Küresel dengeler’de büyük değişimler yaşanmakta, ezberler bozulmaya devam etmektedir.
Belirsizlikleri ve yeni haritaların dizayn edilmesi sürecinde daha fazla söz hakkı elde etmek isteyen ülkeler, yeni oluşumlarla bu süreçte etkili olmaya çalışmaktadır.
Türkiye bir taraftan AB ve ABD’den uzaklaşmaya devam ederken, diğer taraftan İsrail-İngiltere ve Rusya-Çin gibi ülkelerle yeni bölgesel ve küresel işbirliklerine hazırlanıyor. Özellikle enerji hatları ve tarihi ipekyolunun yeniden canlandırılması dikkat çekmektedir. Son dönemde yaşananları bu denklemde değerlendirmek gerekir. Mavi Marmara davasının düşmesi’de üzücü bir karar olsa da Devletin bekası ve Milletin selameti açısından bu kapsamda atılmış stratejik, diplomatik, ekonomik ve jeopolitik, analitik bir adımdır. Dış politika da duygusallıktan uzak, reel politik bir duruş sergilemek mecburiyetindeyiz. Bölgesel ve küresel dengeleri dikkate almak durumundayız.
Yeni enerji hatlarında kritik ülke Türkiye. TAP ve TANAP ile Akdeniz gazı Avrupaya Türkiye üzerinden taşınacak. Bu gelişmeler Türkiye için oldukça önemli gelişmeler.
ABD yeni başkanla izleyeceği stratejinin ilk işaretini verdi. Küresel sermaye geri çağrılırken, Çin’e de ilk gözdağı verildi. AB’de ise bir karamsızlık havası hakim. Siyasi belirsizlikleri banka krizleri takip ediyor. Türkiye ile oluşan gerginlik konusunda farklı sesler yükselmeye devam ediyor.
Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Gerd Müller, Türkiye’nin mülteciler konusunda AB’ye getirdiği eleştirilerinde haklı olduğunu söyledi. Müller, AB’yi de eleştirerek, “Yardımların insanlara ulaşmasının bir yıl sürmesi olamaz” dedi.
AB ve NATO ile ilişkiler azalma eğiliminde olsa da hala devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde bu konuda nihai bir karar verilebilir. Sanayi ve Turizmde Almanya Türkiye için önemli bir konumda ama vazgeçilmez değildir. Türkiye’nin Avrupa’ya olduğu kadar Avrupa’nın da Türkiye’ye ihtiyacı var. Bu konuda karşılıklı bir uzlaşmaya gidilebilir.
Bundan sonra alternatifleri çoğaltabiliriz. Birçok yeni ekonomik birlik oluşumuna öncülük edebiliriz. Avrasya Ekonomik Birliği, ŞIÖ, Türk Ekonomik Birliği ve Islam Ekonomik Birliğinin yanında Balkan Ekonomik Birliği ve Akdeniz Ekonomik Birliği gibi yeni adımlar da atılabiliriz.
Bizim acamız batı gibi sömürgeci olmak değildir. Yeniden daha iyi olmak, adaleti tesis etmek ve dünyada söz sahibi olmaktır.
Müslümanlar iki yüz yıldır bilim ve teknik üretmiyor, bu nedenle batı ile arada büyük bir fark oldu. Bu farkı 4. Sanayi Devrimi ile kapatmak zorundayız.
Bilim-Teknik-Bilişim-Ar-Ge-Inovasyon-Strateji-İleri Teknoloji ile Yüksek Teknolojik ürünler ihraç ederek bu farkı kapatmalıyız. Bununla birlikte Türk Birliği ve Islam Birliği gibi çalışmaları da
sürdürmeliyiz.
Şener Mengene
Gazeteci-Yazar-Stratejist
Strateji Enstitüsü Başkanı