KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Katolikler Ortodoks Kilisesini böldü!

Katolikler Ortodoks Kilisesini böldü!

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 12 dk okuma süresi
365 0

Katolikler Ortodoks Kilisesini böldü!
ömür
Hazırlığı 55 yıl süren Büyük Pan Ortodoks Konseyi Yunanistan’ın Girit Adası’nda büyük bir sorunla başladı. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un başkanlığında düzenlenen toplantıda, Ortodoks dünyasının sorunları, oruç, evlilik, diğer kiliselerle olan ilişkiler, teknoloji ve bilimin Ortodoks dünyasına etkileri gibi konular tartışılacak ve ortak bir bildiri yayınlanacak. Ortodoks Kilisesi; Rusya Patrikhanesi, Bulgar Kilisesi, Şam Patrikhanesi ve Gürcistan Patrikhanesi’nin katılmaması nedeniyle en büyük rakibi Katolik kilisesine karşı birlik fotoğrafı veremiyor. Dini liderler arasında “-bir kilisenin dahi katılmamasıyla toplantının meşru sayılmayacağı” gibi söylentilerin ayyuka çıkması üzerine Fener Rum Patriği Patrik Bartholomeos, “-Ortodoks Hristiyanlar bir Klise federasyonu değiller ve öyle de davranmamalılar. Bu birçoğumuz tarafından çok kez dile getirildi. Biz sadece bir Kilise’yiz, tek bedeniz, tüm farklılıklar sadece Konsey’de çözüme kavuşabilir” dedi.

Yunanistan’ın Girit Adası’nda düzenlenen Büyük Pan Ortodoks Konseyine katılmayan Bulgar Kilisesi’nin Fener Rum Patrikhanesinin ile sorunlarının tarihi ve kültürel bir temeli mevcut. Sultan Abdülaziz” 6 Mart 1870’de Bulgarlara müstakil bir kilise kurulmasını, ruhani ve idari açıdan Patrikhaneden ayrılmalarını kabul etti. 27 Şubat 1870 tarihli ferman ile 15.Asrın başlarında kaybedilmiş olan Bulgar Kilisesi’nin bağımsızlığı tekrar tescil edilmiş oldu. Ancak Rum Patrikhanesi bu oldubitti uygulamayı kabullenmedi. İstanbul’daki Bulgar kiliselerine zaman zaman Rum din adamları göndererek ayinlerin Bulgarca değil, Rumca yapılmasını istedi. Hatta geçtiğimiz yıl Fener Rum Patriği Bartholomeos, Sofya ziyareti sırasında Bulgarlara “-II. Dünya Savaşı sırasında gasp ettiğiniz ikonaları iade edin” sözleriyle büyük kriz yarattı. Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliyev’in Patriğe devlet nişanı verdiği törende patlayan kriz üzerine, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Bartholomeos randevusunu iptal etti.

Rusya ve Antakya (Şam/Suriye) Patrikhanesinin Fener Rum Patrikhanesine karşı işbirliği tarihi bir sürece dayanıyor. Girit’teki Konsey’de olmamaları; İstanbul’da çok küçük bir azınlık grubuna nostaljik dini ritüeller yaptırmaktan başka fonksiyonu olmayan ABD destekli Fener Rus Patrikhanesine tepkinin sonucu. Ağustos 2011’de Heybeliada Ruhban Okulu’nda Kudüs, Antakya ve İskenderiye patrikleri ile Kıbrıs Başpiskoposu ve Rum Patriği Bartholomeos’un katılması planlanan gizli bir toplantı gerçekleştirilecekti. Patriklerin genel Ortodoks toplantıları dışında böyle bir araya gelmeleri rutin bir davranış değildi. Toplantıyı ilginç kılan ayrıntı ise Kudüs, Antakya (Şam’da bulunur) ve İskenderiye patrikleri ile Türk düşmanlığı ile öne çıkan Kıbrıs Başpiskoposu’nun da bu toplantıya katılacak olması düşündürücüydü.

Bu toplantının ana amaçlarından biri 2011 içinde yapılacak olan genel Ortodoks toplantısı öncesinde, “Rus Patriği”ne karşı stratejiyi belirlemekti. 1 Eylül’de Heybeliada Ruhban Okulu’nda ve 2 Eylül’de Patrikhane avlusunda bulunan Aya Yorgi Kilisesi’nde olmak üzere iki kere toplanılmasına karşın Antakya Patriği katılmadı. Program öncesinde, Rus Patrikhanesi’nden üst düzey bir yetkilinin Şam’a giderek Antakya ve Tüm Doğu’nun Rum Ortodoks Patrikliğinde Antakya Patriği ile görüşmesi adı geçen patriğin bu toplantıya katılmamasında etkili olmuştu. Antakya Patrikliği Kilise hiyerarşisi içinde Konstantinopolis (İstanbul) ve İskenderiye kiliselerinden sonra üçüncü sırada yer alır.
Rus Patriği her ne kadar Rum Patrikhanesi ile ilişkileri sempatik bir çizgide sürdürüyorsa da Rusya’nın, Rum Patrikhanesi’ne karşı olan tutumu ortada. İstanbul’a gelen tüm AB ve ABD siyasilerinin Patrikhane’ye yaptıkları rutin olmuş ziyaretlere karşın Putin’in İstanbul ziyaretinde Patrikhane ziyareti yapmaktan kaçındığı bilinen bir gerçek. Rusya, Dünya Ortodoks nüfusunun çok yüksek bir oranına sahip. Rum Patrikhanesi bilindiği gibi en çok ABD tarafından destekleniyor. Bu desteğin nedeni, bu büyük nüfus oranından dolayı Rusya’nın Ortodoksların lideri olmasının önlenmesi çabasıdır. ABD bu dış politik bakış açısının Türkiye’nin de işine geldiği söylenebilir.

Bu çerçevede Rum Patrikhanesi’ne sözde ekümenik sanı yüklenerek Türkiye’de 1500 kişi kalmış bir cemaatin lideri; Rus Patriği’ne alternatif olarak piyasaya sürülür. Rum Patrikhanesi’ne olan ABD desteği, Sovyet Rusya’nın çöküşü ile birlikte ABD’nin adeta bir dış politika hedefi halini aldı. Rus Kilisesi’nin şemsiyesi altında ya da himayesi altında olmayı kabul etmeyen ve Sovyet rejimin çöküşü/bitişinin hemen ardından Rus Patrikhanesi’nin dini hiyerarşisinden kopan, Baltık ülkelerinin kiliseleri ile Ukrayna ve Gürcistan kiliseleri Moskova’dan ayrılmışlardır. ABD; Ortodoks dini kurumlarını kullanarak, Rusya’nın dış politikasına nüfuz etmeye çalışmaktadır. Bkz. Bojidar Çipof/ 29 Temmuz 2011 / 1 Ağustos’ta Heybeliada Ruhban Okulu’nda Yapılacak Olan Gİzemli Toplantı/ http://www.ilk-kursun.com/haber/77937/

Gürcistan Kilisesinin Yunanistan’ın Girit Adası’nda gerçekleştirilen Büyük Pan Ortodoks Konseyi’nde bulunmaması, en az Antakya, Bulgar ve Rus patrikliklerinin katılmaması kadar dikkat çekicidir. Gürcistan Kilisesi, Abhazya Ortodoks Kilisesi “Suhum-pitsunda Patrikhanesi” olarak Gürcistan Kilisesinden ayrılmasına ve bu ayrılığın adı geçen konseyde onaylanmasına tepki gösterdiği için yer almamaktadır. Ancak Gürcistan Kilisesinin Girit’teki fotoğrafta yer almaması, hangi nedenle olursa olsun genel anlamda Gürcülerin ezeli düşmanı Rusya’nın işine gediği gibi, Rus Ortodoks Patriği Kirill’e örtülü bir destektir. Rusya Ortodoks Kilisesi’nin, Fener Rum Patrikhanesi ve diğer Ortodoks kiliselerin de katılacağı Ortodoks Konsili’ne katılmayacağını açıklamasının nedeni; 13 Şubatta Papa ile bir araya gelen Rus Patriğinin iki kilisenin işbirliğine gölge düşürmemek için bu toplantıya katılmama kararı aldığı ayrıca Büyük Pan Ortodoks Konseyi gündeminde Ukrayna Ortodoks Kilisesinin 1686’da İstanbul Patrikliği’nin onayıyla bağlandığı Moskova Patrikliğinden ayrılarak bağımsız bir patriklik statüsüne kavuşma talebinin görüşülecek olmasını kabul etmemesi.

