Tüm dünyanın covid19 ile birlikte başlayan zorlu bir süreçten geçtiği günümüzde ülkemizde bu gelişmeler hususunda bir sınav evresinden geçiyor.
Devletimiz gerekli bütün tedbirleri başarılı bir şekilde yerine getirirken farklı bir açıdan adım atmamız bizleri daha başarılı bir seviyeye ulaştıracaktır.
Ülkemizde ekonomi ve güvenlik politikalarında ortak bir kanaat ile güven tazeleyen bir siyasi atmosfer eşliğinde yol almamız gerekiyor.
Ana muhalefetin iktidarı eleştirme gayretleri ile siyasi prim elde etmeyi umut ederken sarf ettiği eylem metotlarının ülke ekonomisine ve güvenlik stratejisine zarar vermesi önlenmelidir.
İktidar ve muhalefet her açıdan farklı düşünce içerisinde olsada ülke ekonomisi, askeri operasyonlar, devletimizin dış politika ve sosyal politikalar kapsamında ortak bir kanaat içerisinde hareket etmesi gerekiyor.
İçeride siyasal mücadele olurken bunun dışarıya olumsuz bir şekilde servis edildiği takdirde ülkemiz üzerinde kirli emelleri olan yabancı devletler ve uluslararası büyük şirketlerin hedefi haline gelebiliriz.
Üç kıtanın birleşme noktası olan ülkemiz dünyadaki bir çok gelişmeden öncelikli olarak olumsuz etkileniyor. Bu olumsuz süreci önlemek için dünya genelinde tertip edilen zirvelerde katılım göstermemiz günden güne artmaktadır.
Bir ülkede ekonomi ve güvenlik politikası muhalefet refleksinde seyir alan tartışmalara dönüşürse kazanım ve kâr politikaları zarar görebilir.
Bu hususta siyasi mücadele ve politik eleştiriler her zaman devlet ahlakı içerisinde olmalıdır.
Demokratik bir seçim ile devleti yöneten siyasi iktidar ile mücadele ana muhalefet tarafından Avrupa Birliği devletlerine ve yabancı büyük düşünce kuruluşlarına şikayet ile seyir almamalıdır.
Mücadele doğru bir şekilde tertip edildiğinde eğri doğruya, çatışma uzlașıya, kayıp kazanıma dönüşür. Bu kazanımı elde etmek için proje eksenli hareket etmek gerekiyor.
Sırf muhalefet olmak ve mevcut iktidarı eleştirmek için iç ve dış politika başlıca olmak üzere sağlık, bilim, sanayi ve teknoloji alanında sarf edilen başarılar tüm dünyanın dikkatini çekerken ana muhalefet ve onların ittifakı tarafından bu kazanımlar karartılmamalıdır.
Burada kazanan ana muhalefet ve ittifak unsurları değildir, ülkemizin rakipleridir. Ana muhalefet ve ittifak unsurları bu süreçte dikkatli bir şekilde adım atmalıdır.
Son olarak fiyat politikalarına odaklandığımızda Covid-19 salgını sonrası artış gösterirken bunun yanı sıra iktidar ve muhalefet arasındaki çatışmanın büyük ölçüde etkisi vardır.
Özellikle yabancı sermaye sahipleri yatırım yapacağı ülkelerde iktidar ve muhalefet arasındaki siyasi tansiyona göre yatırım planlamaları tertip etmektedir.
Bu yüzden partiler her ne kadar aykırı düşünceler içerisinde olsalar da söz konusu vatan, devlet ve millet diyerek ortak bir kanat içerisinde hareket etmek adına partiler arası iyi niyet elçileri ile medya, basın ve sosyal medyaya kapalı bir şekilde istişare etmeleri doğru bir adım olur.
Her parti genel merkezinde görev yapacak akademik ölçüde güvenlik, ekonomi, dış politikada ve iç politika düzeyinde bilgi ve deneyime sahip olan uzman danışmanlar aracılığı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında ofisleri bulunan ve direkten parti genel başkanlarını temsil eden kişiler aracılığı ile iktidar ve muhalefet arasında seyir alan iletişimi diplomasi çerçevesinde güçlendirmek için adım atılmalıdır.
İktidar ve muhalefet arasında mücadele proje eksenli ilerleyerek kazanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti olacaktır.
Mahmut Sami Mallı
Siyaset Bilimci