KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Mehmet BOZKUŞ: Avrasya ve Gelişmeler

Mehmet BOZKUŞ: Avrasya ve Gelişmeler

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 9 dk okuma süresi
266 0

Avrasya coğrafyası Mezopotamya, Anadolu, Eski Yunan, Çin, Hint, İran, Moğol,Türk, Rus medeniyetlerinin etkileri ile stratejik kültüre ve çok köklü bir tarihsel geçmişe sahiptir.
Bu coğrafyada yaşayan milletlerin ortak özellikleri, belki de, hemen hepsinde “emperyal” yapılanmanın toplumların ekonomileri,emperyal değişime uğramış kültür ve benlik etkinliklerinin geçmişlerinde izlerinin bulunmasıdır.
En büyük tehlike ise stratejik düşüncenin devletlerin güvenliği ile beraber yaşadıkları mücadele yapılarıdır.
Dünyanın en büyük pazarı, tüketim merkezi, enerji talebi vb. etkenlere paralel olarak yeni dünya düzeninin anahtarlarını elinde bulundurması ile Avrasya’nın artan öneminin iyi gözlenmesi gerekmektedir.
Nato toplantısı ile yeni hedeflerini belirleyen ABD yönetimi plan ve programlarının uygulanması için bulunduğu yerlerde bir çok eylem ve davranışları tekrar destekçileri üzerinden harekete geçirme ve uygulama ile yeniden tek başına güç merkezi konumunu korumak istediğini ortaya koymuştur.
ABD yönetimi AB’nin etkin devletleri Almanya ve Fransa desteklerini ancak tavizler vererek sağlama içerisine girmiş ve Kuzey Akım projesine karşı yaptırımı sadece şirketlere uygulama kararı ile bunu göstermiştir.
AB’nin yeniden askeri harcamalar için kendi güvenlikleri dahil olmak üzere salgın (pandemi) dönemi ile beraber gelişen ekonomik dalgalanmalar karşısında ve emperyalist yapılanmalarına karşı gelişmekte olan ülkelerden aldıkları tepkiler karşısında nasıl bir politika izleyeceklerini yeniden belirleme ihtiyaçlarının ortaya çıktığı bir süreçle karşı karşıya bulunmaktadırlar.
ABD’nin BOP ile oluşturmaya çalıştığı ankavi devlet yapılanmasının yarattığı kaos ve krizlerle ortaya çıkan bölgenin demografik yapısını değiştirme projelerinin uygulanmasının hızla devam ettiği bir zamanda Türkiye bu duruma müdahale ederek engeleme sürecini ne kadar öteleyebilecek veya Türkiye kendisine karşı emperyalist ve terör destekli politikalarından vazgeçmeyen ABD ve AB’ye karşı farklı ve alternatif politikalar izlemesi gerekmektedir.

Önümüzdeki dönemlerde AB ve ABD çekişmesinin bölgemizdeki etkilerinin daha fazla bir şekilde ortaya çıkacağı kesin olarak gözükmektedir.
ABD yönetiminin Afganistan’dan askerlerini geri çekme planını açıklaması ile ortaya çıkan yeni durum bölgemiz ve yeni dünya düzenine etkilerinin neler olabileceğini tartışmalarının en üst düzeye çıkacığının iyi bilinmesi gerekir.
ABD’nin Nato kapsamında asker bulundurduğu Afganistan stratejik olarak ABD’nin düşman ilan ettiği Çin ,Rusya ve Çin’in yeni ipek yolu projesinin geçiş koridorları olan Kafkasya ülkeleri ve Pakistan ,İran üzerinden Türkiye’ye ulaşacak göç ile büyük terör saldırılarının merkezi konumuna gelecek ,kontrol edilmediği takdirde göç ile Türkiye’yi dize getirme terör ile Özbekistan , Tacikistan üzerinden Kafkasya ve Rusya’ya karşı yeni hamleleri olarak her zaman kullandığı kriz ve kaos stratejileri üzerinden istediğini elde etme planlarını ortaya koyduğu gerçeğidir.
Ülkelerin seçim süreçlerinin yaklaşamaya başladığı ve göçlerle bir yapının değiştiği gerçeğini siyasal iktidarlar görmekte ve bu durumun hem kendi seçmenleri üzerinde hemde ekonomik ve siyasi maliyetlerini nasıl karşılayacaklarının cevaplarını aradıkları bir ortamda ABD yönetiminin ben yeniden eski ABD olmak istiyorum diyerek ortaya çıkmasının maliyetinide hesaplamaları gerektiğidir.
Ülkelerin denge ve ortak çıkarlar politikalarının sonladığı,denge politikalarının yerini karar ve uygulama politikalarının almaya başladığı, etkileri altındaki ülkelere karşı yaptırım ve tehdit politikalarının cevap ver politikasına dönüştüğü Nato ve ABD Rusya devlet başkanları toplantısı sonunda ortaya çıktığı görülmektedir.
Karadeniz’de Ukrayna ve Gürcistan,bölgemizde terör örgütleri,Nato üyesi olmayan ülkeleri Nato ortakları olarak görerek yeni düzeni sağlamak isteyen ABD Çin,Rusya ve Türkiye’ye karşı hamlelerini daha fazla kriz ve kaos üzerine oluşturarak devam edeceğinin görülmesi gerekmektedir.
15 Temmuz yıldönümünün yaklaştığı bu günlerde ogün ve ülkemiz üzerindeki hain yapılanmanın emelleri asla unutulmamalı, asala, pkk, deaş olmak benzeri olaylar eğitim sistemimize eklenerek mutlaka destek veren bütün ülkeler ve yapılar nasıl çalıştıkları dahil analiz edilerek gelecek nesillere aktarılmalıdır.
Ülkemize karşı faaliyet gösteren terör örgütü yapılanmalarının bütün Avrasya için tehdit olduğu gerçeğini bütün ülkelerin bilmesi gerekmektedir.
ABD ve emperyal ülkeler adına lobi faaliyetlerini yürüten bütün yapıların etki alanları dikkatle takip etmesi gerçeğini bütün dünya ülkeleri görmeli ve analiz etmelidir.

Avrasyan’nın doğudan doğan güneşinin varlığı ile batıyı aydınlatma dönemine yeniden ulaştığı dünyamızda Avrupa’dan Asya’ya doğru yönünü çevirmektedir.
Enerjide kontrolu elinde bulunduran emperyal sistem karşısında Ortadoğu petrolleri yerine Hazar petrol ve doğalgaz eksenli yeni enerji piyasası ile cevap veren bir Kafkasya ile karşı karşıyadır.
Rusya, Çin ekonomik ortaklık hamleleri ile bölgede bulunan bir çok ülke ekonomik olarak kazanımlar elde etmesi ile top yekün kalkınma ve refah düzeyine ulaşacakları kesindir.
Bütün bu gelişmelerin neticesinde dünya ticaret yollarının kontrolünü elinde bulunduran ABD‘nin güç kayıp etmesine askeri stratejilerinin ana merkezi Asya’ya kaydırmasına sebep olmaktadır.
Bu süreçte Türkiye’nin dış politikadaki Ortadoğu tıkanıklığını açacak, kısa vadede Orta Asya ve Hazar çerçevesinde, uzun vadede ise Asya ekseninde koridorlar mevcuttur.
Bu yeni oluşumlara karşı önceden belirlenmiş stratejilerle pozisyonunu güncelleyip bir adım öne geçmelidir. Unutmayalım dış politika öngörüye dayanır ve geleceğe bakar. Mevcut olan, daha önceden hazırlanmış stratejilerin ürünüdür.
Yeniden uluslararası yapılanmalar dahil olmak üzere finans,yeni ticaret merkezleri ile beraber yeni ticaret yollarının ortaya çıktığı bu dönemde ülkeler bunun kararlarını vermek zorunda kalacaklardır.
Ülkelerin karar al ve uygula politikaları bir çok ülkede siyasal değişimleride beraberinde getireceği kesindir.
Bu durumu iyi okuyan devletler devlet düzeninden taviz vermeden uygulayacakları devlet politikaları ile devam etme yetisine sahip olurken, devlet politikası olmayan ülkelerin siyasal politikalara teslim olması gerçeğini ortaya çıkaracaktır. Bu durum bir çok coğrafi değişimide beraberinde getirecektir.
Salgın döneminde bir çok ülke ekonomik olarak zor zamandan geçtiği fiyatların arttığı,işsizlik ve üretimin durma noktasına geldiği ham madde fiyatlarının arttığı , milliyetçilik ve ırkçılık söylemlerinin toplumlar üzerinde etkili olmaya başladığı çok tehlikeli ancak emperyal yapılanmaların beklediği süreçler olarak bir çok ülke için tehdit olarak ortaya çıkmaktadır.
Toplumsal düzende insani yapılanmaların yok edildiği,insanların tek başına ve dijital esirlikle beraber benliklerinin algısal yapılarla kontrol altına alındığı,bu

zamanda benliklerini kontrol eden, kültürlerine ve değerlerine sahip çıkan toplumların yeniden kenetleceği bir dünya ile karşı karşıyayız.
Mehmet BOZKUŞ

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir