Küresel Hakimiyetin Güçleri
Çok kutuplu uluslararası bir sistem içinde yeni güç merkezlerinin oluşmaya başladığı bu günkü yeni dünya düzeninde konjonktürel durumda soğuk savaş sonrası küresel güç olma geçerliliğini kayıp eden ABD’nin yeni- den süper güç olma isteği ile ortaya koyduğu ve koyacağı politikalarla güç olma durumunu belirleyeceği süreçlerden geçmekteyiz.
ABD’nin işbirliği, rekabet ve düşman tanımlalamaları ile ilişkilerini belirlediği rakip ülkeler olarak gördüğü AB,Rusya ve Çin ile beraber bölgesel güç olarak kendilerine yer edinmeye çalışan ülkeleri hedefine alarak yeniden dizayn etme içinde olduğu görülmektedir.
Kurulurken düşman yaratarak kendi ülkesini kurmayı planlayan küresel haki- miyet güç merkezi olarak tek başına kendini gören ABD bu güçünü kayıp etme korkusu ile yeni yönetimi Biden ile tekrar etkinlik alanını sağlama , müt- tefiklik yapısını güçlendirme ile bunu sağlamak için dış politik dengelerde Çin, Rusya, AB, Asya Afrika yapılanmalarını güçlendirerek hedefine ulaşmak istemektedir.
SSCB sonrası yeniden eski günlerine ve güç merkezi olma çalışmaları içinde olan ve etkinliğini siyasi,savunma ve politik olarak artıran Rusya’ya karşı be- lirleyeceği politikalar,
Ekonomik güç olarak etkinliğini artıran ve silahlı göç olarak ülkeleri tehdit et- meyen ekonomik güç olarak ülkelerin stratejik noktalarına ve özellikle enerji ve lojistik merkezi olarak gördükleri ülkelere ekonomik yardım ve yatırımlar yaparak yer alan Çin karşısında neler yapabileceği,nasıl durdurma ve gerilet- me politikaları uygulayacağının cevabını aradığı,
2000 yıllarla beraber birlik olarak ekonomik bir güç merkezi konumuna gelen AB’nin siyasi ve askeri güç olarak sahneye çıkma gayretleri ve AB’nin eko- nomik lokomotifi konumunda olan Almanya’nın Rusya ile yaptığı enerji an- laşmaları ve AB’nin Çin ile yaptığı ekonomik işbirliği anlaşmalarının ABD poli- tikalarının konumunu ve geleceğini belirleyeceği görülmektedir.
Küresel hakimiyet aktörleri olarak kendilerini gören AB.Çin,Rusya ve ABD birbirlerine karşı üstünlük sağlama alanı olarak bölgesel güç merkezi konu- mundaki ülkeler üzerinden bu güçlerin sergilemek istedikleri gerçeğidir.
Polonya,Yunanistan,Hindistan,Pakistan,Türkiye,K.Kore,G.Kore ve Japonya gibi ülkelerin önemini ortaya çıkarırken bu ülkeler üzerinden çatışma ve kriz
kaos bölgeleri oluşturma gayretleri ile ülkeleri kendi hinterlantları alanlarında bulundurmak istediklerini ortaya çıkarmaktadır.
Trump yönetimi ile dünya çekişme alanlarında oluşan boşlukların çok çabuk birileri tarafından doldurulacağını göremeyen değişen dünya dengelerine kar- şı kendi iç dinamiklerinin dış dinamiklerine etkisini göremeyen ABD içeride seçimlerle beraber yeni oluşumların oluşmasına yola açarken dış dinamikle- rinde etkinlik ve güç kayıplarına uğramıştır.
Vekil aktörler üzerinden müttefik ülkeleri tehdit etmeyi ve yaptırımlarla eko- nomik ve siyasi olarak sindirme politikalarının etkisinin azaldığını görememiş bunun karşısında ülkeler kendi menfaat ve çıkarları doğrultusunda yeni güç birliktelikleri yaparak ABD karşısında yerlerini almayı tercih etmeye başlamış- lardır.
ABD’nin küresel hakimiyet gücünü kimse ile paylaşmak istememesi bunun beraberinde oluşan denge kayıplarını kontrol etmek istemesi esas konu ola- rak ortaya çıkmaktadır.
Biden yönetiminin Çin, Rusya karşıtı politikalar ve yeniden müttefiklerle bera- ber güçlü olma isteği aslında Ortadoğu üzerinden enerjiyi ve ticaret yollarını kontrol ederken dünya güç dengesinde kendi eliyle yarattığı boşlukları Çin ve Rusya doldurmuştur.AB ise kendi savunma ve siyasi politik yapılanmalarını oluşturma çabaları içine girerek kendine çıkış yolları aramıştır.
Biden yönetiminin Trump politikalarına dönmesi ve Çin karşı Asya Pasifik bölgesinde güç oluşturma çabalarına girmesi bunun göstergesi olarak karşı- mıza çıkmaktadır.
Uluslararası çok güç merkezli yapıların oluşmasını isteyen Çin bunu yaptığı ve desteklediği politikalarla oluşturmaya başlamış ve Rusya ile beraber Av- rasya ve Asya Pasifik bölgesini etkisi altına almıştır.
Bu durum dünyada yeni soğuk savaş ve çekişme döneminin başladığının ha- bercisi olarak görülmelidir.
Mehmet BOZKUŞ