Bu yazıya başlamadan önce, “başkalarına zarar vermekten zevk alan” bazı insanlarla ilgili bir fenomeni, tıp açısından sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu fenomen, diğerlerinin yanısıra Kanada’daki British Columbia Universitesi’nde psikolog Prof. Dr. Paulhus tarafından araştırılmış ve olgunun “Narsistlikle” başladığını kaydetmiştir.
Prof.Dr.Paulhus’a göre “Narsistler” kendilerine biçtikleri değer duygusunu korumak için, aşırı bencil ve kibirli insanlardır. Zamanla “Manipulatif Makyavelcilik” (amacına ulaşmak için her yolu meşru sayanlar) ve başkalarının duygularına duyarsız kalmak, bu kişilerin en önemli özelliklerinden biridir.
Bu gibi insanlar bu tür davranışları toplum içerisinde kontrol altında tutabiliyor ve kendilerini göstermeyebiliyorlar. Paulhus’a göre narsistlerin bilgisini ölçmek istediğinizde her konuda bilgileri varmış gibi davranıyor hatta karşı taraftan itiraz gördüklerinde ise hemen öfkeleniyorlar !
Eylemlerinden başkaları zarar görecek diye hiçbir zaman sıkıntı yaşamazlar, tam tersine zevk almayı bilirler. Bu gibi insanları, bizlerde sıkça dolaşan bir hikayeyle en iyi bir şekilde anlatabileceğimi düşünüyorum.
O da “Geçimini eşeğiyle odun taşıyarak sağlayan bir adamı, komşusu çok kıskanıyormuş. Bu nedenle komşusu bu adamın eşeğinin ölmesini dilemiş. Bundan nasıl yararlanacağı sorulduğunda ise ; Benim faydam olmayacak ama o da acı çekecek ! diye cevap vermiş.
Kendi çıkarı olmadan sırf başkalarına zarar verme olaylarından birini dün, Merkez Jupada tekrarlanan Belediye Başkanlığı seçimlerinde yaşadık. Bir önceki seçimlerde olduğu gibi adaylardan biri Türk Demokratik Partisinden (TDP), diğeri ise Türk Milli Birlik Hareket partisinden (TMBH) iki aday olarak yarışa katıldılar.
Ne yazık ki yaklaşık 250 oy yetersizliğinden dolayı ve 1/3 katılım barajının sağlanamaması sebebiyle, tekrarlanan bu seçim de Devlet Seçim Komisyonu tarafından başarısız olarak ilan edildi. Her şey doğru düzgün olacaktı ancak, TMBH adayı’nın bir önceki seçime kıyasen aldığı oyların 1/3’ni bile alamaması, ister istemez TMBH’in bu seçimi “BOYKOT” etmesi kararı olarak göze çarpamakadır. Bu kararı alan “Narsistlere” yazıklar olsun !
Aynı dini ve aynı ırkı paylaşan bir siyasi partinin yöneticilerine, Makedonya Türkleri’nin yönettiği tek Belediyeyi bu şekilde zor durumda bırakmak hiçbir vicdana sığmaz !
Hani bunlar Türktü, TDP’liler ise Türklükten geçinenlerdi. Bu narsist ve diğerlerinin acısından zevk alan zatlar, Allah’ın huzuruna nasıl çıkacaklar. Sırf oylarını kullanmak ve seçimin başarılı olması için binlerce kilometre yolculuk yapan gurbetçilerimizin yüzüne nasıl bakacaklar, gerçekten çok merak ediyorum.
Yoksa onlardan korktular da böyle bir karar mı aldılar ?
TMBH Belediye Başkanı adayı sosyal ağlarda saçma sapan şeyler yazmış. Kendisini acıdım. 160 oy aldığı bir durumda, bunu Merkez Jupa halkının büyük bir başarısı olarak göstermek içler acısı. Belli ki bey efendi Demokrasi ölçüsünü kaçırmış, sanki bambaşka bir dünyada yaşıyor. Hocasının kim olduğunu hiç çekinmeden belli ediyor ! Hocası’nın da yazıları hep eski kalıp ! Herzamanki suçlamalar ! Hiçbir yenilik içermeyen boş yazılar !
Ama şunu bilmelisiniz beyler; Yalanla, uydurmalarla, iftiralarla, entrikalarla, bencil ve kibirli olmakla siyaset yapılmaz ! Soydaşına acı çektirmekle, kendinize asla huzuru getiremezsiniz. Aksine karşı tarafı daha da güçlü kılacaksınız ! Bir sonraki seçimlerde, saahada olmadığınız belli olduğu halde, tamamen silinip gideceksiniz ! Bu siyasetin olmazsa olmaz kuralıdır.
Siz düşündüğünüz gibi, halkın sesine kulak vermeden seçmeni suistimal edemezsiniz ! Bizim milletimiz her şeyi sizden daha iyi biliyor. Onları ‘’küçümsediğiniz’’ için her seçimde kan kaybetmeye devam edeceksiniz.
