KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Kıbrıs Türklerinin yok sayılan iradesi!

Kıbrıs Türklerinin yok sayılan iradesi!

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
257 0

Demokrasi halk iradesine dayanan bir yönetim şeklidir. Demokraside halk, iradesini seçim ve referandumlarla ortaya koyabilmektedir. AB üyesi İspanya kendisine ait 17 özerk bölge içerisinde en zengin olan Katalonya’nın bağımsız olabilmek için 1 Ekim’de düzenleyeceği referandum nedeniyle oldukça sıkıntılı günler geçiriyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-ClaudeJuncker, Katalonya’nın İspanya’dan ayrılabilmek için düzenleyeceği bağımsızlık referandumu ile ilgili olarak ‘referandumdan çıkacak olan sonuca saygı göstereceğiz’ dedi!

Avrupa Komisyonu Başkanı Sayın Juncker’e sormak lazım, Katalanlar’ın canı can da, Kıbrıs Türklerinin canı patlıcan mı? ‘Kıbrıs Türklerine neden yıllardır ambargolar uygulanmaktadır! Kıbrıs Türkü ne suç işledi de Avrupa Komisyonu iradesine gereken saygıyı göstermeyerek yok sayıyor?’
Katalanların 1 Ekim 2017 günü oy vermeye hazırlandıkları referandum gibi Kıbrıs Türkleri de 24 Nisan 2004’de BM Annan referandumunda oy kullanmıştı. Annan referandumu döneminde Ada’ya gelen birçok Avrupalı yetkili kapı kapı gezerek Kıbrıs Türkleri olarak siz yeter ki plana evet oyu verin biz sizlerin yanında olacağız. Eğer Rumlar planı reddederlerse sizin önünüz açılacak, ambargolar kalkacak, direk uçuşlar başlayacak, dünya ile entegre olacak ve hatta tanınmanız dahi gündeme gelebilecek şeklinde sözler vermişlerdi.
Avrupalı yetkililerin verdikleri sözlere ne oldu? Ne yazık ki hiç biri gerçekleşmedi. Buna karşın Rumlar, BM Annan referandumunu reddettikten 1 hafta sonra 1 Mayıs 2004’de AB’ye tam üye olarak kabul edildiler!
Kıbrıs Türkleri 1963’den bugüne değin uğramış olduğu tüm insanlık dışı haksızlıklara ve Akritas-İfestos soykırım girişimlerine rağmen BM iyi niyet misyonu çerçevesinde hazırlanan tüm öneri ve planlara karşı pozitif bir yaklaşım ortaya koyarak sorunun çözümü için samimi şekilde çaba gösteren taraf olduğunu tüm dünyaya kanıtlamış bir halktır.
Rumlar ise batılı dostlarının kendilerine vermiş olduğu destek ile önce 1963’de silah zoru ile gasp ettiği ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, üniter Rum devletine dönüştürmüş, sonrasında ise günümüze kadar Annan referandumu ve son olarak da Cenevre’de düzenlenen Kıbrıs Konferansı da dahil olmak üzere en az 15 kez BM öneri ve planlarını reddederek çözümün önünü tıkayan taraf olduğunu herkese kanıtlamıştır!
Kıbrıs Türkleri son 55-60 yıl içerisinde, gerek Rumların ve gerekse ayrımcı bir yaklaşımla verdikleri hiçbir sözü yerine getirmeyen batılı siyasetçilerin neden oldukları travmalar nedeniyle ‘güvenlik ve garantiler’ konularına ayrı bir önem vermektedir! Şimdi burada suç kimde? Travmalara maruz kalan Kıbrıs Türklerinde mi? BM ve AB yetkilileri bugüne kadar vermiş oldukları sözleri acaba ne zaman yerine getirecek ve Kıbrıs Türklerinin iradesine gereken saygı gösterecekler?
Gökhan Güler
Kaynak ; Milliyet Gazetesi

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir