KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Rusya
  4. »
  5. Kenan Hasip: VLADİMİR PUTİN’NİN RUS RULETİ !

Kenan Hasip: VLADİMİR PUTİN’NİN RUS RULETİ !

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 17 dk okuma süresi
292 0

Rusya akılla anlaşılmaz, arşınla ölçülmez.
(Fyodor Tyutçev-Şair)

Saygı değer dostlarım, aziz kardeşlerim…

Vladimir Putin’in KGB geçmişiyle, siyasi yükselişiyle, askeri stratejik ve jeopolitik planlarıyla ilgili çok yazılar yazılmış ancak siyaset felsefesinin ideolojik manevi ve kültürel özellikleri hakkında nadir yazılar rastlanmaktadır.
16 mart 2022 tarihli “Yeni dünya düzeni yoksa komplo teorileri mi” adlı makalemde Rusya Ukrayna savaşına değinmiştim ancak bu makalemin hedefi Vladimir Putin’nin siyaset felsefesi ve bu felsefenin Ukraynadaki gelişmelerde yıkıcı etkisini deşifre etmektir. Konu çok hassas olduğu için literatüre başvurmak zorunda kaldım.

Rus yazar Lyudmila Ulitskaya’nın bakış açısından Vladimir Putin’in portresi…

Vladimir Putin’in siyaset felsefesiini analiz etmeden önce ünlü Rus yazar Lyudmila Ulitskaya’nın Almanya haftalık “Der Spiegel” dergisine vermiş olduğu röportajının bir kaç alıntısını sizinle paylaşmak istiyorum. Röportajda diğerler arasında şu ifadeler de yer almaktadır;
Rusya’da yaşıyorum, hıristyan kültürü temelinde eğitim görmüş, yahudi kökenli bir rus yazarıyım.
Ama Putin sayesinde ülkem bugün kültürüyle, insan değerlerleriyle, insan haklarıyla ve bireysel özgürlüklerle savaş halindedir.
Ülkem rejiminin acımasız bayaglığına, sayısız ve anlamsız milliyetçi saçmalıklara, emperyal megalomaniye maruz kalmış ve bundan ben dünyanın önünde utanıyorum.
Putin kontrolündeki “saldırgan” parlamentomuzun ve becereksiz hükumetimizin kararları, her yerde bulunan acımasız siyasi, ideolojik ve fiziksel şiddeti (gazetecilerin öldürülmesi, muhaliflere saldırılar v.b)
siyasi güvenilirliğimizi ve temel ahlaki değerlerimizi yavaş yavaş unutmamıza yol açmaktadır. Hep bunları ben görüyorum ve yazıyorum. Bu nedenle beni, sözde beşinci kola koydular, vatan haini ilan ettiler, ancak ben Putin’in intihar politikası izlediğini ve III.Dünya savaşı ile tehdit ettiğini şahsen ikna olduğumu söyleyebilirim. Çeçenistan Gürcistan ve şimdi Ukraynadaki yerel savaşlar tam da içine girmekte olduğumuz yeni bir felaketin başlangıcıdır.

Tolstoy’dan Çehov’a, büyük ressamlarımız, filozoflarımız ve sanatçılarımız, Çaykovski ve Şestorovich’e kadar, Rus kültürünün büyükleri ve onların mirası, Putin ve çevresindekileri birçok yönden tehlikeli bir komünist fikirler ve dini fanatizmin karışımı olan “siyasi çılgınlığa” karşı koymak için yeterli değil.
Yazar Ulitskaya’nın bu röportajı çok abartılı görünse de dediklerinin bir çoğu Rusya’daki gerçek durumları yansıtmaktadır.

Rusya’da çok sayıda milliyetçi ksenofobik ve kavgacı Kurum ve Hareketler mevcuttur. Bunlar her nekadar Putin’in kontrolü altında gorünseler de son dönemlerde Putin’nin muhafazakar ve geleneksel Rusya yapısını koruyamayacakları endişeleri artmaktadır. Bu yapılanmalar geçen yüzyılın doksanlı yıllarında kurulmuş olan milliyetçi hareketin “Pamiyati” modeline göre çalışmaktadır.
Bu yapılarla aynı siyasi felsefeyi paylaşmasına rağmen Putin, onların agresifliğine kıyasen kendisi daha temkinlidir. Bu doğrultuda Putin’in inisiyatifiyle bile siyasi mentörü olarak bilinen Aleksandr Dugin Moskova Üniversitesinden uzaklaştırılmıstır.
Vladimir Putin’in siyaset felsefesini kaleme aldığınızda başta Vladimir Putin kimdir sorusu ortaya çıkar.

* Vladimir Putin kimdir?

KGB Ajanı olan ve kariyerinde tüm kademeleri geçen Putin, 1985-1990 yılları arasında Doğu Almanyada görevde bulunmaktaydı. 1989 yılında Dresdendeki KGB binasını korumak için 5000 protestocunun önüne çıkarak şu sözleriyle tanınmıştır; Berlin Duvarı’nın yıkılmış olması ülkemin iyi niyetidir, ancak bu binayı Sovyetler Birliği malı olduğu için koruyoruz. Siyasi kariyeri St.Petersberg Belediye Başkanı Başdanışmanı olarak başlamış, 1997 yılında Kremlin’e geçip Federal Güvenlik Servisi Başkanı olarak devam etmiştir.
Kısa bir süre sonra Başbakanlık görevine seçilir. 1999 yılının yılbaşı arefesinde Cumhurbaşkanı Boris Yeltsin istifasını sunup Putin’i Cumhurbaşkanı görevine atadı. O zamandan beri iktidarda, ancak 2008 ve 2012 yıllarında Rusya Anayasasının arka arkaya üçüncü kez Cumhurbaşkanı olmasına izin vermemesi üzerine Başbakanlık görevini yapmak zorunda kaldı. Otoriter ve uzlaşmaz bir lider olarak kabul edilir !

* Vladimi Putin’in siyaset felsefesi nedir?

Konuya geçmeden önce ortaya çıkan temel sorulardan biri Vladimir Putin’nin siyasi felsefesi’nin ne olduğudur. Siyasi mentörleri varmı ve kimlerdir ? Ukrayna’da taktik nükleer silahını kullanma tehlikesi varmı? Putin insanlık için son derece tehlikeli olan bu Rus ruletine hazır mı? ABD’nin son derece agresif politikaları ve NATO’nun Rusya’nın sınırlarına kadar genişlemesi Ukrayna işgalının tek nedeni mi yoksa Putin’nin siyasi stratejisi bu işgali körükledi mi ? Tüm bu sorulara cevap vermek için biraz gerilere gitmeliyiz.

Putin’in siyaset felsefesinin en iyi tarifini yapan filozof, sosyolog, jeopolitik analist, ultra milliyetçi ve Avrasya Birliği’nin en önemli ideologlarından biri olan Aleksandr Dugin’dir. Aleksandr Dugin Putin’in politikalarını “pragmatik muhafazakar “olarak nitelindirmekte hatta “Putin’in yeni formülü “olarak adlandırmaktadır. Temelinde “Küreselleşme karşıtlığı” olan Dugin’in ideolojisi Putini etkilemiş ve yürütmüş olduğu politikalarına yansımıştır. Bu nedenle bazıları Dugin’i “Putin’in Rasputin’i” olarak adlandırmaktadır.
Tüm entelektüeller arasında Dugin’in Putin üzerinde en büyük etkiye sahip olduğu genelde bilinen bir gerçektir. Dugin Rusya’nın misyonunu dünya üzerindeki ABD eğemenliğine meydan okumak olduğuna inanmakta ve Ukrayna’yı “Yeni Rusya” olarak adlandırmaktadır. 2008 yılında Kırım’ın İhlakı için çağrıda bulunmuştu. Putin’in orduyu Donyetsk ve Lugansk bölgelerindeki isyancılara yardım etmesi için göndermesini önermışti. Ancak Dugin’in ateşle oyunu daha büyüktür ve sadece Ukrayna ile değil küreselleşmeyi de kapsamaktadır.

Putin’e gelince Rusya Anayasası’nın 20. yıldönümü vesilesiyle Rusya’nın muhafazakar değerlere dönüşünden bahsederken, muhafazakarlığın anlamının toplumun ilerlemesini engellemek değil, asıl amacının toplumu geri, kaotik karanlığa gömülmemesini engellemek olduğunu söylüyor. Ardından sözde bireysel özgürlukler adına ulusların, toplumları ve geleneksel değerleri yok eden ve sonunda kar’ın tek amacı olan Batı Liberalizmine eleştirilerde bulundu. Putin’e göre bugün bir çok ülkede ahlak ve etik revize edilmekte ve iyi ile kötu arasındaki ayırım tamamen ortadan kalmaktadır. Dünyada Rusya’nin geleneksel değerleri koruma, geleneksel aileyi güçlendirme, dini hayatın değerlerini sadece fiziksel olarak değil aynı zamanda manevi olarak da koruma politikasına katılan çok fazla insan var.

Putin’in Batılı Liberal ve Rusya (Doğu) muhafazakar, geleneksel ve manevi değerlerine dayanan iki Konseptin çarpışmasından bahsettiğini dikkat çekmektedir.
Putin açıkça Rusya’nın bir süper güç olmayı amaçladığını ve bu nedenle silahlanmaya, askeri teknolojiye, gizli servislere, yapılan yatırımların arttırılması gerektiğini aynı zamanda önde gelen medya, ayrıca elektronik medyanın üzerindeki kontrolün de gerektiğini vurgulamaktadır !

Putin özellikle Rusya’nın kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak gören Ukrayna ve Baltik ülkelerinde olan ruslara karşı giderek daha duyarlı bir hal alıyor. Putin yalınız Rus Federasyonun değil dünyadaki tüm Rusların Başkanı olarak kendisini görmektedir. Hatta bir fırsatta şöyle bir ifadede bulunmuştur;
“Herkesin beni anlamasını istiyorum…
Ülkemiz Rusya sınırları dışında yaşayan yurttaşlarımı savunmak için her yolu kullanacak ve bu amaçla gerekirse ekonomik, insani ve askeri yolları da kullanacağiz.” (Eski Sosyalist Federal Yugoslayya Cumhuriyeti parçalanma öncesinde”Tek bir Sırp olduğu yerde Sirbistandır” parolası’nın benzeri)

Vladimir Putin’in Siyaset felsefesinin önemli bir özelliği işbirliği yaptığı parti ve hareketlerle görülmektedir: Fransa-Marin le Pen, Macaristan-JOBBİK, Radikal Alman Partileri-Die Linke Neue Rechte, Yunanistan-“Siriza” Bulgaristan-“Ataka”
Belçikalı Neo-naziler v.b.
Ķısaca Vladimir Putin KGB strüktürlerinin bir kısmıyla, Kilise yetkilileriyle, kontrollü medyalarla ve kendine bağlı Oligarşiyle devletin tüm gücüne sahiptir.

Bütün bu anlattıklarımdan ortaya çıkan sonuç,
Putin’in ve çevresindeki düşünürlerin bahsettiği konsept, aslında Ukrayna sınırlarını aşan bir ideolojinin ve bu açıdan baktığımızda ister Gürcistan olaylarında, ister Kırım İhlakında ve özellikle Ukraynadaki kanlı savaş, yalnız NATO’nun Rusya sınırlarına kadar gelmesinden kaynaklanan bir durum olmadığı, daha önceden planlanmış bir ışgal ideolojisinin fiilen gerçekleşmesi yönündedir ! Bu nedenle bugün sadece Ukrayna halkına karşı değil, Rus halkına karşı bile büyük bir suça tanık oluyoruz.

* Rusya’da en önemli kararlar Vladimir Putin’in yanısıra kimler tarafından alınır?

Resmi yasal kararlar 30 üyeden oluşan
Rusya Milli Güvenlik Kurulu tarafindan alınır.
Ancak Putin’in en çok güvendiği ve aşağıdaki isimlerden oluşan dar bir çemberi var;
-Milli Güvenlik Sekreteri-Nikolay Patruşev,
-Federal Güvenlik Meclisi Müdürü-Viktor Batnikov,
-Savunma Bakanı-Sergey Şoygu,
-Dış İstihbarat Şefi-Sergey Narişkin,
-Soruşturma Komitesi Başkanı-Aleksandar Bastrikin,
-Dış İşleri Bakanı-Sergey Lavrov.
Önemli kararlar Vladimir Putin’in önerisiyle alınır.

* Rus-Ukrayna savaşında taktik nükleer
silah kullanma olasılığı varmı?

Aslında en önemli ve Rusya’da her platformda en çok tartışılan konu taktik nükleer saldırı olasılığıdır. Putin’in böylesine riskli ve III.Dünya Savaşına sürükleyebilecek bir harekete hazır olup olmadığı yoğun bir şekilde tartışılıyor.
Rusya “Nova Gazeta” gazetesinin editörü ve 2021 yılı Nobel Barış Ödülü sahibi gazeteci Dimitriy Muratov Putin’in
nükleer düğmesiyle pahalı bir arabanın anahtarlık gibiymiş oynaması şu soruyla sonuçlanmakta” Bi sonrakisi ne olacak-nükleer saldırı mı? Ve nihayet bir milyon dolarlık soru:
Acaba böyle bir Rus Ruleti oynamaya Putin hazırmıdır? Kim bilir…Zaman gösterecek.

Popülaritesi ve Rusya’da savaş karşıtı bir eylemci olarak tanınan Muratov, Ukrayna mültecilerine yardım etmek amacıyla Nobel ödülünü müzayedeye verdi. Ne yazık ki yetkililerin büyük baskısına maruz kalan Muratov son derece tehlikeli bir dönemden geçmektedir.

Saygı değer dostlarım, aziz kardeşlerim…

Bu makalede en azından Vladimir Putin’in Siyaset felsefesini, bu felsefenin siyasi, manevi ve kültürel özelliklerini ve ayrıca Rus-Ukrayna savaşında ve ondan önceki savaşlarda bu siyasi felsefenin yıkıcı etkisini deşifre etmeye çalıştım. Bu konuda nekadar başarılı olduğumu Sizlerin takdirine bırakıyorum ancak bir daha “SAVAŞLARI DURDURALIM” çağrısında bulunarak makaleme yazarı belli olmayan şu güzel sözlerle son vermek istiyorum;

Savaş pahalı;
top, tüfek, uçak lazım;
kin lazım, nefret lazım;
en önemlisi de, uğruna
feda edilecek gençecik,
günahsız insanlar lazım….
*
Barış ucuz;
barış için sadece vicdan,
empati ve sevgi lazım…

Evet sevgili dostlarım başta şair Fyodor Tyutçev’in dedigi gibi” Rusya akılla anlaşılmaz”…

Hepinizi saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum…

Kenan Hasip Kuzey Makedonya

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir