İki gün önce ulusal basının dikkati Kerkük’e yöneldi. Neredeyse hemen hemen bütün gazeteler Kerkük’te yaşanan olayı haber yaptı. Her gün zulüm gören Türkmenler her zaman Türkiye tarafından dikkate alınmak istemişlerdir. Yıllardır ‘Hardasan, gavim gardaş’ diye haykıran, haksızlığa uğrayan Türkmen kardeşlerimiz Türkiye’nin gündemine girdi. Ulusal basınımızın Kerkük diye bir Yurdun varlığından haberdar olması şaşırtıcı bir durumdur, sonuçta alışık olduğumuz bir durum değildir. Sonunda Kerkük’te yaşanan bir olayı sayfalarına taşımayı başarabildiler. Kerkük Kayseri Çarşısında çıkan yangını haber verme erdemliğinizi takdir ediyoruz. Ağız birliği yapıp gece geç saatlerde çıkan yangında 67 kuyumcu dükkanında bulunan 1 milyar dolarlık altının erimesi olayına üzüntü duymanız, yangını magazinsel boyuta taşımanız da dikkatimizden kaçmış değildir. 1 milyar dolar değerinde “5 ton altın eridi” cümleleri yerine, “mirasımız küle döndü” cümlesini kurduğunuz anda Türkmenlere değer verdiğinizi anlamış olacağız. O topraklarda bulunan herkesin ve her şeyin bir manevi değeri olduğunun da farkına varacağınıza inancımız hala var ve umutluyuz sizlerden.
Koparılmış parçamız Kerkük’te bulunan temeli 1800’lü yıllarda atıldığı tahmin edilen Kayseri Kapalıçarşısı Büyükyaka’nın Musalla semtinde yerleşmekte. 1978 yılında Irak Devleti Müze Bakanlığı tarafından yeniden tamir edildikten sonra kullanıma açıldı. Dükkanların yüzde 90 Türkmenlere ait olduğundan bölge halkının bir kısmı geçim kaynağını bu çarşıdan sağlıyordu. Ağırlık olarak çarşıda altın satılıyordu. Dedeler yadigarı olan Kayseri Çarşısı 27 Kasım tarihinde sebebi belli olmayan bir nedenle saatler içinde küle döndü. Osmanlı zamanında inşa edilen ve ticaretin en önemli yerlerinden sayılan bu tarihi çarşıda çıkan yangının sonucu 400’den fazla iş yeri harabe haline geldi. Olaydan sonra gerek Türkmeneli Ülkü Ocakları Başkanı Murat Vatanperver, gerek bölgedeki nüfuzlu aşiretlerden olan Efendioğullarıyla görüştüğümüzde resmi mercilerin yangın sebebinin elektrik temasından kaynaklanan sorun yüzünden çıktığını açıklasalar da halk tarafından pek inandırıcı karşılanmadığını dile getirdiler. Çünkü elde edilen bazı bilgilere göre çarşının yedi kapısında aynı anda yangının çıkması ve birkaç yerlerde bazı kameraların kola kutusu ile kapatılmış olması gibi detaylar olayın bir tahribat olması şüphelerini arttırmakta. Büyük bir çarşıda aynı anda yedi yerden neden aniden yangın çıksın? Bu bir Vandalizm’den başka bir şey değildir. Kameraların kapatılması olayın kundaklama olduğunun diğer bir kanıtıdır. Evet, iddia ediyoruz, bu bir Vandalizm, bu bir tahribattır. Kerkük Kayseri Kapalıçarşısını kasıtlı yaktılar.
Kerkük’ün Türklüğünü ve Türkmen varlığını temsil eden bu eserin yanması Türkmen halkında çok derin yaralar açtı. Aslında bu gibi olaylar ilk defa yaşanmıyor. Daha önce de Türk mirası olan birçok tarihi eser ve kaleler çeşitli dönemlerde kasıtlı olarak ya yıkıldı ya da yakıldı. Türkmen varlığına tahammül edemeyen bazı Irak hükümetleri ve emperyalist güçlerin maşası olan bazı unsurlar çeşitli bahanelerle birçok Türkmen ev, mahalle ve araziye el koymuştu. Ve sıra ne yazık ki bu tarihi esere de geldi. El konulması imkansız olduğundan tek yolu Vandallıkta buldular. Türkmen halkı ise her zamanki gibi çok üzgün ve tepkili.
Türkmeneli Ocak Başkanıyla konuştuğumuzda çarşının özeliklerini anlattığında şu hususlara değindi. Osmanlı mirası olan bu tarihi eser adeta bir gizem taşımakta. Yaklaşık iki yüz yıl ömrü olan ve Osmanlının inşa ettiği bu muhteşem yapıt her şeyiyle bir sanat eseriydi. Yakılan çarşıda 365 dükkan bulunmakta, bu da yılın günlerine denk gelmekte. Çarşıda 12 büyük sokak, 24 küçük, yani yan sokak bulunmakta. Bu da yılın 12 ayına, günün 24 saatine denk gelmekte. Çarşının 7 kapısı ise haftanın yedi gününü ifade etmekte. Yani saat, ay, gün, hafta ve yıl kavramlarını ima eden tarihi bir eser. Kim bilir daha nice gizli ve anlam dolu öğeler barındırıyordu.
Murat Vatanperver’le konuşma esnasında tarihi çarşının krokisini gönderdiğinde orada kurt başını andıran figürü göreceksiniz dedi. Arkadaşım resmi attıktan sonra ben de benzetmeğe başladım.
Benzetemeyenler de mutlaka vardır, diyeceğim bir şey yok, ama açık konuşayım, Türkmeneli Ocak Başkanımız bu konuda beni ikna etti. Ne yalan söyleyeyim ben benzettim, artık bir kurt başı görüyorum krokide. Bu da bizim tarzda magazinsel bir yaklaşım olsun.
Elnur Paşa