KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. KURTULUŞ Vapuru’nun belgeseli yapıldı….

KURTULUŞ Vapuru’nun belgeseli yapıldı….

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
297 0

II. Dünya Savaşı’nda Yunanistan’da efsane haline gelen
KURTULUŞ Vapuru’nun belgeseli yapıldı….

Tarihte belki de hiçbir vapur, onun kadar umutla beklenmemiş, onun kadar sevinçle karşılanmamıştı… Hiçbir vapur, tek bir yolcu taşımadığı halde binlercesini ölümden kurtarmamıştı… Tarihte belki de hiçbir vapur, onun kadar çok sevilmemişti… Ve yine hiçbir vapur, derinliklerde onun kadar kolay unutulmamıştı…”

Bu satırlar, 2. Dünya Savaşı’nda Almanya tarafından işgal edilen Yunanistan’a, Türkiye’den yardım taşıyan ve 20 Şubat 1942’de Pire Limanı’na yaptığı 5. seferinde yakalandığı şiddetli fırtına nedeniyle Marmara Adası yakınlarında batan Kurtuluş Vapuru için yazıldı. Araştırmacı-yazar ve yönetmen Erhan Cerrahoğlu ile ekibinin 2 yıldır sürdürdükleri “Kurtuluş Vapuru Belgeseli” tamamlandı.

Kurtuluş Vapuru’nun Marmara Adası yakınlarındaki batığına ulaşan ekip, belgeselde su altı ve su üstü görüntülerinin yanısıra Yunanistan tarihinde dünyaya yansımayan fotoğraf kareleri de kullanıldı.

Yunanistan tarihine “Büyük Açlık” olarak geçen ve resmi kayıtlara göre 70 bin kişinin ölümüne neden olan açlık ve sefalet döneminde Yunanistan’a yardım eden tek ülkenin Türkiye olduğu anlatılan belgeselde, çarpıcı görüntüler yer alıyor.

Türkiye’nin o dönemde kıtlığa rağmen komşusu Yunanistan’a yaptığı yardımların, Yunan halkı tarafından minnettarlıkla karşılandığı anlatılan belgeselde, dönemi yaşayan Yunan vatandaşlarıyla ve bu olayı araştıran Yunan tarihçilerle yapılan röportajlar yer alıyor. Yunanistan’da efsaneye dönüşen Kurtuluş Vapuru sayesinde, Yunan halkının umutla beklemeyi ve gelen yardımları paylaşmayı öğrendiği de belgeselde anlatılıyor.

Belgeseli hazırlayan Araştırmacı-Yazar ve Yönetmen Erhan Cerrahoğlu, AA muhabirine, Kurtuluş Vapuru’nu, TRT 2 televizyonunda yayınlanan bir belgesel filmde tanıdığını söyledi. Kurtuluş Vapuru ile ilgili anlatılanlardan çok etkilendiğini belirten Cerrahoğlu, şöyle konuştu:“Belgeselde, 2. Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’a gıda yardımı taşırken batan bir Türk vapuru anlatılıyordu. Program bittiğinde şaşkına dönmüştüm. Yıllardır diplomatik sorunlar yaşadığımız bir halka neden yardım eli uzatmıştık? Vapur neden Kurtuluş adını taşıyordu? Böyle bir öykü neden yıllardır gündeme gelmemişti? Kurtuluş Vapuru’nun enkazı neredeydi? Olayın Türk ve Yunanlı tanıkları yaşıyor muydu? Bu sorulardan yola çıkarak ekip arkadaşlarımla birlikte elde ettiğimiz dokümanları birleştirdik. Ancak araştırmayı derinleştirdiğimizde, döneme ait resmi kayıtların büyük bölümünün imha edildiğini, yardım çalışmalarını organize eden Kızılay’ın arşivlerinde dahi Kurtuluş’a ait belge bulunmadığını tespit ettik.”
Batığın bulunduğu yerin tespit edilebilmesinin, uzmanlık ve teknoloji gerektiren bir iş olduğunu vurgulayan Cerrahoğlu, bu konuda uluslararası düzeyde en önemli batık araştırmacısı olan Selçuk Kolay’dan yardım istediklerini belirtti.

Kolay’ın, batık arama konusunda gelişmiş teknolojiyle donatılmış Bothnia adlı teknesi sayesinde kısa zamanda batığın yerini bulduklarını söyleyen Cerrahoğlu, “Saptadığımız bölgede dalış yaparak, batığın görüntülerini gün ışığına çıkardık. Sponsor bulmakta çektiğimiz sıkıntıları, Yunanistan’ın Olimpic Havayolları’nın bize destek vermesiyle aştık” diye konuştu.

KURTULUŞ’U HATIRLADILAR
Belgeselin yapımı aşamasında Yunanistan’ın başkenti Atina ve Pire kentine de gittiklerini anlatan Cerrahoğlu, Atina’da 2. Dünya Savaşı’nı yaşayanların tümünün Kurtuluş Vapuru’nu hatırladığını söyledi. Çekimler sırasında konukseverlikle karşılandıklarını da belirten Cerrahoğlu, “Röportaj yaptığımız herkes, konuşmasını, Yunanistan ve Türkiye arasındaki gerginliğin anlamsızlığını vurgulayarak bitiriyordu. Tüm çalışma boyunca tek üzüntümüz, öykünün Türkiye’deki kahramanlarının hayata veda etmiş olmasıydı” dedi.

Cerrahoğlu, belgesel çalışmaları sırasında su altı çekimlerini yapan Prof. Dr. Erdoğan Okuş’un geçirdiği kaza sonucu ani ölümünün, ekibin moralini bozduğunu ve bir süre çalışmalara ara verildiğini bildirdi. Cerrahoğlu, belgeselin, Okuş’a ithaf edildiğini de kaydetti.

UMUDUN VE SEVGİNİN SEMBOLÜ
Yunan tarihçi Georgeos Margaritis ise belgeselin tanıtımı için hazırlanan fragmanda yer alan konuşmasında, Kurtuluş Vapuru’nun o dönemde Yunanistan’da umudun ve sevginin sembolü haline geldiğini söyledi. Margiritis, “Kurtuluş, Şubat 1942’ye kadar Yunanistan’ın en zor dönemlerinde yaptığı seferlerle Yunan halkı için umudun sembolü oldu. O battıktan sonra da Türkiye’den gemiler geldi ancak bütün o gemilerin adı Kurtuluş olarak kaldı. Şöyle deniliyordu, (Evet bugün açsınız ancak yarın Kurtuluş gelecek)” dedi

Su altı görüntülerini Cumhur Ayar’ın çektiği belgeselin seslendirmesi ise ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Çetin Tekindor tarafından yapıldı. Belgeselin müziği ise ünlü ses sanatçısı Derya Köroğlu’na ait.

“BUHARLI KURU YÜK GEMİSİ”
Kurtuluş Vapuru, 1883 yılında İngiltere’nin Caird Purdic tersanelerinde yapılan buharlı bir kuru yük gemisidir. 76.5 metre uzunluğunda, 10.67 metre genişliğinde ve 6.43 metre yüksekliğindeki geminin ilk adı “Euripides” idi.

Değişik isimlerle Brezilya, İtalya, Rusya, Yunanistan ve Sırbistan bandırası taşıyan vapur, 1. Dünya Savaşı boyunca, nakliye gemisi olarak Rus donanmasında yer aldı. 1924’de Kalkavanzade Biraderler tarafından Sırbistan’dan satın alınan vapur, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nakliye gemilerinden biri olarak”Teşvikiye” ve “Bülent” isimleriyle Türk karasularında hizmet verdi. 1934 yılında Tavilzade Biraderler Şirketi’ne satılan vapura, “Kurtuluş” adı verildi. Kurtuluş Vapuru, bu şirket tarafından 1941 yılında Yunanistan’a yapılacak gıda yardımını taşımak üzere Kızılay Cemiyeti’ne kiralandı. Vapur, 20 Şubat 1942’de şiddetli bir fırtınaya yakalanarak, Marmara Adası Saraylar köyü yakınlarında, bugün “Kurtuluş Burnu” olarak bilinen bölgede kayalıklara çarptı ve saat 09.15’de sulara gömüldü. Kazada gemi mürettebatı, kayalıklara atlayarak kurtuldu.

Seferlerinde gıda harici herhangi bir değerli yük taşımayan Kurtuluş Vapuru’nun asıl önemi, 1941-1942 yıllarında gerçekleştirdiği dört seferle, 7 bin 100 ton gıda yardımını Atina halkına ulaştırmasıydı.

Açlıktan kurtulan binlerce insanın yüreğinde “Kurtuluş”, sıradan bir gemi olmaktan çıkmış, Yunanistan’da bir efsaneye dönüşmüştü…

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir