KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Kuzey Kafkasya
  4. »
  5. Kadirov Dönemi Çeçenistan’ın Güncel Politikası

Kadirov Dönemi Çeçenistan’ın Güncel Politikası

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 35 dk okuma süresi
1040 0

Kadirov Dönemi Çeçenistan’ın Güncel Politikası
*Mehmet Uyar
Çalışma günümüz Kadirov dönemi Çeçenistan’ın durumunu anlamaya yöneliktir. Kısaca 1990 sonrası Çeçenistan’da yaşanılanlara değinilerek şuanda Çeçenistan’da neler olmaktadır, neler olabilir gibi sorulara cevap bulunmaya çalışılacaktır. Çeçenistan’ı anlamak için önemli toplumsal özelliklere değinilecektir. Güncel olarak Çeçenistan’ın durumu Türkiye’deki duygusal yaklaşımlardan uzak bir şekilde ele alınacaktır. 1996 Hasavyurt Antlaşması ve sonrası yaşanan 2. Çeçen Savaşı ayrı iki dönem olarak ele alınmıştır. Konumuz Kadirov dönemi olduğundan, önceki bölümler kısaca anlatılmıştır. Günümüz Çeçenistan yapısını ve politikalarını anlamak için de Kadirov döneminde yapılanlar, Putin Rusyası’nın politikaları birlikte ele alınarak incelenecektir. En sonda Türkiye ve Çeçenistan ilişkileri nasıl geliştirilebilir, mümkün olanlar üzerinden neler yapılabilir gibi sorulara cevap verilecektir. Olabilecekler olaylar üzerinden ise Çeçen halkının da geleceği düşünülerek strateji geliştirilmeye çalışılacaktır.
1991 Sonrası, Kadirovlara Kadar Çeçenistan’da Yaşananlar
Sovyetlerin 1991’de dağılması sonrası Sovyet Rusya’ya bağlı olan Müslüman cumhuriyetlerden olan iki cumhuriyet bağımsızlık yönünde tavır ortaya koymuştur. Bunlardan bir tanesi Tataristan iken diğeri ise Çeçenistan olmuştur. Tataristan daha sonra Rusya ile yapılan anlaşmalar ve kazanılan ayrıcalıklı haklar ile bağımsızlık kararından vazgeçmiştir. Çeçenistan ise tek taraflı bağımsızlık kararı almıştır. Çeçenistan’da 29 Şubat 1990’da Demokratik Vaynakh Partisi kurulmuştur. Kasım ayında eski bir Sovyet generali olan Cavhar Dudayev başkanlığında 1. Çeçen Halk Kurultayı gerçekleştirilmiştir. 1991 yılı Haziran’ında da 2. Çeçen Halk Kongresi yapılmıştır. Bu kongrede Cavhar Dudayev başkan olarak seçilmiş ve Rusya ile birlik antlaşmasının imzalanmayacağı yönünde karar alınmıştır . Gelişen olaylar sonucu Cavhar Dudayev bağımsızlık ilanı etmiştir. Ülkenin ilk cumhurbaşkanı olarak bağımsız bir devletin inşasına girişmiştir. 1994 yılına kadar Rusya, Çeçenistan’a müdahale edememiştir. Çeçenistan başta Türkiye olmak üzere dış dünya ile de ilişkilerini geliştirmiştir. 1992 yılındaki Rusya Federasyonu antlaşmasına katılmamıştır. İnguşetya ise Rusya Federasyonu’na katılmayı seçmiştir. 1994 yılına gelindiğinde ise gücünü tahkim ettiğine inanan Rusya, Çeçenistan’a saldırmış ve bağımsızlık kararını tanımadığını deklare etmiştir. Rusya, Çeçenlerin içinden Geçici Konsey adlı bir muhalefet grubunu desteklemiştir. Ancak Cavhar Dudayev, bu muhalefet grubunu yenilgiye uğratmıştır. Rusya, bunun sonucunda doğrudan Çeçenistan’a müdahele kararı almıştır. Rusya’nın müdahale kararı, Çeçenlerin Cavhar Dudayev etrafında kenetlenmesine yol açmıştır . 1. Çeçen Savaşı olarak bilinen savaşlarda eski Sovyet generalleri ve subayları olan Cavhar Dudayev, Aslan Mashadov gibi liderlerin öncülüğünde Ruslar büyük kayıplar vermişlerdir. Çeçenistan, Rusya’ya karşı verilen savaşı kazanmıştır. Bu savaşlarda da dış dünya Çeçenistan’ı genel olarak desteklemiştir. Rusya’nın acımasız saldırıları dünyada büyük tepkiler almıştır. 1996 yılında Cavhar Dudayev, şehit edilmiş yerine ise seçimleri kazanan Aslan Mashadov gelmiştir. Bu dönemde Rusya’ya büyük bir iç muhalefet de doğmuştur. Savaşı kazanan Aslan Mashadov liderliğindeki Çeçenistan ile Rusya arasında 1996 yılında Hasavyurt Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre Çeçenistan aşamalı olarak bağımsızlık hakkı ve self-determinasyon hakkı elde etmiştir. Ancak Rusya 2001 yılında çözülmesi beklenen antlaşmanın sonunu beklemeden 1999 yılında çeşitli sebepler ileri sürerek Çeçenistan’a saldırı düzenlemiştir. 