İran angajman kuralları içinde BM 51. maddesi dahilinde İsrail’e müdahale etmesi bir İsrail İran savaşı değil müdafaa hakkı olarak ortaya çıkmaktadır.
Batı’nın İsrail destekçileri tarafından ve Orta Doğu’da tek ülke Ürdün tarafından kınama ve Ürdün üzerinden geçen dronların vurulması ise Ürdün Devletini Batı ile hareket eden ve İsrail’in yanında yer alan ülke konumunda bir kez daha göstermiştir.
7 Ekimden 14 Nisan ile beraber beklenen barıştan uzak ve kriz ve kaosun uzun süreli olacağını göstermektedir.
Netanyahunun güç kazanması ve siyasi kariyerinin geleceği için bu durum bir kazanım olarak görülmelidir.
İsrail bu saldırıların İsrail’in bölgede nasıl bir durum ile karşı karşıya olduğunu görmelerini gerektiğini müttefiklerine hatırlatmıştır.
İran kayıp eden değil ancak bu durum karşısında kazana İsrail olarak ortaya çıkmaktadır.
İran güvenlik sınırlarını Suriye’den ve sınırlarının dışından sağlamaya çalışan bir ülke bu İran’ın meşru müdafaa hakkını ortaya koyduğu bir müdahale olarak ortaya çıkmaktadır.
İran ve İsrail bütün gelişmelerden sonra birbirlerine karşı tehditlerine devam edeceklerdir.
1800 km uzaktan saldırı düzenleyen İran’ın gücünü göstermesi anlamında bölgede yeni dengeleride ortaya koymaktadır.
Nükleer güç hem İran hem İsrail için varlığı tartışılan ancak var olduğuna inanılan iki ülke nükleer güç ile birbirlerini tehdit edecek mi sorularını gündeme getirmektedir.
İran’ın Hürmüz boğazını kapatmak dünyanın enerji yollarını tehditini yeninden gündeme getirilmesi ABD için karşı cevap ile verilecektir.
Kızıldeniz ve Hürmüz boğazının kapatılması ve tehditler dünya ticareti için ne kadar dayanma gücü verecek bu durum dünya ticareti için riskler nereye götürecektir.
İran’ın Nükleer merkezlerini vurmak meşru müdafaa hakkını savaş haline çevirecektir.
Refah operasyonu öncesi İran’ın hamlesini Refah bölgesindeki gelişmelerde dikkatleri başka yöne çevirme eylemi olarak görülmelidir.
İran’ın resmi ordusu devrim muhafızlarını terör örgütü olarak ilan edimeli diyen İsrail Dışişleri Bakanı kendi yaptıkları eylemleri acaba terör eylemi olarak görebilecek midir.
İran İsrail gerilimi planlı ve bilinen yöntemler içinde hareket edilmiş topyekun savaşa dönüşme eğilimi göstermiyor.
İran İsrail’in 1 Nisan Şam Konsolosluk saldırısına karşı kontrollü bir tırmanma ile bu gece İsrail’e karşı 200 civarında dron ve füze saldırıları başlattı.
Bu saldırıların temposu ve yoğunluğu İsrail’in kademeli ve katmanlı hava savunma sistemleri ile pek çoğu bertaraf edilecek düzeyde düşüktü.
Bu saldırıları önlemek için ABD askeri desteğinin de kullanıldığı biliniyor. ABD’nin hem Suriye’de hem Irak’tan çıkmaması için yeni sebepler olarak ortaya çıkmaktadır.
Güney Lübnan’dan son saatlerde İsrail’e yönelik Hizbullah füze saldırıları da sayısal olarak son altı ayda yaşananlar seviyesinde kaldı. Lübnan’dan yapılan saldırılar ile Lübnan’ın İsrail tarafından kontrol altına alınmasına ve ABD destekli bir şekilde İsrail için yeni toprak kazanımlarını elde etmesini sağlayacaktır.
Suriye saldırısının karşılığını veren İran’ın ABD ile gizli istişare içinde daha ileri gitmeyeceği beklenebilir.
ABD ise seçim döneminde İran’ı karşısına alan bir savaşta Biden yönetiminin güçlenmesine neden olacaktır
Netanyahunun Biden hükümeti ve İsrail devleti karşısında olmadan ancak İran ile asla bir çatışmaya girmeden bu krizi kendi çıkarları paralelinde atlatmak isteyecektir.
İran Suriye’nin cevabını verdiğini ortaya koyarken bundan sonra İsrail’in ne yapacağını görmek savaş mı yoksa danışıklı savaş mı olarak yeni hangi hamlelerini gösterecektir.
Netenyahu ve Biden pazarlığı önemlidir. İran adına pazarlığı kim yapacak bu bilinmiyor Netenyahu ABD İran savaşını her açıdan ister. ABD İran savaşı İsrail için güvenlik çemberi oluşması demektir.
İran nükleer alt yapısını imha için sebepler arayan ABD İsrail’i korumak adına Batı’nın varlığı için bu krizi ABD’nin savaşına dönüştürmek isteyecektir.
İsrail’de Netanyahuya karşı artan halkın tepkisini ve hükümet karşıtlığı azalacaktır.
Batı ve İsrail için İran saldırısı dünya kamuoyuna satacak güçlü gerekçedir.
Tarihte ilk kez İran kendi topraklarından doğrudan ikinci ülke hava sahalarını kullanarak İsrail’e saldırmıştır.
ABD’nin doğrudan desteği olmadan İsrail de bu krizi savaşa dönüştürmesi zor görünüyor.
Amerikan İran savaşı çıkması Rusya ve Çin için bölgede yeni denge fırsatlar yaratacaktır.
ABD bölgede Rusya ve Çin’in daha güçlenmesine ne kadar müsade edecek veya etmeyecektir. Biden ve Netenyahu arasındaki pazarlığın sonucuna göre şekillenecektir.
ABD İsrail ve Ukrayna’ya sağlanacak askeri yardım paketlerinin Kongreden geçmesi için yeni sebepler kazanırken İran’a yeni yaptırımlar ile Çin’e petrol ihracatının kesilmesi ve Rusya’ya askeri teçhizat satışının önüne geçmek için de ABD tarafından kullanılacaktır.
Rusya’nın bölgede ve Golan tepelerinde Brova bölgesinde yeni yapılanmasıyla gelişmeler Rusya’nın etkinliği göstermektedir.
Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine terör örgütlerini bitirme hazırlıkları yaptığı bir zamanda bu gelişmeler dikkatle izlenmelidir.
Suriye ve Irak’ta ABD’nin desteklediği PKK DEAS ve diğer terör örgütlerinin hamlelerine karşı daha sert ve hazırlıklı olmalıdır.
İran’ın İsrail ve ABD misyon şefliklerine yapacağı saldırılar ile Azerbaycan’ın hedefe alınmasına karşı Kafkasya’da yeni kriz ve kaoslara karşı hazır olmalı ve Fransa ve ABD hamleleri yakından takip edilmelidir.
Bölgemizdeki gelişmeler asla Gazze’yi unutturmamalıdır.
Dr Mehmet BOZKUŞ Stratejist Algısal Siyaset Kafkassam