KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Kürdistan İslami Toplum Partisi (Komela) Türkmen düşmanı olamaz!

Kürdistan İslami Toplum Partisi (Komela) Türkmen düşmanı olamaz!

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 12 dk okuma süresi
432 0

Kürdistan İslami Toplum Partisi (Komela) Türkmen düşmanı olamaz!
ömür
Saddam döneminde Irakta en çok zulüm gören etnisite hiç şüphesiz ki Kürtler ve Türkmenlerdi. Halepçe katliamı ile özdeşleşen Kürt kıyımı Türkiye’de de yankılanmış, protesto gösterileri yapılmıştı. Ancak Saddam rejiminin zulmü sadece Türkmen ve Kürtleri hedef almamıştı. Farklı etnik kökenlerden gelen özellikle Şii mezhebi mensuplarına yönelik tutuklamalar genellikle ölümle sonuçlanmış, Şiilerin isyanları çok kanlı şekilde bastırılmıştı. Körfez savaşları sonrasında Irak’ın işgalinde Saddam rejiminin devrilmesinde Kürtlerin katkısı yadsınamaz. Ancak Saddam döneminde büyük kayıplar veren Şii toplumu, işgalci gücün dayandığı insan kaynağı olmaktan kurtulamadı.

Saddam döneminde cadı avının kurbanı olan Şiiler, keser dönüp sap dönünce Saddam rejiminin destekçisi Sünni Arapları yeni cadı avının kurbanı yaptılar. İşgalci ABD Saddam destekçisi Sünni Araplara yönelik faali meçhul olmayan cinayetlere ses çıkarmadı, göz yumdu. Derler ki, IŞİD o dönemin eseridir. Kürtlerin büyük bir çoğunluğu Sünni olmalarına karşın, iktidarı Şii partileriyle paylaşmakta sakınca görmedi. Saddam düşmanlığı ortak paydaydı. Bazı Şii grupların Sünni Araplara yönelik tedhiş ve terörü, özellikle Sünni Arap kesiminde büyük nefret dalgasına ve intikam seanslarına dönüşmekte gecikmedi. Bu nefret ve intikam histerisi, binlerce Sünni Arap gencinin IŞİD’e gönüllü katılmasıyla sonuçlandı. En acımasız saldırılara imza attılar. Irak ordusu IŞİD karşısında tutunamadı, yakalanan askerleri genellikle kafaları kesilerek vahşice öldürüldü.

Şiileri ve Sünni Kürtleri bir arada tutan Saddam düşmanlığıydı. Kürtlerin bağımsızlık hülyasına kapılmasıyla bu suni birliktelik sona ermek üzere. IŞİD karşıtlığı dahi kâr etmiyor. Geçtiğimiz ay Irak ordusunun Musul’u IŞİD’den kurtarmak için başlattığı operasyon, Bağdat’ta yaşanan hükümet krizi nedeniyle hüsrana uğradı. Düşen petrol fiyatları, Bağdat’ın elindeki kaynakları tüketti ve Musul operasyonunu finans etmekte zorlandı. Ekonomik kriz Bağdat’ta siyasi krizi tetikleyen bir faktör. Lakin Musul operasyonunun sürdürülememesinde asıl sorunun ekonomik kriz olmadığı biliniyor. Asıl sorun; 2003 sonrası Irak’ta işgalci ABD ve diğer koalisyon güçleri tarafından oluşturulan, ekonomiyi, sivil ve askeri bürokrasiyi elinde tutan işbirlikçi seçkin zümreye savaş açan Mehdi Ordusu’nun lideri Mukteda El Sadr yanlılarının her an mevcut yönetimi alaşağı çekme ihtimali.

Bağdat’taki idarecileri işte bu ihtimal tedirgin etmeye yetiyor. Yolsuzluk Abadi yönetiminin istikrarına en büyük darbe. Mehdi Ordusu’nun lideri Mukteda El Sadr’ın Abadiye yaptığı çağrı daha güncelliğini koruyor ve Irak’ta yeni hükümet kurulmuş değil. Mukteda El Sadr söyledikleri yapmakla tanınan bir lider. Abadi bunu biliyor ve Mukteda El Sadr’dan çekiniyor. O nedenle IŞİD’le savaşan bazı birlikleri Musul’dan Bağdat’a çekerek hükümetinin gücünü arttırmaya çalıştı. Mukteda El Sadr yanlısı herhangi bir Şii komutanın darbe yapabileceği ihtimali sadece Abadi’yi değil, Abadi’yi Bağdat’a atayan şer odaklarını da hop oturtup hop kaldırıyor. Mukteda El Sadr’ın Abadi’ye yönelik eleştirilerinin ve eylem çağrılarının zamanlaması, Türkiye’nin Musul sorununda elini rahatlattı. Çünkü IKBY Başkanı Mesud Barzani’nin ifade ettiği gibi Musul operasyonundan sonra kentin idaresi konusunda taraflar arasında “siyasi uzlaşma” sağlanamadı. Bkz Ömür Çelikdönmez/kafkassam.com/20 Nisan 2016/Hangi lider Musul için Türkiye’den yardım istedi?

Tuzhurmatu’da yaşanan ve kamuoyuna Şii-Sünni çatışması olarak yansıyan olaylar, kim ne derse desin, Sykes Picot’un ürünü Irak’ın sonunu haber veriyor. Sykes Picot’un bugüne taşıdığı Irak’ı, Şii ve Kürtleri ABD’nin IŞİD düşmanlığında birleştirme projesi de istediği bir arada tutmaya yetmiyor. Ne yazık ki Irakta taraflar severek değil çatışarak ayrılıyor. Daha düne kadar IŞİD’e karşı savaşan Sünni Kürtler ve Şii Türkmenler, şimdi birbirleriyle savaşıyor. Savaşın aktörleri kim? Ve neden savaşıyorlar?

Tuzhurmatu, Irak’ın ilinde Selahaddin şehir. Kerkük’e 70 km, Bağdat’a 170 km uzaklıkta bulunuyor. 2010 yılı kayıtlarına göre toplam nüfusu 59.189 olup bu nüfusun % 70’ini Türkmenler oluşturuyor. Geri kalan kısmı ise Kürtler ve Araplardan müteşekkil. Ancak Türkmenler, özellikle Talabani’nin partisi KYP’nin, kentin demografik yapısını Kürtlerin lehine değiştirmeye çalışmakla itham ediyor. Özellikle Şii milislerden oluşan merkezi Irak hükümetine bağlı gönüllüler ordusu Haşdi Şabi ve Şii Bedir tugayları bölgede konuşlu. İddiaya göre, çatışmalar KYP güçlerinin Türkmenlere keskin nişancı atışlarıyla saldırmasından sonra patlak vermiş. Önceki çatışmalarda benim dikkatimi çeken, Kürdistan İslami Topluluk Partisi (Komel)’nin bu çatışmalarda binasının yakılması.
KOMEL nasıl bir parti? Her şeyden Sünni İslami gelenekten beslenen bir parti ve Kürt milliyetçisi değil. Bu görüşlerini partinin lider Ali Bapir, “Kürt olmamız seçimimize bağlı olmayan tabi bir durumdur. Ama Müslüman olmamız kendi seçimimize bağlıdır. Dolayısıyla milletimiz bir kusur ya da fazilet nedeni olamaz.” sözleriyle ifade ediyor. Ali Bapir; Kürdistan İslami Topluluk Partisi kurulmadan önce Şeyh Osman lideri olduğu “İslami Hareket’te uzun yıllar faaliyet gösteren bir isim. PKK’yı meşru görmüyorlar.
Nitekim Kürdistan İslami Toplum Partisi (Komela) lideri Ali Bapir, Türkiye’de PKK ile mücadelenin Kürt halkına zulüm anlamına gelmediğini belirtmişti. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yer alan Kürdistan İslami Toplum Partisi (Komela) lideri Ali Bapir, PKK ile mücadelenin, Türkiye’deki Kürt halkına karşı şiddet kullanıldığı ve zulüm yapıldığı anlamı taşımadığı görüşünde. Güneydoğuda operasyonların devam ettiği bir süreçte Komela lideri Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı ile görüşmesinde, “Kürdistan bölgesine verilen desteklerden dolayı Türkiye’ye teşekkür ediyoruz. PKK ile mücadele etmek, Türkiye’deki Kürt halkına karşı şiddet kullanıldığı ve zulüm yapıldığı anlamı taşımıyor” açıklamasını yapmıştı.
Kürdistan İslami Toplum Partisi’nden önceki İslami oluşumlar, İhvan-ı Müslimin, İslami Rabıta hareketi ve Cemaatu-l İslamiyye bu teşekkülün siyasi yol haritasının oluşmasında etkilidir. Sünni tandanslı bir hareket olmalarına rağmen, IŞİD’le yıldızlarının barışmadığı söylenebilir. Kürdistan İslami Toplum Partisi (Komel) Parti Meclisi Üyesi Bilal Süleyman’ın, “IŞİD’in fikir ve eylemlerinin İslam düşmanlarının hayallerini gerçekleştirdiğini” söylemesi dikkat çekici. Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgırtu) ile Kürdistan İslami Topluluk Partisi (Komel) de KDP – KYB’nin ortak hükümet kurmasına karşı oldukları da söyleniyor. İslami söyleminde bir değişikliğe gidebileceklerinin işareti geçtiğimiz günlerde partisinin logosunun değiştirilmesiydi. Kürdistan İslami Topluluk Partisi (Komel), logo değişikliğine gitti. Logosunda Arapça Kelime-i Tevhid (La İlahe İllallah, Muhammed Resulallah) yazılı Komel, bu ifadeyi çıkardı, yerine buğday başağı koydu.

Kürdistan İslami Toplum Partisi, Pankürdist bir çizgide olmasa da Büyük Kürdistan idealini taşıyan bir parti. Kuzey Irak’ta örgütlü İslami Toplum Partisi (Komel) Başkanı Ali Bapir, Kürtlerin dört parçada kendi devletlerini kurmaya ve kendi kaderlerini tayin etmeye hakları olduğu görüşünde. Ancak Ali Bapir’in başkanı olduğu parti, Kuzey Irak’ta Amerikan çıkarlarının gözetilmesine hiçte hoş bakmıyor. Partinin anti Amerikancı bir çizgisi var. Çünkü Ali Bapir, 10 Temmuz 2003’te ABD savunma bakan yardımcısı Paul Wolfovitz’in Kuzey Irak’a gelmesinden birkaç saat sonra işgalci ABD güçleri tarafından tutuklandı. 22 ay tutuklu kalan Ali Bapir ancak 28 Nisan 2005’te serbest bırakıldı. Tutukluluk sırasında “Allah’ın kitabında tecelli eden İslam”” adlı eserini kaleme aldı. Önceki yazımda belirtiğim gibi, Komel-a- Partisi Türkiye’de HÜDAPAR ile görüşen bir parti. Nitekim üç yıl öncesinde Kuzey Irak’ta temaslarına sürdüren Hür Dava Partisi heyeti, Komala İslamiye Kürdistan Partisi Başkanı Mamoste Ali Bapir ile görüşmüştü. HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Hüseyin Yılmaz başkanlığında Genel Başkan Yardımcıları İsa Aydın ve M. Bahattin Temel’den oluşan heyet, Irak Kürdistan Bölgesinde temaslarda bulunmuştu.

Her ne kadar Tuzhurmatu’da Kürdistan İslami Toplum Partisi’nin binası ateşe verilmiş olsa da Kürdistan İslami Toplum Partisi, Türkmen düşmanı olamaz. Çünkü Ali Bapir ve arkadaşlarının PKK’nın KYP saflarında Peşmerge kılığında savaştığını bilmemesi mümkün değil. Zaten olayların fitilini ateşleyende bu Peşmerge kılıklı PKK’lıların Türkmen noktalarına keskin nişancı tüfekleriyle ateş açmaları. Ali Bapir’in HÜDA PAR üzerinden Türkiye bağlantısı önemli bir bilgi. Ayrıca Kürdistan İslami Toplum Partisi lideri Ali Bapir’in Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi ile zaman zaman bir araya gelerek istişarelerde bulunmasını yabana atmamalı. Kaos Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimini ve Türkmenleri devlet sahibi yaparsa hiç şaşırmayın. Neden mi? Türkmenler “-eğer Kürtler bağımsızlıklarını ilan ederse bizde Kerkük Federe Türkmen Devletini kurarız” açıklamasını yapmışlardı da onun için.
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir