KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Mahmut Sami Mallı: TÜRK, DOST, AKRABA VE MÜSLÜMAN TOPLUMLARININ SORUNLARINA ÇÖZÜM

Mahmut Sami Mallı: TÜRK, DOST, AKRABA VE MÜSLÜMAN TOPLUMLARININ SORUNLARINA ÇÖZÜM

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
326 0

TÜRK, DOST, AKRABA VE MÜSLÜMAN TOPLUMLARININ SORUNLARINA ÇÖZÜM İÇİN MADDİ VE MANEVİ ORTAK BİR ŞEKİLDE MÜCADELE STRATEJİSİ İLE YOL ALINMALIDIR

İnsanoğlu hayat evresinde daima sorunlar ile karşılaşır, bu hayatın bir akışı, varoluşun bir sınav ekseninde olduğunun en büyük örneğidir.

Sorunlar bizlere mücadele azmini aşılar, aynı zamanda bu azim bizleri şükür ve tevazu ekseninde yol almaya sevk eder.

Bugüne analiz odaklı baktığımızda büyük devletlerin küçük devletleri etnik yapıları karşı karşıya getirerek çatıştırması ve çarpıştırması sonucu ortaya çıkan kargaşalar genel manada dünya politikasını olumsuz bir şekilde etkilemektedir.

Dünya politikalarına baktığımızda kurgu kurucularında insaf veya merhamet olgusu olmayıp sadece madde ekseninde kazanç politikası hedefledikleri için acıyı çeken daima mazlum insanlar olmaktadır.

Ülkelerdeki iç karışıklık sonrası oluşan kargaşa ile birlikte dağılan kamu sistemi, yıkılan şehir ve medeniyet değerleri, kaybolan merhamet, artan yağma süreçleri millet merfumunu kendi inanç esasları ile sınamaya sevk ediyor.

Ana, baba, kardeş, eş, cocuk, akraba vb. bütünlüğün temel yapı taşları olan aile bağları kaos akabinde meydana gelen zorunlu göç ile dağılıyor.

Şuan Orta Asya olan, daha önce Türkistan olan, ondan daha öncede Horasan olarak bilinen coğrafyanın tarihcesine baktığımızda ilim, fen, sanat, zenat, kültür, edebiyat, tarih, medeniyet vb. demokrasinin bütün kazanımlarına sahipken şuan kendi içinde manadan ayrılmış ve hırs ile zehirlenmiş madde içerisinde çatışmaya sürükelnmiş bir evrede seyir almaya sevk ediliyor.

Daha acı olan gerçeği Türk, akraba ve Müslüman toplulukları kendi aralarında batı figürleri tarafından sufle olarak verilen tezlerle çatışırken sulhu ve sonraki süreci nedense kendilerinden olmayan yabancı milletler şirket kültürü içerisinde yeni sömürü politikalarını kurtuluş reçetesi olarak sunuyor.

Aslım toprak, neslim toprak, her şeyden aciz, Basıp geçsen kirli cismin kılacağı ar, Kim ar etse şeytan kavmi havası var, İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed, diyen Hoca Ahmet Yesevi hazretleri; Türk, akraba ve Müslüman toplumlarına ayağa kalkmak için merheminizi kendiniz üretin, çünkü hasta olan sizsiniz, acınızı bir başkası tadmadan doğru recete yazamaz, demek istemektedir.

Bugün kanayan iki yara var dünya kamuoyunda. Suriye ve Afganistan. Her iki ülke içinde aynı yabancı devletler siyaset ve diplomasi arenasında.

Savaşa sebep olan da aynı devletler, savaşı sulha sevk etmeye çalışanlarda aynı devletler. Savaştan sonra şirket kültürü ile borçlayıp düzene dışarıdan hüküm sürmek isteyende aynı merkezler. İslam’a göre dini bayram olan günlerde çatışmayı durduran molayı veren ve da hırıstiyan ve yahudi kökenli oluşumlar oluyor.

Bu süreci iyi bir şekilde yürütür ve başarılı bir şekilde yönetirsek şayet o zaman Türk, dost, akraba ve Müslüman toplumlarına sulh ve birlik barış ve başarı ekseninde bir arada olma şuuru galip gelecektir.

İslam medeniyetinin büyük bir şuara içerisinde Türkiye ev sahipliğinde buluşması için adım atılmalıdır.

Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın himayelerinde, Kültür Bakanlığı ev sahipliğinde, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı proğram planlaması içerisinde, İslam Düşünce Enstitüsü daveti ile gerçekleşecek ‘Büyük İslam Şurası’ adında bir proğram düzenlenmelidir.

Proğramın işleyiş ve moderatörlüğünü Türk, dost, akraba ve Müslüman toplumlarının sorunlarını bilen, bir önceki dönem başarılı bir şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı yapan, İslam Düşünce Enstitüsü başkanı olan sayın Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ aracılığı ile gerçekleştirilmelidir.

Dünya genelindeki tüm İslam alimleri, kanat öncüleri bir araya gelip içerisinde bulunduğumuz süreçte cehaletin galip gelmemesi için akıl, fen, ilim ile yol alarak hakiki manada İslam irfanında buluşmalıyız.

Mahmut Sami Mallı
Siyaset Bilimci

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir