KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Mehmet BOZKUŞ: ÖNCE AMERİKA, ÖNCE AVRUPA

Mehmet BOZKUŞ: ÖNCE AMERİKA, ÖNCE AVRUPA

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
26 0

Önce Amerika Doktrini Eski ABD Başkanı Monreo’nun Doktrin olarak
ABD tarihinde yerini almıştı. Avrupayı kontrol altına almak için kullandığı
politikaları içermekte idi.
Önce Amerika ile Avrupa’yı kontrolü altına alan ABD, yeni dönemde
Trump ile beraber Önce Amerika Doktrininin ön plan çıktığı ve Avrupa
dünyanın diğer ülkeleri dahil olmak üzere hegemon güç ve tek güç
olarak ABD’nin yeniden hakimiyet kurması ve dünyayı yönetme planı
içinde görülmektedir.
İtaya Başbakanı Meloni’nin AB’nin merkezi Roma olmalı söylemi ile AB
içindeki Almanya Fransa liderlerinin bir araya gelerek, AB geleceğini güç
ve güvenlik ekseninde yeniden değerlendirilmesi ve güvenlik eksenli
yapıya kavuşturulması zamanının geldiği yönündeki adımlarıyla ABD’ye
karşı politika üretme cesaretini gösterdikleri bir sürece başlamış
görününüyor.
Ekonomisi çökme noktasına gelen AB ülkeleri Ukrayna Rusya savaşı ile
ABD’ye enerjiden güvenliği her alanda bağımlı hale gelmeleri ve bu
durumdan çıkış yolları aramalarının başladığı bir dönemden
geçmekteyiz.
Çin, Fransa yaklaşımı, Almanya ,Çin ilişkileri ABD’nin Çin politikalarının
kader çizgi olarak görülmektedir. Güçlü Çin, AB ülkeleri ilişkileri ABD’nin
Çin’e karşı uygulayacağı bütün politikaların sonunu getirebilecek olması
ABD için bir tehdit olarak ortaya çıkmaktadır.
İtalya ve İspanya’nın Gazze sorununa yaklaşımlarıyla ABD ve diğer AB
ülkeleri politikaları dışında uyguladıkları politikalar İsrail’in karşısında yer
almasını sağlamaktadır.
Rusya Ukrayna savaşını seçimler öncesi 24 saat içinde bitireceğini ifade
eden Trump’ın süreyi 6 aya çıkarması ile ortaya çıkacak sonuç tehdit ve
yaptırımlar üzerinden Rusya’yı tehdit etme planı ile ortaya çıktığı
görülmektedir.
Ukrayna Rusya savaşında Rusya’nın sıradan bir ülke konumuna
konulması Rusya tarafı için itibar kaybı ve prestij kaybı olarak ortaya
çıkmaktadır.
Rusya’nın nükleer güç ve zenginliği olan bir ülke konumunda olduğu
BM’de veto hakkına sahip beş ülkeden biri olduğu, BM’nin aldığı
kararlarda etkin güçe sahip olduğu, savaşı ancak bitirmek için Rusya’nın
politikaları çerçevesinde yaklaşımla mümkün olacağını göz ardı eden bir
ABD yönetimi görülmektedir.
Trump’ın siyasi geleceği için bir prestij konumuna gelen Ukrayna Rusya
savaşı eğer bitirilmez ise Trump için hem içeride hem de dışarıda büyük
bir prestij kaybı olacağı gibi Önce Amerika söyleminin de başarısızlığının
adımları olacaktır.
1783 yılında 13 eyaleti olan ABD, yeraltı zenginlikleri ve altın,petrol
vs.zenginliklere sahip bölgeleri ele geçirmesiyle 1898 yılına gelindiğinde
50 eyalete ulaşmış ve işgaller ve savaşlar ile topraklarını genişletmişti.
ABD’nin Altın Çağını Yaşayacak açıklaması ile Başkan Trump’ın 2.
Döneminde hedefe aldığı Panama kanalı,Meksika Körfezi, Grönland,
Kanada ile beraber madenler,teknoloji,yapay zeka,uzay,arktik
bölgesi,robot teknolojisi alanlarında yenilenen dünya düzeninde tekrar
hakim ve hegemon güç olma isteği görülmektedir.
Elon Musk’ın Nazi selamı verdi eleştirileri yerine Roma selamı veren bir
Elon Musk olduğu görülmek istenmemektedir. Yeni dönemde Roma’nın
devamı olarak ABD yönetimi kendini görmektedir.
ABD’nin içine kapanmasını bekleyenler şunu görmeleri gerekir.İçine
kapanan ABD parçalanma süreci ile karşı karşıya kalan ABD olarak tarih
sahnesinde yerini alır.
Başkan Roosevelt’in ‘’Savaşlar ABD’nin sigortasıdır.Dışarıda ki her
savaşı selamlarım. Eğer savaşları dışarıda yaşamaz isek içeri de
yaşarız .’’ sözü her şeyi ortaya koymaktadır.
Dünya hegemonyasının temel taşı olarak savaşları gören ve yöneten bir
ABD anlayışı ve politikası gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.
Trump’ın aldığı kararlarda planlı ve kararlı tutumu ön plana çıktığı
görülmektedir. İçeride ;
Güvenlik,Adalet,İstihbarat, çarklarına dokunacak olan bir Trump ön
plana çıkmaktadır.
D ı ş a r ı d a i s e ; Av r u p a Ü l k e l e r i , S a v a ş l a r, Ç i n , R u s y a , O r t a
Doğu,İran,İngiltere hedef ülkeler olarak görülmektedir.
Orta Doğu,ABD için Türkiye müttefik ülke konumunda olmasına rağmen
düşman ülke konumunda görülmekte olup çıkar ve menfaatlerinin
karşısında mücadele eden ülke olarak görülmektedir.
İsrail ABD çıkarlarının Orta Doğu’da koruyucusu ve sahada ki
uygulayıcısı konumunda olup teolojik ABD’nin hizmet ettiği ülke
konumundadır. Asla vazgeçilmez konumundaki ülke olarak her alanda
kullandığı ve yardım ettiği ülkedir.
İran ABD için Orta Doğu’da varlık sebebi olarak uluslararası sistemlerin
yetkisi ile bulunma nedeni olarak görülmekte,ABD ve İsrail ve Batı için
bir tehdit unsuru olarak görülmektedir. Bölge de bir çok alanda görülmez
ilişkileri bulunması dahi bu algıyı yıkamamaktadır.
Önce Avrupa olmak için enerjiden hammaddeye kadar bir çok alanda
bağımsız bir Avrupa yaratabilecek kararlı bir Avrupa liderleri
görülmemektedir.
Rusya Ukrayna savaşı ile enerjiden güvenlik yapısına kadar ABD’ye
teslim olan Avrupa kendine nasıl bir çıkış yolu aramaktadır.
Düne kadar hep oyaladıkları Türkiye, Avrupa için bir kilit ülke
konumunda olduğunu görmelerine rağmen Türkiye ile ilişkilerini
düzeltmek istemeyen bir hakim yapının devamı ile Avrupa kendi güvenlik
ve enerji sorunlarıda dahil olmak üzere çözme adımlarını atmakta
yetersiz kalmaktadır.
Çözüm noktası Önce Avrupa için yeniden dizayn edilmiş bir Avrupa
yaratmalarından geçmektedir. ABD’ye bağımlı oldukları her alanda cesur
kararlar alarak uygulayacakları bir süreci başlatmaları gerekmektedir.
Bunu yapabilecek bir lider ön plana çıkmış değildir.
ABD için en büyük risk, yaptırım gücü rezerv para olan ABD dolarının
kullanım oranlarının ortadan kalkması olarak görülmelidir.
Dünya ülkelerini yaptırımlar ve finansal sistem üzerinden tehdit eden
ABD karşısında Çin’den Rusya’ya Türkiye’den Avrupa ülkelerine kadar
yeni uluslararası bir finansal sistem yapılanması ile cevap verecekleri en
yakın enstrüman olarak görülmektedir.
Avrupa’nın görünmez ülkesi her plan ve politikanın gerçek sahibi olan
İngiltere, ABD ilişkileri Trump ile çekişmeli bir sürece girdiği
görülmektedir.
Bu durum karşısında sessiz ve derinden ilişkilerini devam ettiren
İngiltere yönetimi kendi kontrol bölgesinde olan Kanada, Grönland’ı
hedefine alan ABD’ye karşı sessizliğini korurken, Ukrayna Rusya
savaşında İngiltere’nin savaşın devam etmesi isteğini gösteren İngiliz
Başbakanın Ukrayna ziyareti ile ilk cevabı vermesi ve kamuoyunda
gündeme gelmemesi dikkat çekmektedir.
Mehmet BOZKUŞ
Stratejist-Siyaset Bilimci
KAFKASSAM

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir