Geçen hafta ABD’ye aid MQ-9 İHA rus uçagı tarafından Karadenizde düşürüldü.Tabii ki,ABD olayı kınadı,Rusyayı da saldırganlıkla suçladı.Olay nihayetinde bir kere ABD ve Rusya’yı karşı karşıya getirdi.Bakdıgımız zaman İHA düşürme olayı yeterince tehlikeli bir gelişmeydi.Bunun üzerine Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby böyle bir söylemde bulundu ki,uluslararası sular üzerinde uluslararası hava sahası üzerinde uçmaya ve faaliyet göstermeye devam edecegiz.İşin aslı şudur ki,ABD Karadenizi NATO gölü yapmakda israrlı.Yani Türkiye,Romanya ve Bulgaristan NATO üyesi ülkeler,Gürcistan ise AB’ye üye olmak yolunda ilerliyor.Geriye gidersek-1936 yılında imzalanmış Montrö Sözleşmesine göre,Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelere getirdiyi gemi sayısı ve tonajı sınırıyla ABD Karadenizde sınırsızca haraket edemiyor.Hal böyleyken,ABD Karadenizi hiçbir milletin denizi olarak görmüyor ve hali hazırda küresel güç mücadelesinde rol kapmaya çalışıyor.İlaveten,Karadenizin en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye Soguk Savaş döneminde(1945-1991)gözettigi bir uyumu da dikkate almalıyız.2008 yılında eski Genelkurmay Başkanı,Org.Ilker Başbug demişdi ki,Karadeniz Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere aid olan bir konudur.Dolayısıyla,ABD ve Rusya istedikleri gibi Karadenuz’de at koştura bilmezler.Şu an Karadeniz konusunda belli bir statü var(Montrö Sözleşmesi) ve ABD açıktan müdahele edemiyor.Yukarıda da vurguladıgım gibi,Soguk Savaş dönemi dahil Ankara Karadeniz konusunda belli bir strateji uygulamak zorunda.Yani Türkiye 1936’dan bu yana Rusya(1991’e kadar SSCB)ile uyum saglamıştır.Evet Türkiye NATO üyesi ama Ankara farkındadır ki,Karadeniz herzaman büyük fırtınalara gebe ve muhtemel çatışmanın gerçekleşmesi de mümkün.Karadeniz üzerinde ABD ve Rusya arasında muhtemel çatışms riski Ankara’yı da etkileyecek gibi görünüyor.
Kemal Aliyev