1999 yılındaki Rusya’nın saldırısının temel argümanları; bölgedeki Vahhabilerin varlığı ve Rusya içinde yaşanan terör saldırıları olmuştur. Çeçenistan’da ise Aslan Mashadov yönetimi siyasi çözüm isteyerek Şamil Basayev gibi savaşın devam etmesinden yana olanlar ile ayrışmıştır. Çeçen halkı, münferit vakalar dışında Aslan Maskhadov’un ardından geçilen Kafkasya Emirliği sürecine destek vermeyerek, zaten yeni bir dönemden yana tavır almıştır.
Kadirovlar Dönemi ve Ramazan Kadirov’un Politikaları
Şamil Basayev ekibinin 1999’da Dağıstan’a saldırması ile Rusya’nın eline de beklediği fırsat geçmiş ve Rusya, Çeçenlerin saldırılarını Rusya için en büyük güvenlik tehdidi olarak algılamıştır. 1. Çeçen Savaşı’nda uyguladığı üzere yine Çeçenlerin içindeki muhalefeti kullanmıştır. 1. Çeçen Savaşı döneminde cumhuriyetin müftüsü olan Ahmet Kadirov ile anlaşarak yerel halkın desteğini de arkasına almak istemiştir. Çeçenistan’da çok güçlü olan sufi tarikatlarin liderlerinden biri olan Kadirov, Vahhabilere karşı söylem geliştirmiştir. Rusya da Kadirov’u desteklemiştir. Nitekim Vahhabilerin bölgedeki varlığı ve Rusya’da yaşanan çok fazla terör saldırısı ile dış dünyanın desteği de Rusya’nın lehine değişmiştir. Rusya’nın 11 Eylül’ü olarak kabul edilen Nord Ost ve Beslan Okul saldırısı sonrası Rusya, dış dünyada aradığı koşulları bulabilmiştir. 2000’de iktidara gelen Putin ise Çeçenistan meselesini iktidarını pekiştirme ve Rusya’nın merkezileşmesi yolunda önemli bir sıçrama taşı olarak kullanmıştır. KGB’de görev almış ve FSB’nin yöneticiliğini yapmış olan Putin, güvenlik bürokrasisinin desteğini arkasına almıştır. Çeçenistan savaşı için başkanlığının ilk günlerinde Dağıstan’a gitmiş ve askeri birlikleri ziyaret etmiştir. Rusya, Putin döneminde Çeçenistan’daki ayrılıkçı taraflara çok sert cevaplar vererek ve Kadirov güçlerini de kullanarak Çeçenistan’ı ele geçirmiştir. Böylelikle Çeçenistan’ın bağımsızlığı meselesi gündemden düşürülmüştür. Aynı dönemde muhalif Rus medyası da Rusya’da susturulmaya başlanmıştır. Rusya’da muhalif oligarklar ve medya devlet merkezine çekilmeye başlanmıştır. Ahmet Kadirov ve arkadaşlarına Rusya kahramanı ünvanı verilerek, Çeçenistan Ahmet Kadirov başkanlığında Rusya Federasyonu’na bağlı bir federe devlet olmuştur. Ahmeh Kadirov, bugün Çeçenistan’da adeta bir kült haline getirilmiştir . Gerçekten de bugün Çeçenistan’da bütün kurumlarda Ahmet Kadirov’un tabloları bulunmakta, cadde, sokak, stadyum ve camilere ismi verilmiştir. Ahmet Sila (Ahmet Gücü) adı birçok yerde karşınıza çıkmaktadır.
Çeçenistan cumhurbaşkanı Ahmet Kadirov, 2004 yılında yapılan bir bombalı eylem sonucunda ölmüştür. Yerine ise yaşı yetmediğinden dolayı ancak 2007 yılında Ramazan Kadirov getirilmiştir. Ramazan Kadirov ise Çeçen direnişçilere çok sert cevaplar vermiş ve Çeçenistan savaşını yürütme yetkisini eline alan FSB ile birlikte hareket etmiştir . Kadirov ve ekibinin Rusya ile anlaşarak, bölgedeki direnişçileri yok etmesi 2009 yılına kadar devam etmiştir. Aslan Mashadov, Şamil Basayev gibi liderler bu süreçte öldürülmüştür. 2009 yılından sonra savaş ve yıkımdan bıkan Çeçen halkı ise yavaş yavaş Kadirov yönetimine razı olmuştur. Kadirov döneminde Çeçenistan, ekonomik olarak gelişmiş, dini ibadet özgürlükleri ve yasalar garanti altına alınmış, ülkeye istikrar gelmiştir. Günümüzde Kadirov şu ana kadar Putin iktidarının en büyük destekçilerinden biri olmuştur. Çeçenistan üzerine Rusya içinden gelebilecek her türlü eleştiri, muhalefet vb. söylemlerin önüne geçecek politikalar izlenerek Çeçenistan’ın istikrara kavuşması temel hedeflerden olmuştur. 2010 yılında Rusya ile özel statülü antlaşmaları olan iki cumhuriyetten biri olan Çeçenistan, Kadirov’un aldığı karar ile özel statüden vazgeçmiştir . Çeçenistan’a gittiğimizde her yerde Ahmet Kadirov, Ramazan Kadirov ve Putin posterlerini birlikte görebilirsiniz. Ramazan Kadirov, özellikle Rusya’da ve dünyada çokça medyada konuşulan, tartışılan isimlerden biri olmuştur. Kadirov kendine bağlı silahlı bir ordu kurmayı başarmıştır. Omon birliklerini ve Çeçen askerlerini kendisi yönetmiştir. Radikal örgütlere karşı mücadelelere de bizzat katılmıştır. Putin’e yakınlığı sebebiyle de hızlı bir şekilde etkin bir devlet başkanı profili çizmiştir. Rusya’nın İslam coğrafyalarındaki politikalarında da Tataristan yönetimi ve Kadirov’un önemli etkileri olmuştur. Kadirov, İslam ülkeriyle de ilişkiler geliştirmiştir. Bu durum Rusya’nın işine yarasa da Kadirov’un da dış dünyada tanınırlılığını arttırmış ve olası krizlerde elini güçlendirecek bir durum halini almıştır. Dünya basınında da Kadirov’un dış ülkelerde muhaliflerini öldürdüğü yazılmıştır. Kadirov hakkında birçok kez dünya basının da öldüğü, hastalandığı ile ilgili gerçek olmayan haberler de çıkmıştır. Tüm bu olumlu ve olumsuz haberler, Kadirov’un izlediği politikalar, Kadirov’un güçlü bir liderlik ortaya koyduğu düşüncesine yol açmıştır. Rusya’da birçok kez Kadirov’un Rusya’da etkin bir siyaset izlemesi eleştirilmiştir. Kadirov ise izlediği strateji ile kendisine saldıran muhalif Rus medyasının üstüne gitmesini bilmiştir. Korono virüsle mücadele etmek için merkezi Rusya’dan farklı bir şekilde insiyatif alarak Çeçenistan’ın sınırlarını kapatmış ve Başbakan Mişustin ile bu konuda tartışmıştır. Bu tartışmadan da halkını düşündüğünü söyleyerek haklı çıkmıştır. Merkezileşme hamleleri içinde bulunsa da korono virüs döneminde federasyonlara geniş yetkiler veren Putin, ülkesinde bu yetkileri nasıl kullanacağını bilmeyen özerk cumhuriyetler görmüştür. Sekiz yerel yönetici bu süreçte istafa ederken, Kadirov insiyatif alarak hatta yetkilerini de aşarak Çeçenistan sınırlarını kapatmıştır . Hakkında dezenformasyon yayan muhalif Rus basını, Gazprom’u ve FSB içindeki kliği de hedef göstermiştir .
Çeçenistan ve Kadirov ile ilgili Rusya’da en çok tartışılan meselelerden biri Kadirov’a bağlı Çeçen askerler meselesidir. Ahmet Kadirov döneminde temelleri atılsa da Ramazan Kadirov döneminde Çeçen silahlı birlikler tam olarak teşekkül ettirilmiş ve Çeçenistan’daki radikal unsurlar ile savaştırılmıştır. Çeçenistan’da FSB ve Ordu birlikleri merkeze bağlıdır. Fakat ulusal ordu birlikleri ve polis gücü Kadirov’a bağlıdır. Ramazan Kadirov’un emrinde o dönemde 5000 kişilik bir silahlı Çeçen birliği olduğu bilinmektedir . Bu birlikler şuan doğrudan Çeçenistan İçişleri Bakanlığı’na bağlıdır ve Kadirov tarafından yönetilmektedir. Çeçenistan’daki Çeçenlerden oluşan OMON birlikleri bir tabur seviyesindedir. Ayrıca az sayıda SOBR ( yaklaşık 200 kişi) ve UVO birlikleri vardır. Putin’in Rusya’nın merkezileşmesi yolunda attığı en önemli adımlardan biri de Rusya’daki silahlı birliklerin merkezileşmesi ve Rusya Başkanı’na bağlanması politikası olmuştur. 2010 yılında Kuzey Kafkasya’daki birçok askeri birlik (Güney ve Kuzey etnik taburları) Rusya İçişleri Bakanlığı’na bağlı 46. Tabur’a bağlanmıştır. Putin daha sonra yeni bir karar alarak Ulusal Muhafız Birliği kurmuş ve İçişleri bakanlıklarına bağlı tüm güvenlik kadar tamamlanması beklenen karar, Çeçenistan’da henüz tam anlamıyla uygulanamamıştır. Ramazan Kadirov, Rusya için önemli olduğunun farkında olarak kendi çıkarını da maksimize ederek Çeçenistan’da Rusya federal polisi teşkilatını istememiştir. Kendine bağlı siyasi birlikler kurarak kendi siyasi gücünü sağlama almıştır . Çeçen ordu ve polis güçleri üzerinden yıllardır gizli bir Çeçen-Rus rekabeti sürmektedir. Moskova, Çeçen hükümetiyle anlaşmasına rağmen, Çeçen asker ve polis güçlerini bir türlü Ruslaştıramamıştır ve bu durum Moskova’nın bir kesiminde sürekli tartışma konusudur.
Rusya’nın merkezileşme hamlelerindeki askeri kararların, Çeçenistan’da Kadirov’un kendine sadık askerlerden kurduğu bahsi geçen birliklerin gücünü ve etkisini azaltması ihtimalini doğurmuştur . Çeçenistan’daki bir diğer dikkat çekici askeri gelişme 2013 yılında Gudermes’te Ahmet Kadirov anısına kurulan Rusya Özel Kuvvetler Üniversitesi’dir. Bu üniversitede Rus özel kuvvet askerleri eğitim görmektedir . Rus Spetsnaz birlikleri burada eğitim görüp çeşitli uluslararası özel kuvvetler yarışmalarında önemli başarılar elde etmişlerdir. Bahsi geçen üniversiteye çeşitli ülkelerin de ilgi duyduğu ve BAE, Ürdün gibi ülkelerin temsilcilerinin burada ağırlandığı bilinmektedir. Ramazan Kadirov, Suriye’ye de iki tabur Çeçen askeri göndermiştir . Kadirov’un Ukrayna’ya da Çeçen askerleri gönderdiği bilinmektedir . Özellikle Rusya’nın Ortadoğu politikaları düşünüldüğünde Çeçenistan’ın ve bahsi geçen okulun Ortadoğu ülkeleri ile kurduğu yakınlık dikkat çekicidir. Rusya, İslam ülkeleri ile Çeçenistan üzerinden yakınlık kurarken Kadirov da İslam dünyasında kendine destek bulmaktadır. Kadiarov, Suriye’ye Esad ile görüşmek için Çeçenistan müftüsü ve en yakın danışmanını da göndermiştir . Rusya’nın özellikle Suriye gibi ülkelerde Çeçen askerleri, iletişim ve yakınlık kurmak için kullandığı Rus ve Türk medyalarında yer almaktadır. Çeçenistan’daki başka bir askeri konu ise Rusya Silahlı Kuvvetleri’ne Rus olmayan milletlerin alınması meselesidir. Rusya’da orduya personel alımına en son katılan ülke Çeçenistan olmuştur. 1992 yılından 2014 yılına kadar Rus Ordusu’na Çeçenler alınmamıştır. 2014 yılında alınan karara göre ise her yıl 500 Çeçen askeri Rus Ordusu’na alınmaya başlamıştır . 2016 yılında Rusya Ordusu’na 8500 Kafkasyalı, 2017 yılında ise 6000 Kafkasyalı hizmet vermek üzere çağrılmıştır . Ancak Kafkasyalıların askerliğe alınmaları ile ilgili Rus medyasında sıkça tartışmalar yaşanmaktadır. Kafkasyalıların Ruslara göre daha sert mizaçta olmaları sıkça eleştirilmektedir. Aynı zamanda Kafkasyalıların Rusya Ordusu’na girmek için rüşvet verdikleri iddiaları ve askere alınmalarında kotalara uyulmayıp çok daha az kişinin kabul edildiği bildirilmektedir. Kuzey Kafkasya’daki işsizlik durumundan dolayı orduya girmek ve sözleşmeli asker olarak çalışmak birçok genç için ilgi çekici olmaktadır.
Kadirov, Çeçenistan’da sık sık camilerde namaz kılarken, dua ederken fotoğraflanmaktadır. Mezar ziyaretleri yapmakta, Çeçen ulusunun ve cumhuriyetinin çıkarlarına yönelik söylemler ile dini söylemler sık sık vurgulanmaktadır. Rusya Dini Ruhani İdaresi’ne bağlı müftüler özerk cumhuriyetlerde görev yapmaktadır. Müslüman cumhuriyetlerde yerel müftüler seçimle işbaşına gelebilmektedir. Çeçenistan, İnguşetya ve Dağıstan’da geleneksel İslam ekolünden müftüler görev yapmaktadır. Vahhabilik ve Selefiliğe karşı bir tutum izlenmektedir. Kadirov’un Vahhabi radikal örgütlere karşı aldığı tavır ve izlediği mücadele Rusya merkezi yönetimi ile Çeçenistan yönetimini yakınlaştırmaktadır. Ve bu tutum bölge halklarının İslam anlayışı ile de uyumludur. Çeçenistan’ın büyük çoğunluğu Şafii mezhebine mensuptur. Sufi tarikatlar bölgede halen çok etkilidir. Çeçenistan’ın şuanki durumu tipik bir İslam cumhuriyetini andırmaktadır. Dini yasalar resmi olarak uygulanabilmektedir. İslami hükümler ve İslam dinine yönelik söylemler Çeçenistan’da gücün meşru bir hale getirilmesine ve konsolide edilmesine zemin hazırlamıştır .
Kadirov döneminde sıkça konuşulan konulardan biri de Çeçenistan’ın topraklarını büyütmek istediği meselesi olmuştur. Eylül 2018’de Kadirov ile İnguşetya cumhurbaşkanı Yunusbek Yevkurov arasında idari sınır antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre İnguşetya’daki bazı topraklar Çeçenistan sınırları içine geçmiştir. Aslında Sovyetler döneminde ve sonrasında cumhuriyetler arası sınırların tam olarak belirlenmemesinden kaynaklı bir sorun çözülmek istenmiştir. İki ülke arasındaki sınırların belirlenmesi hedeflenmiştir. İnguşetya’da muhalifler bu kararı protesto etmiş ve kararın referandum yolu ile çözülmesi istenmiştir. İnguşetya’da büyük eylemler düzenlenmiş, eylemlere Avrupa insan hakları organizasyonları da medya yolu ile destek vermiştir. İnguşetya Anayasa Mahkemesi’nin bu antlaşmayı tanımamasına rağmen Rusya Anayasa Mahkemesi kararı tanımıştır . Sorun şimdilik çözülmüştür. Çeçenistan ile Dağıstan arasında da sınırların tam olarak belirlenmesi anlaşması ile ilgili görüşmeler başlamış ancak şimdilik bu görüşmeler ertelenmiştir. Çeçenistan, Dağıstan’daki Kızılyar bölgesinin Çeçenistan’a ait olduğunu söylemektedir. Dağıstan başkanı Vladimir Vasilyev, toprak ve sınır sorunlarının ikili görüşmeler ve Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi ile anlaşarak çözüleceğini belirterek Dağıstanlıların provokasyonlara gelmemesini dile getirmiştir. Dağıstan’dan tekbir toprak parçasının da kendisi görevdeyken Çeçenistan’a verilmeyeceğini bildirmiştir. Çeçenistan ayrıca Stavrapol ve Kalmukya ile de sınırların belirlenmesini istemektedir . Sovyetler döneminde yanlış uygulanan bazı toprak ve sınır sorunlarının bölgeler arası antlaşmalar ile çözümlenmesi beklenmektedir. Ancak Çeçenistan’ın sınırlarını ve etkisini arttırdığı söylemleri de gündeme taşınmaktadır. Çeçenistan kesin olarak sınırları belli, Çeçenlere ait olan topraklar ile ulusal bir cumhuriyet olma yolunda ilerlemektedir.
Rusya’da Son Dönem Yaşanan Gelişmeler ve Çeçenistan’da Olması Muhtemel Hareketlenmeler
Rusya, Putin döneminde eski gücünü toplamış ve bölgesel operasyonlara başlamış bir devlet konumundadır. 2008 yılında Gürcistan’a askeri olarak müdahale etmiş ve Abhazya ile G. Osetya bağımsız devlet olarak tanınarak Rusya’nın güdümüne girmiştir. 2014 yılında Kırım ve Ukrayna’nın doğusu işgal edilmiştir. Suriye savaşında da Rusya, bölgeye müdahale etmiş ve Suriye’de askeri olarak yerleşmiştir. Gündeme yeni düşen bilgilere göre ise Libya’da ciddi bir Rus askeri varlığı vardır. Ermenistan’daki Rus askeri varlığı da düşünüldüğünde Rusya’nın sözü edilen bölgelerdeki varlığı Türkiye’nin karşı tarafına düşmektedir.
2000 sonrası Putin’in yükselişi ile birlikte Rusya merkezileşme hamleleri içerisinde olmuştur. 2010 yılında alınan bir karar ile Rusya’da 8 federal bölge kurulmuş ve her bölgenin başına merkezden valiler atanmıştır. Böylelikle Rusya, merkezkaç kuvvetleri merkeze bağlamak istemiştir. Özek cumhuriyet başkanlarının ise seçimle iş başına gelebilmesinin önüne geçmiş ve merkezden atama yolunu tercih etmiştir. Örnek olarak Dağıstan’ı 1991 sonrası yerel başkanlar yönetmiştir. Ancak 2017 yılında Dağıstanlı olmayan Vladimir Vasilyev Dağıstan başkanı olarak atanmıştır. Rusya başkanına bağlı Ulusal Muhafız Birliği de kurularak İçişleri bakanlıklarına bağlı tüm silahlı birlikler merkeze bağlanmıştır. Özerk cumhuriyetlerin zorunlu anadilde eğitim dersleri ise kaldırılmak istenmiş ancak gelen tepkilerden dolayı şimdilik rafa kaldırılmıştır. Ancak Putin’in Rusya’da başkanlık süresini de 2036 yılına kadar uzatabileceği yeni bir anayasa değişikliği tasarısında Rus dilini ve kurucu halk olarak Ruslara atıf yapılması, Rusya’nın özerk cumhuriyetlerdeki tasavvurlarını açığa çıkartmaktadır. Rusya’da özellikle Tataristan ve Çeçenistan’ın Rusya Federal Devleti ile ayrıcalıklı antlaşmaları olması tedirginliği arttırmakta. 2010 yılında Ramazan Kadirov, Çeçenistan için bu özel yasalardan vazgeçmiştir. Ancak halk zaten Kadirov’u başkan olarak görmektedir. Çeçen halkı gittikçe güçlenen bir Kadirov liderliği arkasında birleşmektedir. Tataristan’da ise durum oldukça tartışmalıdır. Tataristan, Rusya’nın asıl dayanak noktalarından birisi olması hasebiyle Rusya’nın bir federasyon olduğu ulusal bir devlet olmadığı yönünde söylemler geliştirmektedir. Haklarından ve Rusya’ya kattıklarından dolayı ayrıcalıklı konumlarından vazgeçmek istememektedirler. Korono virüsün Rusya’yı vurmasından dolayı ise yeni anayasanın referanduma götürülmesi ertelenmiştir.
Rusya’da son dönemde artan dış askeri müdahaleler, korono virüs salgını, yeni anayasa çalışmaları, düşen petrol fiyatları, merkezkaç kuvvetlerin söylemleri, artan iç muhalefetten dolayı Rusya’nın zor bir döneme gireceği gözlemlenmektedir . Çeçenistan özelinde bakıldığında Çeçenistan’ın 2000 yılından sonra oldukça güçlendiği, refah seviyesini, arttırdığını, İslam coğrafyasındaki etkisinin arttığını, Ramazan Kadirov’un etkili bir liderlik ortaya koyduğunu gözlemlemekteyiz. Ancak Ramazan Kadirov’un Rusya’da artan etkisi birçok tartışmayı beraberinde getirmiştir. Rusya’da bazen batı destekli mualifler bazen Rusya’nın kendi içindeki birimler Kadirov’un etkisini sınırlandırmak istemektedir. Rusya’da halen Çeçenistan’ın günün birinde bağımsızlık isteyeceğini düşünenler, olası bir durumda Kadirov ile yaşanacak sert bir çatışma durumunda Kadirov’un ulaştığı gücün tehlike yaratacağını düşünenler bulunmaktadır. Çeşitli iddialara rağmen Kafkasyalıların halen askeriyede, Rus toplumu içinde ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünü de gözlemlemekteyiz. Son dönemde artan Kadirov ve Çeçenistan tartışmalarını da Rusya içerisindeki bazı kliklerin Kadirov ve Çeçenistan’ı zayıflatma niyetleri olarak okumaktayız. Ayrıca Batı destekli bazı kuruluşların Çeçenistan ve İnguşetya’da karışıklık çıkartmak istediği Soros Vakfı yayınlarından belli olmaktadır. Ancak Kadirov, her defasında güçlenerek tartışmalardan çıkmaktadır. Şuan merkezi Rusya ile arası iyi olan Çeçenistan’ın yeni anayasa çalışmaları, korono virüsün getirdiği ekonomik zorluklar, düşen petrol fiyatları yüzünden Rusya’nın artan bir saldırganlığına uğraması kuvvetle muhtemeldir. Kadirov yönetimi savaş istemediğini ve Rusya’ya bağlı bir federe devlet olduğunu defaatle söylese de Çeçen halkına yapılacak bir saldırıya ise karşı koyacaklarını belirtmiştir. Son dönemde Çeçenistan’ın artan etkisinin Rusya’da eleştirildiğini gözlemlemekteyiz. Örnek olarak Aralık 2019’da yönetmez Aleksander Sokurov, Kadirovlara verilen Rusya Kahramanı ünvanının geri alınması gerektiğini Putin’e söylemiştir. Çeçenistan’ın Rusya Federal Anayasası ile hiçbir şekilde uyuşmayan yasaların bulunduğu bir cumhuriyet olarak nitelemiştir. Ancak Putin, bu görüşe katılmamıştır . Çeçenistan’ın Dağıstan, İnguşetya, Stavrapol, Kalmukya’dan toprak talepleri bulunmaktadır. Kadirov Vakfı; Suriye, Moskova, Dağıstan gibi yerlerde insani yardımlar da yapmaktadır. Kadirov’un son dönemde Müslüman ülkeler ile artan ilişkisi de dikkat çekicidir. Rusya’nın Ortadoğu politikalarında etkili bir araç olsa da Kadirov aslında kendi elini de özellikle İslam dünyasında güçlendirmektedir. Aleksey Malashenko, Putin dönemi Kadirov politikalarını Sovyetler zamanındaki Basmacılara karşı izlenen politikaya benzediğini söylemiştir. Sovyetler, Basmacılardan bazıları ile anlaşarak direnişleri zayıflatmış ve onları kendilerine bağlı olarak yetkiler ile donatmıştır. Ancak Malashenko, Kadirov’un da Putin gibi alternatifinin olmadığını dile getirmiştir. Asıl sorun Kadirov ve Putin sonrasıdır diye konuya açıklık getirmektedir .
Rusya, ileride Çeçenistan’a müdahale edemeyecek bir duruma gelebilir. Rusya, bahsedilen sebeplerden ötürü şimdiden Kadirov’un alternatiflerini düşünecektir. Rusya’nın 2020 ile birlikte gireceği türbülans, dış tehditler, iç sıkıntılar, Çeçenistan’ın dizginlenmesi meselelerini gündeme getirecektir. Böyle bir durumda Türkiye’nin bölgeyi olası çatışmalardan uzak tutacak, Çeçenistan’ın güvenliğini ve refahını sürdüreceği ilişkileri sağlaması önemlidir. Türkiye, siyasi görüşten uzak olarak Çeçenistan ile ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkileri arttırmalıdır. Bölgeye yatırım yapılarak bölgenin refah seviyesi yükseltilmeli, iki ülkenin ekonomik kazanç getirecek faaliyetleri birlikte yapılmalı, kültürel enstitüler kurulmalı, radikal örgütlerle mücadeleler de işbirliği yapılmalıdır. BAE, Ürdün, Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan, İran gibi ülkelerin yatırım için girebildiği bir ülkeye Türkiye de girebilmelidir. Rusya’nın da güveni kazanılarak çakışan bölgelerde Vehhabi/Selefi örgütlerle birlikte mücadele edilmelidir.
Sonuç
Türkiye’de Ramazan Kadirov, Çeçen savaşları sırasında yaptıklarından ötürü ve Türkiye-Rusya zıtlaşmalarında Rusya’yı desteklemesinden dolayı eleştirilmektedir. Türkiye’deki Çeçen muhacirler ve Türk insanının perspektifinden bakıldığında Kadirov yönetimi hatalıdır. Ancak Türkiye, Çeçen halkının geleceğini ve refahını düşünerek Çeçenistan ile ilişkileri geliştirmelidir. Çeçenistan’ı kim yönetirse yönetsin iki ülke arası ilişkiler ayakta tutulmalı ve geliştirilmelidir. Ahmet Kadirov ve bazı klanlar meselenin özünde Rusya yanlısı değillerdi ancak Dağıstan saldırısı ile akamete uğrayan milli direnişin yerini küresel Selefi örgütlerin alması ve dünyanın tamamen görmezden gelmesi onları bu uzlaşmaya itmiş olmalıdır. İçkerya Başbakanı Zakayev birkaç yıl önceki bir açıklamasında, Ahmet Kadirov’un, Rusya ile anlaşmakla birlikte, Çeçen petrollerinin millileştirilmesini de isteyen ileri görüşlü bir adam olduğunu söylemiştir. Hiç şüphesiz Türkiye, Rusya ve Çeçenistan’ın Vahhabi/Selefi radikal örgütler ile mücadelesi ortaktır. Türkiye ve Rusya mücadele yöntemlerinde birbirlerinden yararlanabilir. Türkiye’nin Çeçen halkı ile tarihi bağları vardır. Aynı dine sahip olmaları, Kafkasya jeopolitiğinde önemli konumlarda bulunmaları gibi sebepler yüzünden iki ülkenin bekası için birbirlerini ekonomik, siyasi, kültürel yönden desteklemeleri önem arz etmektedir. Bu işbirliği Rusya’nın da onayını alarak barış içinde gerçekleştirilmelidir. Üçlü kazanç kapıları aranmalıdır. Rusya’nın Türkiye ile veya Çeçenistan ile savaşı şuan için kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Çeçenistan’da olası iktidar değişikliği veya çatışmalar, Çeçen halkının kıyımı ile sonuçlanabilecektir.
Çeçenistan yeni yeni toparlanmakta ve gücünü tahkim etmektedir. Türkiye, nüfus ve ekonomilerinin güçlenmesi yolunda Çeçenistan’ı desteklemelidir. Çeçenistan da dış dünyaya açılmak, ekonomisini geliştirmek için Türkiye’yi kullanmalıdır. Rusya ve Türkiye de Batı ülkelerinin bölgeyi kaşımasına izin vermemelidir. Hazar enerji yolları ve Dağıstan ile Çeçenistan’ın enerji yatırımları zarara uğratılmamalı, üç ülkenin de bu minvalde bir işbirliğine gidebilmesinin yolları aranmalıdır. Batı ülkeleri kendi askerleri ile gelmeyip, hiçbir şey vermeden bölge halklarını sırf Rusya zayıflasın diye Çeçenleri veya başka halkları kıyıma uğratacak karışıklıklara sokmak isteyebilmektedir. Kadirov’u şahsi olarak sadece eleştirerek Çeçen halkına kazandırılabilecek bir şey yoktur. Halk şuan kötü de olsa Kadirov’u desteklemekte ve tercihini refah ve huzurdan yana koymaktadır. Çeçenistan’da da Kadirov’u sevmeyen kitleler olsa da Kadirov’un ortaya koyduğu etkin siyasi liderlik, Çeçen halkı üzerinde gittikçe olumlu bir etki yapmaktadır. Putin, Merkel, Trump vb. tüm ülkeler ile görüşebilen Türkiye, Kadirov yönetimi ile de görüşebilmelidir. Olası Çeçen halkına karşı yapılabilecek yok etme saldırılarına karşı da Türkiye önceden bölgeye ayak uydurabilmelidir. Bunun yolu da ülke yönetimlerinin siyasi görüşlerine bakmadan jeopolitik kazançları uyumlaştırmaktan geçmektedir.

Mehmet Uyarİstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yüksek Lisans, mehmetuyarksk@gmail.com

Kaynakça
I. A. G. Gallamova, A. Ş. Kabirova, vd., İstoriya Tatarstana i Tatarskova Naroda 1917-2013 g., Kazanskiy Federal’nıy Universitet, Kazan 2014, s.322-346.

II: Aleksey Malashenko, “Kak Çeçenya Stala Osobennoy”, 9 Aralık 2019, https://www.vedomosti.ru/opinion/articles/2019/12/10/818279-kak-chechnya-stala-osobennoi

III. Tarık Cemal Kutlu, Çeçen Direniş Tarihi, Anka Yayınları, İstanbul 2005, s. 455.

IV. Muhammed Cihad Budak, İsmail Ermağan, “Tarihten Günümüze Çeçenistan-Rusya İlişkileri: Putin ve Kadirovlar Dönemi”, Türk Dünyası Araştırmaları Derneği, Y: 2018, C: 119, S: 235, s. 191-192.

V. İrfan Sönmez, Murat Aygen, “Çeçen Halkının Kendi Kaderini Belirleme Hakkı”, Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, Y: 2019, C: 2, S: 3, s.670-671.
VI.Mokhmad Akhiyadov, “İkinci Rus-Çeçen Savaşı’nın Hatırlattıkları”, İNSAMER, 10 Ekim 2019, https://insamer.com/rsm/icerik/dosya/dosya_2409.pdf

VII:Salih Yılmaz, “Tataristan Modeli Sona mı Eriyor?”, https://www.yenisafak.com/hayat/tataristan-modeli-sona-mi-eriyor-2779399

VIII. Saslanbek İsayev, “Kadirov’un Virüs Çıkışı”, AA, 04 Nisan 2020, (https://www.aa.com.tr/tr/analiz/kadirov-un-virus-cikisi-putin-le-iliskileri-geriyor/1814052)
IX. https://gazeta.ru/politics/news/2020/04/13/n_14287501.shtml

X. Mehmet Timur, “Çeçenistan’ın Unutulan Hikayesi ve Kadirov Ailesi”, İNSAMER, 31 Ocak 2018, (https://insamer.com/tr/cecenistanin-unutulan-hikyesi-ve-kadirov-ailesi_1204.html)

XI. Elena Milashina, “Kak Putin Likvidiroval Armiyu Kadirova”, (https://novayagazeta.ru/articles/2016/04/09/68142-kak-putin-likvidiroval-armiyu-kadyrova), (Çevrimiçi: 27.05.2020)

XII. http://ruspetsnaz.ru/about/

XIII. https://www.bbc.com/russian/features-38239283

XIV. Simon Schuster, “Why Chechens Are Fighting Chechens in Ukraine’s Civil War”, May 22, 2015, https://time.com/3893066/chechens-ukraine-war/

XV. inosmi.ru/politic/20180126/241283321.html

XVI. https://www.rbc.ru/politics/21/09/2014/570422739a794760d3d41a2b

XVII. https://regnum.ru/news/polit/2330061.html

XVIII. Elena Sergeyevna Arlapova, “İslam Kak İstoçnik Legitimatsii i Konsalidatsii Vlasti v
Çeçenskoy Respublike”, Politiçeskaya Nauka, No: 2, Y: 2013, s.177-192.

XIX. https://www.kommersant.ru/doc/3821343

XX. ria.ru/20190612/1555503464.html

XXı. Mehmet Çağatay Güler, “Rusya’da Anayasa Değişikliği ve Putin’in Siyasi Geleceği”, SETA, S: 279, Nisan 2020

XXII. interfax.ru/russia/687469

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir