İÇİN YENİ JEOPOLİTİK VE JEOEKONOMİ 3
22 0
Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.