Mütekabiliyet, ülkeler arasında karşılıklı olma durumunu ifade eden diplomatik bir terimdir. Devletlerarasında bulunan ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme prensibidir.
Ne acıdır ki Kıbrıs’ta Rum tarafı ile Türk tarafı arasında sağlıklı bir mütekabiliyet durumu olduğunu söyleyemeyiz. Rumlar sınır kapıları açıldıktan sonra elde ettikleri imkân ve imtiyazların karşılığı olarak Kıbrıs Türklerine aynı imkân ve imtiyazları halen daha vermemek için direnmektedir. Ve bu durum yıllardır adaletsiz bir şekilde sürmektedir!
Kıbrıs Türk Tarafı olarak son yıllarda sanki de bir suç, kabahat işlemişiz de kendimizi affettirebilmek adına alttan alan, şirinlikler yapmaya çabalayan bir görüntü veriyoruz! Türk tarafı olarak ne zaman ve kime karşı bir suç ya da kabahat işledik? Böyle bir durum yok. O zaman neden suçluymuşuz gibi davranıyoruz?
Müzakere süreci bir taraftan yoğunlaşarak devam ederken, diğer taraftan Rum tarafı Ada etrafında hidrokarbon aramaları yapılması için bölge ülkeleri ile anlaşmalar imzalamakta ve Münhasır Ekonomik Bölgelerinde ihaleler açarak ruhsatlandırma işlemleri yapmaya devam etmektedir!
Buna karşılık Türk tarafında ise sürdürülmekte olan görüşme sürecine olan saygıdan dolayı olsa gerek hidrokarbon aramaları durdurulmuş, resmi törenlerde ağır silah ve askeri boyut azaltılarak sadeleştirilmiş ve yıllar içerisinde okullarımızda okutulan ders kitapları (sanki de düşmanlık içeren kısımlar varmış gibi) yeniden düzenlenmiştir!
Yeni Düzen Gazetesi’nden Sevgül Uludağ’ın Kıbrıs Rum eğitim sistemi tarihini inceleyen Dr. Hristina Valanidu ile yapmış olduğu röportajı geçen hafta dikkatimi çekti.
Dr. Valanidu röportajında özetle diyor ki, ’’Kıbrıs Rum eğitim sisteminin özü 1812’den bu yana değişmemiştir. Eğitimde gizli bir gündem vardır ve bu öğretmenlerin anlatımlarına dayalıdır. Barış için uğraş verilmiyor aksine gizli müfredat içerisinde Kıbrıs’ın bir Yunan Adası olduğu, sadece Yunan kökenlilerin bu Ada’da haklarının olduğu, Kıbrıs tarihindeki tek mağdurların da Kıbrıslı Rumlar olduğunun öğretildiğini’’ ifade etmektedir.
Son olarak GKRY, “(sözde)Kıbrıs Cumhuriyeti Bağımsızlık” törenini saldırı silahlarını ve tanklarını göstererek kutladı! 1 Ekim’de yapılan resmi törende Türk askerinin bağımsız AB ülkesi Kıbrıs’ta yerinin olamayacağı sık sık ifade edildi! Türk askerinin Ada’dan çıkmasını, garantörlüğün kaldırılmasını isteyenler Yunan bayrakları ve tankları ile tören yapıyor ve bize akıl veriyorlar!
KKTC yönetimi ise 20 Temmuz kutlamalarında ifade edilen araç ve gereçleri göstermeden sadece bir kutlama eğilimine girdi. Hâlbuki taraflar arasında iyi niyet gösterisi karşılıklı olur. Şayet olmaz ise GKRY ne yapıyorsa aynı şekilde cevap verilmesi ve mütekabiliyet ilişkisi aynen işletilmesi gerekmektedir. Saygı gösterilmesini istiyorsak, ilk önce biz kendimize saygı göstermeliyiz… Gökhan Güler milliyetgazetesi
KIBRIS’TA MÜTEKABİLİYET SORUNU Mü
481 0
EtiketlerKIBRIS’TA MÜTEKABİLİYET SORUNU Mü
Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.