Tel Aviv’den siyasi kaynaklar tarafından dün (Salı) yapılan açıklamalara göre geçtiğimiz hafta Washington’da görüşmelerde bulunan İsrail askeri heyeti ülkeye, etkisinin şüpheli olduğu ve zararlarının faydalarından daha büyük olabileceği için İran gemileriyle deniz savaşını yeniden gözden geçirme ve belki de durdurma gereği olduğu izlenimiyle geri döndü.
Tel Aviv’deki üst düzey bir güvenlik yetkilisi dün yaptığı açıklamada, “İsrail’in son yıllarda İran gemilerine yönelik deniz saldırıları gizli bir karakter aldıklarında daha etkili oldu. Ancak geçtiğimiz aylarda açığa çıktığı üzere, Tahran bu duruma İsrail gemilerine yönelik saldırılarla yanıt verme ihtiyacı hissetti. İranlılar bu karşılık verme durumunu ‘kalıpları kırmamak için mütevazı’ yapmaya istekli olsalar da, bunun istenmeyen bir savaşın tırmanışına dönüşmeyeceğinin garantisi yok. Durumu sakinleştirmeye, hesaplamaları yeniden gözden geçirmeye ve belki geçici de olsa saldırıların durdurulması gerektiğine dair bir sonuca varılabilir” dedi.
Kaynaklar, İsrail ordusu ve istihbarat karargahında bu konuda görüşmelerin yapıldığını ve bu operasyonlar hakkında bir dizi kıdemli general arasında olumsuz görüşün olduğunu belirttiler. Generaller, İsrail saldırılarının düşmana acı verici saldırılar gerçekleştirmeyi amaçlayan, ancak sınırlı ve doğrudan bir savaşa dönüşmesine yol açmayacak bir şekilde olan ‘iki savaş arasındaki çatışma’ stratejisi çerçevesinde gerçekleştirildiğini söylediler.
Ancak yaşananların sonucu, hava saldırılarının sayı olarak ve çeşitli şekillerde artması ve az bir yoğunlukla doğrudan mücadele noktasına yükselerek büyük bir savaşın yaşanması ihtimalinin artması oldu. Bu da vakitsiz olan ve ABD yönetiminin çekincelerinin olduğu bir durum. Ayrıca bu durum, istenen sonuçlara yol açmazken, ekonomik açıdan ve İsrail deniz ticareti üzerindeki etkileri açısından ağır bir bedele mal oluyor.
Suikastlere dair şüpheli yaklaşımlar var
İsrail’in Walla internet sitesi ve Haaretz gazetesinin söz konusu yetkililerden aktardığı açıklamaya göre yetkililer, “Ortadoğu’da, İran’ın Ortadoğu’daki hegemonyasıyla ve İran’ın ve milislerinin Suriye’deki tehlikeli konumuyla mücadelede güç kullanma politikasının hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını incelemeyi gerektiren stratejik değişiklikler var” değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca, sadece deniz saldırılarından değil, İsrail’e atfedilen Suriye’ye yapılan hava saldırıları, İran’ın bizzat içinde ve İran’ın Irak’taki nüfuz ettiği bölgelerde, Suriye ve Lübnan’daki İran milislerine ve Hizbullah’a yönelik sabotaj operasyonları ve suikastlere dair de şüpheli yaklaşanlar var.
Yetkililer, “bazı askeri operasyonlar sonucu elde edilen başarıların, verebilecekleri zarar nedeniyle uygulanmalarını haklı çıkarmadığını, İran’ın bölgedeki konumunu frenlemek için başka yöntemlerin araştırılması gerektiğini” ifade ettiler.
Buna karşılık Haaretz gazetesi dün, iki savaş arasındaki çatışmanın hedefleri arasında şunlar olduğunu yazdı: Mevcut ve ortaya çıkacak tehditleri azaltmak, savaşı ortadan kaldırmak ve zafer için daha iyi koşullar yaratmak, caydırıcılığı güçlendirmek ve İsrail askeri harekatının özgürlüğünü korumak.
İran, Hizbullah ve Suriye’nin Suriye’deki iç savaşı, ABD’nin DEAŞ’a karşı savaşı ve İsrail’in çıkarlarının bölgedeki büyük ülkeler ve Arap ülkeleri ile yakınlaşması da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle İsrail’in saldırılarına cevap vermekten kaçınılmasının bir sonucu olarak İsrail operasyonlarını yürütebildi.
Ancak bölgede bu durumu değiştirecek yeni gelişmeler var. Örneğin Esed rejiminin istikrarı ve Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi İsrail’e kısıtlamalar getirdi ve artık bu ülkede istediği gibi hareket edemez hale geldi. Buna ek olarak, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Amerikan güçlerini Ortadoğu’dan çekmeye ve Irak’ın istikrarını korumaya karar verdi. Bu yüzden bölgede eski ABD Başkanı Donald Trump’ın himayesinde çalışan güçlerin şu anda ABD çıkarlarına zarar vermekten kaçınması gerekiyor. Ayrıca ABD yönetiminin değişmesi, Rusya’nın tüm bölgedeki katılımını güçlendirmesine ve nüfuzunu derinleştirmesine neden oldu.
Kaynaklara göre Washington’daki İsrailli yetkililere, saldırılara karşı ABD’nin rahatsız olduğu açıkça belirtildi. Örneğin, Natanz’daki İran uranyum zenginleştirme tesisinin bombalanmasıyla ilgili haberlerin, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in İsrail’e gelmesinden saatler önce yayınlanmasına işaret edildi.
şarkulavsat