Makedonya çapında 1200 oya düşmüş sizin gibi bir partiye parti mi denir ? Bir akıllı siyasetçi bunu görmelidir ! Mutlaka siyasetten ayrılma zamanının geldiğini bilmelidir !
Bu küçük ülkede az da olsa aldığınız oy, diğer Türk Partisi’ne bir Belediye Başkanı veya birkaç Meclis üyesine mal olabilir ! Bunu görmemezlikten geliyorsunuz ! Çok yazık !
Uzun yıllar beraber siyaset yaptığımız için bunun farkında olduğunuzu çok iyi bilenlerdenim. Üstelik bütün bunları kime yapıyorsunuz? On kusur yıl başkanlığını yaptığınız bir partiye bu yapılır mı ? Bunu kendinize nasıl yakıştırdığınızı uzun zamandır merak ediyordum. Ancak psikoanalistler, bu gibi davranışları araştırmış ve bu kişileri “NARSİST” olarak adlandırmış.
Evet beyefindiler; Siz sadece kendinizi beğenen insanlardansınız ! Başkalarının acısından zevk alan insanlardansınız ! Her yerde ön plana çıkmak isteyen insanlardansınız ! Boş işlere şekil verebilen insanlardansınız ! Seçimleri dize kadar kaybettiğinizde bile, başarılı olduğunuzu söyleyebilen ve milletimizin zekasıyla dalga geçmeyi bilen insanlardansınız ! Her fırsatta siz “Türkçü” biz ise “Türklükten geçinen” diyebilen insanlarandansınız !
Önce partiden ayrılıp sonra hiçbirşey olmamış gibi yeni bir parti kuracaksınız sonra eski yol arkadaşlarınızı, hiç utanmadan “bölücülükle” suçlayabilen insanlardansınız !
Her fırsatta bizlere “benim öğrencilerim” diyen insanlardansınız !
Evet sevgili Başkan. Biz sizin öğrencilerinizdeniz ancak sizden neyi öğrendik biliyormusunuz? Politikanın ne şekilde yapılmayacağını öğrendik ! Başarısız nasıl olacağını öğrendik ! Devamlı muhalefette nasıl kalınacağını öğrendik ! Türklükten nasıl geçinileceğini öğrendik ! Ve daha neler, neler öğrendik !
Biliyorum ki bu yazıdan birileri rahatsız olacaklar. Belki de çirkin saldırılara maruz kalabilirim ama hiç farketmez. 1994 yılından bu yana, bu partinin dertleriyle uğraşan, 16 yılı aşkın bir dönemde, bu partinin başkanlık görevinde bulunan, bu parti sayesinde altı dönem milletvekili görevinde bulunan, parti değiştirmek ve hatta yeni parti kurmayı hiçbir zaman aklının ucundan bile geçirmeyen, üyelerimizin bilmediği bir çok şeyleri bilen ve parti başkanlığından zamanında ayrılmayı bilen bir insan olarak, kalbimize taht kurmuş bu partiye bu gibi kötülükleri yapanlar olduğu sürece asla susamam ! Susmayacağım ! Çünkü susmak kabullenmek demektir.
Ben TDP’nin basın bildirisinde olduğu gibi sizlere istifa çağrısında bulunmayacağım çünkü sizin gibi insanların öyle bir derdi yok ki ! Bu kelime sizlere yabancıdır ! Dedikleri gibi bir defa hata etmişler bir daha aynı hatayı yaparlar mı ?
Zaten felsefeleri belli; Devamlı Türklükten bahsedeceksin, herkesi eleştireceksin, anavatan sevgisinden bahsedeceksin (son 2020 parlamento seçimlerinde olduğu gibi “Biz Türkiyeyle, Türkiye bizimle”sloganını kullanacaksın), sonra düştüğün oyunların farkına varacaksın ! Türklere istihdam, devlet kurumlarında görevler, devlete entegre olmak, Türklerin leyhine yasalar çıkartmak gibi bir dertle uğraşmayacaksın, sorumluluklardan uzak bir hayat sürdüreceksin ama birilerini hiç durmadan bu işlerin içinde olduklarından dolayı acımasız bir şekilde eleştireceksin ve “Türklükten geçinenler” olarak itham edeceksin !
Vazgeçin kardeşim. Yemezler artık. Siyasette edebiyat yapmayı bırakın ! Kimseyi artık ikna edemezsiniz ! Yardımcı olamazsanız engellemeyin bari !
Destek olmak yerine, köstek olmayı iyi bilenlerdensiniz ! Köstek olmamayı öğrenebilirseniz, bu sizin siyasette bugüne kadar yapabileceğiniz EN BÜYÜK BAŞARI olacaktır.
Saygı ve hürmetlerimle…
Not; Bu seçimler sonucunda hissettiğim bir şey var. O da sanki birileri Aşağı ve Yukarı Jupayı bölme kartına oynuyor. Türkçe konuşan ve Türkçe konuşamayan kardeşlerimizi bölmeye çalışıyorlar. Lütfen, bu oyunlara düşmeyelim. Bu oyunlara düştüğümüzde Merkez Jupa elimizden gider.
Kenan Hasip kuzey Makedonya
