Dünya; yeni bir düzen evresinde değişim içerisinde yol alıyor. Salgın hastalıklar, ekonomik krizler, toplumsal olaylar ve dijital bir hayat modeli ekseninde seyir alıyor. Hatta ülkemizin genel hedeflerinde bu yıl bazında ”psikolojik sağlamlık” ilkesine yer veriliyor.

Bütün bu olayların yanı sıra ülkelerde değişen dengeler ve kendi iç dinamiklerinde sirayet eden olaylar jeopolitik, jeo-stratejik, jeo-külturel ve jeo-ekonomik açıdan önem arz ederek ülkeleri büyük ölçüde etkiliyor.

Suriye’de cereyan eden olaylar neticesinde milyonlarca Suriyeli vatandaş zulüm ve hayatta kalma mücadelesi ve müreffeh sevide hayatı idame ettirmek için ülkemize sığınmacı veya mülteci olarak iştirak etti.

Son olarak 2001 yılı ikiz kuleler olayı ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin ”barış ve demokrasi” getiriyorum diye gittiği Afganistan’ dan ortalığı talan ederek ayrılması ardından Taliban’ın ülkeyi kuşatması ile birlikte milyonlarca Afganistan vatandaşları ülkemize mülteci veya sığınmacı olarak iştirak etti.

Bunun yanı sıra aynı şekilde Arap ülkelerinden ve Afrika ülkelerinden de gelen yabancı vatandaşlar bulunmaktadır.

Ülkemiz açısından öncelikli olarak Milli Güvenlik politikalarına önem vermemiz gerekiyor.

Bunların başında sınır güvenliği, sosyal politikalar, kültürel değerler vb. kriterlere önem vermemiz gerekiyor.

Bu hususta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sorunlara çözüm odaklı politikaları daha hızlı bir şekilde hayata geçirmesi için acil bir şekilde Sınır Güvenliği ve Göç İdaresi Bakanlığı kurulmalıdır.

Güçlü bir yönetmelik ve alanında uzman kişiler eşliğinde sosyolojik, psikolojik, güvenlik, ekonomik vb. stratejik politikalar uygulayarak ülke güvenliği homeostazik iç denge ile beraber temin edilmelidir.

Ülkemize mülteci ve sığınmacı olarak gelen yabancı vatandaşların kontrollü bir şekilde istihdamı sağlanmalıdır.

İstihdam derken ülkeye geldiğinde kimlik tesbiti, yüz ve el tarama ve özgeçmiș bilgileri ile girişlerin yapılıp daha önceden belirlenen mekan veya konaklama merkezlerinde istihdam ederek sağlık, sosyal politika ve dil eğitimi ile rehabilitasyon çalışmaları icra edilmelidir.

Böylelikle hem sığınmacı politikaları doğru ve emin bir şekilde yürütülecek hem de demoğrafik yapımız, kültürümüz asimile olmaktan sıyrılarak güvence altında olacaktır.

Sınırlar ülkelerin güvenliği için askeri tedbirler ile korunurken aynı zamanda sınır güvenliği iç ve dış politikalara büyük ölçüde etki etmektedir.

Sınır Güvenliği ve Göç İdaresi Bakanlığı İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Dışișleri Bakanlığı, Ekonomi ve Maliye Bakanlığı ile eșgüdümlü hareket ederek güçlü politikalar icra ederek koordinasyon görevini yerine getirmelidir.

Aynı zamanda Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı, AFAD, Kızılay, Göç İdaresi Başkanlığı, belediyeler, sivil toplum kuruluşları eşliğinde, Birleşmiş Milletler ve uluslar arası kuruluşlar ile koordinasyon içerisinde çalışacak bir şekilde güçlü bir teşkilat stratejisi ile yapılandırılmalıdır.

Bu hususta kurulması için fikri beyan edilen Sınır Güvenliği ve Göç İdaresi Bakanlığı’ na 1 bakan ve 6 bakan yardımcısı görevlendirilmelidir.

Bakan iyi derecede en az iki yabancı dil bilen (İngilizce, Arapça, öncelikli) sosyoloji alanında uzman bir akademik geçmişe sahip olmalıdır.

İçişleri Bakanlığı’ nı temsilen sınır bölgelerinde görev yapmış başarılı bir vali, Dışișleri Bakanlığı’ nı temsilen başarılı bir büyükelçi, Milli Savunma Bakanlığı’nı temsilen sınır bölgelerinde görev yapmış başarılı bir general, Sağlık Bakanlığı’ nı temsilen yöneticilik yapmış bir doktor, Milli Eğitim Bakanlığı’nı temsilen yöneticilik yapmış, eğitimde ve mülteci politikalarında başarılı bir eğitimci, sivil toplum kuruluşları ile koordinasyonu sağlayacak daha önce stk yöneticiliği yapan aynı zamanda iş dünyasına hitap eden bir temsilci bakan yardımcısı olarak görevlendirilmelidir.

Sınır güvenliği, mülteci ve sığınmacılara yönelik çözüm politikaları ülkemizin ufkunu aydınlatırken her alanda başarılar elde etmemize vesile olacaktır. Kurulacak yeni bakanlık kamu yönetimi açısından koordinasyonu sağlayacak ve tek merkezden güçlü bir şekilde hareket etmekle birlikte zaman ve masraftan kazanım elde etmemize vesile olacaktır. En önemlisi kazanan Türkiye ve Türk Milleti olacaktır.

Mahmut Sami Mallı
Siyaset Bilimci