KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. KARA BİR BAKIŞ AÇISINDAN ABD İLİŞKİLERİ VE GÜNÜMÜZ

KARA BİR BAKIŞ AÇISINDAN ABD İLİŞKİLERİ VE GÜNÜMÜZ

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 12 dk okuma süresi
258 0

1783‟te bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkan ABD kısa sürede kendine özgü yapısını oluşturmuştur. Uluslararası ticarî faaliyetlere öncelik veren ABD‟nin ticarî faaliyet alanlarından biride Akdeniz bölgesi olmuştur.
ABD gemileri ticaret yapmak için Akdeniz‟e girmek zorundaydı. Nitekim bölgede söz sahibi olan Osmanlıydı. Osmanlı Devleti de ABD‟yi o dönemde resmi olarak tanımıyordu.
Akdeniz‟de; Cezayirli gemicilerin izinsiz dolaşan iki Amerikan gemisine el koyması ABD‟nin adımlarını çabuk atmasına neden olmuştur. Amerikan hükûmeti 1795 senesinde Cezayir, 1796‟da Trablus ve 1797‟de Tunus ile antlaşma imzalamıştır. Trablus antlaşması Türkçe(Osmanlıca) imzalanmıştır ki bu da Amerika’nın yabancı bir dilde imzaladığı tek antlaşmadır.
Bu antlaşmayla birlikte Amerika ilk defa bir devlete vergi
ödemeyi kabul etmiştir.Antlaşma çerçevesinde Birleşik Devletler
sadece Cezayir‟e yılda 12.000 altın veya eş değerde askerî
mühimmat olmak üzere yirmi yıl (1795-1815) boyunca vergi
1
1799 yılında ABD Başkanı John Adams, Portekiz‟deki Amerikan elçisi William L. Smith başkanlığındaki bir heyeti Osmanlı Devleti ile bir dostluk ve ticaret antlaşması yapması için görevlendirmiştir. Ancak Fransızlar ve İngilizler ile yapılan savaşlar nedeniyle Başkan Adams‟ın isteği gerçekleşememiştir
ödemiştir.
1 www.osmanli.org.tr/yazi-4-119.html

Daha sonra 1820, 1823 ve 1828‟de yapılan girişimler de çeşitli
2
Amerika Birleşik Devletleri’nin 1776-Bugüne Resmi Tanıma, Diplomatik ve Konsolosluk İlişkilerinin Tarihine Bir Bakış ABD’nin Türkiye ile diplomatik etkileşimi, Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu olarak bilindiği günlere dayanmaktadır. 1831’de diplomatik ilişkilerin kurulmasıyla beraber iki ülke ABD’nin 20 Nisan 1917’de I. Dünya Savaşı’na girişine dek diplomatik bir ilişki yürütmüştür. I. Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış ve yerine modern Türkiye devleti kurulmuştur, Amerika Birleşik Devletleri 1927’de ülkeyle ilişkilerini yeniden kurmuştur.
Tanıma:
Karşılıklı Tanıma, 1830.

İkisi de köklü geçmişlere sahip olan Osmanlı İmparatorluğu (Türkiye) ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilk resmi diplomatik temas ve tanıma eylemi, 11 Şubat 1830’da Kaptan James Biddle, David Offley ve Charles Rhind’dan oluşan ABD’li bir müzakere ekibinin Türk Hariciye Nazırı’na güven mektubu sunmasıyla meydana gelmiştir. Biddle, Offley ve Rhind, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye arasında bir seyrüsefer ve ticaret anlaşması müzakere etmiştir.
Diplomatik İlişkiler
Diplomatik İlişkilerin Kuruluşu ve Osmanlı İmparatorluğunda Amerikan Sefarethanesi, 1831.

Diplomatik ilişkiler ve Amerika Birleşik Devletleri Konstantinopolis Sefarethanesi, 13 Eylül 1831’de David Porter’ın Maslahatgüzar sıfatıyla güven mektubu sunmasıyla kurulmuştur.
Amerikan Sefarethanesinin Büyükelçilik Mertebesine Yükseltilmesi, 1906.

Amerikan Sefarethanesi 18 Haziran 1906’da Büyükelçilik
nedenlerle sonuçsuz kalmıştır.
2. Osmanlı Devleti Dönemi Türk-Amerikan İlişkileri (1795-1914) /Y. Güler- sf.232

mertebesine yükseltilmiş, John G. A. Leishman 5 Ekim 1906 tarihinde Büyükelçi sıfatıyla güven mektubu sunmuştur. Diplomatik İlişkilerin Kesilmesi, 1917.

Amerika Birleşik Devletleri’nin 4 nisan 1917 tarihinde Almanya’ya savaş ilan etmesinin ardından, Türkiye 20 Nisan 1917’de ABD ile diplomatik ilişkilerini kesmiştir.
Diplomatik İlişkilerin Yeniden Kurulması, 1927.

Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye, Türkiye’nin Ankara şehrinde meydana gelen yazışmaların ardından 17 Şubat
3
17 Şubat 1927 yılından bu güne Türkiye ABD ilişkileri inişli çıkışlı olarak devam etmiştir. Türkiye’nin 2.Dünya savaşından sonra soğuk savaş dönemin başlaması,SSCB tehditleri ile karşılaşan Türkiye Kore Savaşı için asker gönderdi. Bu kararı almadaki en büyük etken, dönemin Demokrat Parti hükümetinin Sovyetler Birliği tehdidine karşı NATO’ya katılabilme fırsatıydı. 12 Ekim 1950’de ilk ekip Pusan Limanı’na vardı.
ABD tarafı Türkiye’yi her zaman kontrol ve yönetebileceği düşüncesi ile hareket ederek istediklerini yaptırma yoksada yaptırımlar uygulayarak zor durumlarda bırakma stratejilerini benimseyerek Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bütün olaylarda ve süreçlerde desteksiz bırakmış, Türkiye’de kendi çıkış yollarını hep başarı ile sağlamış ve Türkiye içinde bir türlü istediği sonuçları elde edememiş bir ABD devamlılığı var olmuştur.
Körfez savaşı ile bölgemize iyice yerleşen ABD ve onun yandaşları dün bölgemizi cetvelle bölenlerle beraber hareket ederek Türkiye karşıtı politikaların perde arkasından hep destekçisi olarak Türkiye’nin karşısına çıkmış şimdiye kadar yüksek ses tonundan bu yaptıklarının ne müttefikliğe ne de stratejik ortaklığa uygun olduğunu söyleyen bir yapı ile karşı karşıya gelmemiştir.
1927’de diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmişlerdir.
3https://tr.usembassy.gov/tr/our-relationship-tr/policy-history-tr/io-tr/

21 YY’da değişen dünya dengeleri ve kendi ekonomisini iyi yöneten siyasi istikrar ve politikaları uygulayan Türkiye ABD’nin Türkiye karşıtı perde arkasından destek verdiği her türlü yapıya karşı önce hükümetler arası görüşmelerde dile getirmiş ve rahatsızlıklarını anlatmış,ancak ABD yönetimleri tarafından kabul görmemiş ve Türkiye karşıtı desteklerine devam etmiştir.
Türkiyenin içerideki ve dışarıdaki karşıtlarına her türlü alanlarda destek sağlayan ABD ve diğer yapılar Türkiye’nin sesini yükseltmesi ile bölgedeki yapılara desteklerini açıktan yaptığı ve söylemleri ile bunu destekleride görülmeye başlamıştır.
ABD dünyanın yeniden dizayn edildiği 21YY’da Türkiye’siz Ortadoğuda kendine yeni partner ülkeler seçerek Türkiye’ye karşı oluşumları desteklemeye devam etmiştir.
Oluşturduğu yapıların içinde bulunan ülkeler, Türkiye karşıtı eylemlerine yönetimleri nazarında yüksek ses tonundan eyleme dönüştürürken halklar nazarındaki Türkiye sevgisini görmezden gelmeye devam ettiklerinde gelecekleri için nasıl bir tehlikenin kendilerini beklediklerini görmediklerini görmekteyiz.
Ortadoğu coğrafyasında tarihsel geçmişi bilmeyenlerin veya anlamak istemeyenlerin yeniden tarih yazmak gibi bir görevi üstlendikleri bir dönemeden geçmekteyiz. Unuttukları bir şey tarih sadece gerçekleri yazar ve kimin hain kimin vatansever olduğunu er yada geç ortaya koyar.
ABD’nin şunu çok iyi analiz etmesi gerekir, biz Türkiye’yi neden kayıp ettik,bundan sonra Ortadoğu’da neleri kayıp etmeye devam edeceğiz sorularını kendine sormalıdır.
Türkiyedeki ABD yanlısı lobilerin deşifre olduğu ve ilişkilerin bu hale gelmesindeki etkilerinin neler olduğunu göremediklerini,

Kendilerin Türkiye’de her şeyi yöneteceklerine inanan bu yapıların nasıl hakimiyeti kayıp ettiklerinin farkına varmaları veya Türkiye’nin güçlendiğini milli ve yerli bir yönetime kavuştuğunu görmek istemeleri,
Türkiye’yi her alanda köşeye sıkıştırmaya çalışan bu yapıların içteki ve dıştaki yapıları nasıl Türkiye tarafından dağıtıldılar,
ABD’deki Türkiye karşıtı bütün yapıların ABD yönetimlere hakim olmaları ve istediklerini yaptırmaları,
Türkiye’nin değerlerini görmeyen veya görmek istemeyen ABD Türkiye’yi karşısına alarak İslam dünyasındaki etkinliğinde Türkiye’yi tasfiye etme girişimleri ve çabaları,
Ortadoğu’da ve İslam Dünyasında ABD destekli her yapıyı oluşturma ve ülkeleri Türkiye karşıtı söylemlere ve eylemlere dahil etme,
Arap Baharı ile bölgemizde hedefe ulaşmak isteyen ABD (İsrail) Mısırda seçimle başa gelen Mursi ile şoka giren AB,İsrail ve ABD baharın kendileri için cehennem olacağını görmüşler ve müdahale ederek seçilmiş Mursi yönetimi yerine darbe yapan Sisiyi getirmiş ve Türkiye karşıtı hamlelerine devam etmiştir.
Akdeniz’de Türkiyesiz hareket eden yapılara destek vermeye devam etmiş ancak kayıplarının neler olacağını göremediği,
Güven kayıp eden ABD tekrar güven kazanmak için terör örgütlerine verdiği desteğini kesmesi ve gerçeklerle yüzleşebilmesi,
Türkiye’yi her alanda yalnız bırakan Nato ve AB geleceği için Türkiye ile neler yapılabileceğini iyi analiz etmesi,

Savunma sanayisi hızla gelişen ülkemizin ABD ve diğer ülkeler için artık pazar olmaktan çıktığı ve güç olduğunu anlaması gerektiği,
Dünya savaş tarihine geçen Suriye’de yaptığı operasyonlarda kullandığı Otomasyon Savaş teknikleri ve stratejileri geldiği noktayı görmeli ,
ABD kendi içindeki Türkiye karşıtı bütün yapıları tekrar dizayn etmeli yaşanan sıkıntıların hesabını bu yapılara sormalı,
Türkiye için ABD sadece Nato’da müttefik ancak güven duyulmayan bir devlet konumuna gelmiştir.
ABD Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek istiyorsa eğer gerçekleri görüp doğruları yapması ile bunun arık mümkün olacağını görmesi gerektiğidir.
Lobileri verdiği zararları,
STK’ ların ilişkileri getirdiği boyutlarını ve zararlarını,
Savunma sanayisindeki Türkiye karşıtlığını,
Terör Odaklarına verdiği destekleri ve Terör Başlarını ve yandaşlarını ülkesinde barındırmasını,
Siyaset söylemlerinin tutarsızlığını,
Sosyal Medya,Basın
Politikalarındaki istikrarsızlığını,
Ekonomik yaptırım uygulamalarına
İslam Dünyasındaki girişimlerini,
Ticaret yollarınıdaki Türkiye karşıtı tutumlarını,
Bölgesel yapılara karşı verdiği destekleri,v.s.
Türkiye karşıtı görüş ve önerileri getiren bu yapıları Türkiye karşıtı olarak kullanmaktan vazgeçmesi gerektiğini anlaması, Türkiye gerçeğini kabul etmesi, doğruları bulması ile bir yol alınabilir mi ?????????
ABD için ilaçlı
Türkiye için sağlıklı koşu devam ediyor.

Dr.Mehmet BOZKUŞ
Siyaset Bilimci mehmetbozkus06@hotmail.com
KAYNAKÇA
Remzi Durmuş Geçmişten Günümüze Türk Amerikan İlişkileri – TASAM
www.osmanli.org.tr/yazi-4-119.html
Osmanlı Devleti Dönemi Türk-Amerikan İlişkileri (1795-1914) / Y. Güler- sf.232
https://tr.usembassy.gov/tr/our-relationship-tr/policy-history-tr/io-Tr

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir