Son dönemde Azerbaycan ile Türkiye arasında “soğuk rüzgarların” estiği iddiaları ortaya çıkıyor. Bunun nedeni olarak çeşitli faktörler gösterilmektedir. Bu iddiayı destekleyenler, Azerbaycanlı yetkililerle Türk muhalefeti arasındaki ilişkilerde son dönemde yaşanan iyileşmeyi öne sürüyor. Bunun üzerine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 8 Kasım’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i arayarak Zafer Bayramı’nı kutladı. Taraflar ikili ilişkileri de ele aldı.
Ayrıca Bakü’de düzenlenen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP29) Taraflar Konferansı’nın 29. oturumu kapsamında Türkiye muhalefetinin çok sayıda temsilcisi Azerbaycan’a geldi.
Öte yandan İlham Aliyev ile R.T. Erdoğan’ın Bakü’de yaptığı görüşmeye ilişkin basında yer alan bilgiler adeta görev niteliğindeydi. Üstelik R.T. Erdoğan geziden nispeten erken döndü ve uçakta gazetecilerle yaptığı röportajda Güney Kafkasya’ya ilişkin özel bir mesaj vermedi.
Bütün bunlar akıllarda bazı soruları gündeme getiriyor.
Bakü ile Ankara arasında Orta Doğu’daki mevcut duruma ilişkin görüş ayrılığının olması muhtemeldir. Ve aslında bu doğaldır. Çünkü Azerbaycan’ın İsrail’le ilişkileri Türkiye’nin aksine normal düzeyde. Ayrıca Azerbaycan’ın dış politikasında denge ilkesi önemli bir yer tutmaktadır. Bu da resmi Bakü’nün mümkün olduğunca çatışmanın tarafı olmamasını gerektiriyor.
Ancak yine de söz konusu konunun Bakü ile Ankara arasında ciddi bir memnuniyetsizliğe yol açması pek makul görünmüyor. Her halükarda Türkiye, Azerbaycan’ın pozisyonunu düşünüyor ve anlıyor.
Azerbaycan ve Türkiye’nin stratejik müttefik olduklarını belirtmek gerekir. Bu da Güney Kafkasya dahil birçok bölgede tarafların koordineli hareket etmesini gerektiriyor.
Genel olarak Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkiler kendine özgü bir karaktere sahiptir. Her iki tarafın da bağımsız bir dış politika rotasına sahip olması bazen Bakü ile Ankara arasında fikir ayrılıklarına neden oluyor. Ancak her iki devlet de bölgede istikrarın garantörü olarak hareket ediyor. Bu, Azerbaycan ve Türkiye’nin dış politika derslerinde birbirlerinin çıkarlarını dikkate aldıkları ve dikkate almaları gerektiği anlamına geliyor.
İki ülke arasındaki ilişkilerin üst düzeyde olması liderlerle de alakalı. Yani başkanlar birbirlerini çok iyi anlıyorlar. Siyasi liderler arasındaki dostane ilişkiler, devletlerarası ilişkilere de olumlu katkı sağlıyor.
Ayrıca Azerbaycan ve Türkiye, Güney Kafkasya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa dahil olmak üzere farklı bölgelerde birbirlerinin çıkarlarını şu veya bu şekilde destekliyorlar.
Ayrıca Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere çeşitli kuruluşlar bünyesindeki faaliyetler de tarafları birbirlerinin vazgeçilmez ortakları haline getirmektedir.
Genel olarak Azerbaycan ve Türkiye’nin her türlü davada her zaman birbirinin yanında yer aldığı zaten tarihi bir gerçektir. Bakü ve Ankara adeta birbirlerinin kanıtlanmış ortaklarıdır.
Bu, taraflar arasında bir noktada anlaşmazlık olsa bile bunun durumsal olduğu ve ilişkilerin derin katmanlarını etkilemediği anlamına geliyor.
Kanan Novruzov