Kendisi de su katılmadık bir Rus milliyetçisi olan Rus Ortodoks Patriği Kirill; ABD destekli Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin deyim yerindeyse karizmasını çizmek veya façasını bozmak için önüne çıkan her fırsatı değerlendiriyor. Mesela Türkiye’nin Patrikhaneye olan desteğini önlemek ve Patrikhaneyi tarihteki bazı olayları gündeme getirerek Türkiye’ye karşı kışkırtmak için İslamiyet ve Türkler hakkında olumsuz bir görüş açıklamıyor. Düşünebiliyor musunuz; Türkiye’nin düşürdüğü Rus savaş uçağı nedeniyle ikili ilişkilerde gergin günler yaşanırken, Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill, Türkiye’nin Hristiyan azınlıklara yönelik politikasını övdü, Türkiye’de Hristiyanlara karşı sert uygulamaların olmadığına işaret etti. Patrik Kirill, “Bugün yaşananların hiç biri daha önceden İslam dünyasında yaşanmadı. İşte Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu örneği. Evet, Osmanlı’da Hristiyan azınlıklar vardı. Ama kimse onları katletmedi” diyerek Osmanlı İmparatorluğu’nun azınlıklara yönelik politikalarını övmüştü. (Bkz Ömür Çelikdönmez/13 Ocak 2016/kafkassam.com/ Putin kendine geldi-Abhazlar çıldırmış olmalı!)
13 Şubat 2016’da Küba’nın başkenti Havana’da gerçekleşen Vatikan ile Moskova Patrikliği arasındaki görüşme; Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasında tarihi bir buluşma olarak nitelenmişti. 962 yıllık bir ayrılığın ardından ilk kez bir Papa ile Rus Ortodoks Kilisesi Patriği bir araya gelmiş ve ortak bildiriye imza atılmıştı. 30 maddelik ortak bildiride Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Hristiyanların maruz kaldıkları baskılar, dinler arası diyalog ve inanç özgürlüğü, göç krizi, aile ve evlilik gibi temalarda mesajlar verildi. Hristiyanlığın doğduğu topraklarda bugün Hristiyanların ve diğer bazı dini cemaatlerin yerlerinden edildiği, “kiliselerin barbarca tahrip edilip yağmalandığı” belirtildi ve “Uluslararası toplumu, Hristiyanların Orta Doğu’dan atılmasını önlemek için acilen harekete geçmeye çağırıyoruz” denilmiş, “İç savaş, kaos ve terör şiddetinin kurbanı haline gelen diğer dini geleneklerin mensuplarının yaşadığı acılara” da vurgu yapılmıştı.
Terörü bitirmek için ortak hareket edilmesi çağrısında bulunulmuş ve “Çatışmalara dâhil olan tüm taraflar müzakere masasında yer almalı” denilmişti. Papa Francesco ile Patrik Kirill’in görüşmesi, iki kilise ve cemaatleri arasındaki ayrılıkları yok etmese de özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki Hristiyanların yaşadığı baskılar karşısında birlikte hareket edilmesini amaçlaması açısından önem taşıyor. Katolik Kilisesi ile Rus Ortodoks Kilisesi arasındaki sorunların başında gelen Ukrayna’daki Katolik Kilisesi’nin durumu ve Vatikan’ın Rusya’da Katolikliği yayma çabaları iddiaları halen çözülmüş değil. (Bkz http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/02/160213_papa_patrik) Rusya Patrikliğinin Antakya yani Suriye Patrikliğini ayartarak Gürcistan Kilisesinin Yunanistan’ın Girit Adası’nda gerçekleştirilen Büyük Pan Ortodoks Konseyi’ne katılmaması, en çok Vatikan’ı memnun etmiştir. Fener Rum Ortodosk Patrikliğinin Vatikan karşıtlığını, Ruslarla işbirliğine giderek aşmaya çalışan Papalık, diyalog faaliyetleriyle Müslümanları hipnoz ettiği gibi Ortodoks kiliselerini de birbirine düşürmeyi başarmıştır.
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir