KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İsrail göre TSK ABD’nin karizmasını çizdi ama Trump Türk dostu!

İsrail göre TSK ABD’nin karizmasını çizdi ama Trump Türk dostu!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 10 dk okuma süresi
457 2

ABD Başkanı Obama ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin’deki görüşmesi sonrasında Ankara ve Washington arasındaki tansiyonun düştüğü, yeniden ‘stratejik ortaklık’ için ise Suriye ve Gülen’in durumu belirleyebileceği, Obama’nın görüşmeye ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ile birlikte katılmasından hareketle söyleniyor. Bu resme bakılarak, Obama’nın darbe girişimini sokaklara çıkarak püskürten Türk halkını öven sözleri ve Türkiye’nin mültecilere yaptığı ev sahipliğinden büyük bir takdirle söz etmesi, ABD yönetiminin Türkiye ile ilişkileri olumlu bir yola sokma isteğinin göstergesi olabileceğinin işareti sayılabilir. (Bkz. http://www.dw.com/tr/ankara-washington-ili%C5%9Fkilerinde-yeni-d%C3%B6neme%C3%A7/a-19526405 )

İsrail istihbarat kaynaklarının analizleri, ABD’nin Türkiye ile ilişkilerini yeniden ‘stratejik ortaklık’ seviyesine yükseltmek istemesinde ABD’nin bölgede güç ve nüfuz kaybetmesinin etkili olduğu ama bu kayıplara da Türk ordusunun neden olduğu özellikle belirtiliyor. Hatta bende “Suriye’de Amerika’nın ipini Türkiye çekti!” başlıklı yazımda bu konuya temas etmiştim. (Bkz. http://www.kafkassam.com/suriyede-amerikanin-ipini-turkiye-cekti.html ) Nitekim İsrail’de yayın yapan Jerusalem Post gazetesi, Türkiye’nin “Fırat Kalkanı” harekâtının bölge ve İsrail için “ciddi etkilerinin” olacağı görüşünde. İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi eski Başkan Yardımcısı Eran Lerman,“Türkiye’nin müdahalesinin İsrail üzerinde çeşitli etkilerinin olabileceğini” belirtti. Türkiye’nin “içinde bulunduğu ihtilafın sayısının azalmasını isteyeceğini” savunarak, bu çerçevede Hamas’ı frenlemenin ve Gazze’de bir tırmanmanın olmamasının Türkiye’nin çıkarına olacağı görüşünde. Eran Lerman’ın sözlerini değerlendiren Jerusalem Post “Bu, iyi haber. Kötü haber ise, Türk ordusunun operasyonunun, ABD’nin bölgedeki azalan güç ve nüfuzunu bir kez daha ortaya koymasıdır” yorumuna yer veriyor. (Bkz. http://odatv.com/israil-gazetesi-jerusalem-post-turkiye-esadin-ayakta-kalmasini-sagliyor-0409161200.html )
ABD’nin uçak krizden sonra bir daha asla bir araya gelemezler gözüyle baktığı Rusya ve Türkiye yanlarına İran, Suriye ve Çin’i alarak, değil Ortadoğu topyekûn dünya sathında dengeleri bozabilecek bir adım atıyor. Yine ABD ve Avrupalı sömürgeci koalisyon artıklarının pardon ortaklarının Ankara ile Şam asla görüşemezler tezleri de çöküyor. Çünkü Rusya Lideri Putin’in Moskova’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Suriye Lideri Esad’ı 18-22 Eylül tarihleri aralığında buluşturacağı gündemde.
Bu buluşmanın öncü gelişmesi, kurulması planlanan Türk-Rus Ortak Yatırım Fonu’nda gizli. Fonun başta Suriye olmak üzere Irak, Afganistan gibi üçüncü dünya ülkelerinin yeniden inşasında ve Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımında kullanılması planlanıyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye ile Rusya arasında yakında kurulacak Türk-Rus Ortak Yatırım Fonu’yla iki ülke firmalarının üçüncü ülkelerde yatırım olanaklarını değerlendireceklerini, özellikle Suriye ve Irak’ın yeniden inşası ile Afrika’daki iş olanaklarının değerlendirilmesinde Rus ve Türk işadamlarının bu fondan sermaye desteği alacaklarını söylüyor. (Bkz. http://enerjienstitusu.com/2016/09/01/turk-rus-ortak-fonu-akkuyu-ngs-suriye-icin-kullanilacak/ )
Gelelim Trump’un Türk dostluğuna. Trump kamuoyunda bilinenin aksine ne İslam ne de Türk düşmanı? Mecidiyeköy’deki Trump Towers projesiyle markasını Avrupa’da ilk kez Türkiye’ye taşıyan dünyaca ünlü ABD’li emlak kralı Donald Trump, 2008’de “kalbimde yeri var” dediği İstanbul’u “çok özel bir şehir” diye nitelemiş, “Dostum Ahmet Ertegün bir Türkiye aşığıydı. Türkiye benim için de girişimlerde bulunup büyük çapta yatırımlar yapacağım bir ülke” demişti. (Bkz. http://www.hurriyet.com.tr/istanbul-un-kalbimde-yeri-var-turkiye-ye-yatirimim-surecek-8738005 ) Ahmet Ertegün kim mi? Ahmet Ertegün Türk söz yazarı, iş adamı ve Atlantic Records’un kurucusu.
The Rolling Stones, Led Zeppelin’in yanı sıra Eric Clapton, Aretha Franklin ve Ray Charles gibi isimleri müzik dünyasına kazandırmış bir isim. Siyah müzisyenlerle arasındaki iyi bağlardan ötürü dönemin en önemli jazz müzisyenleri hiç düşünmeden anlaşmalarını onunla yaptılar. Ahmet Ertegün’ün büyük dedesi İbrahim Edhem Efendi, Üsküdar Özbekler Tekkesi’nin eski şeyhi. Ahmet Ertegün ABD’deki Türk Büyükelçisi olan Diplomat Münir Ertegün’ün ikinci oğlu. Babası Münir Ertegün, Milli Mücadele döneminde önemli görevler almış bir devlet adamı. Cumhuriyet’in ilanından sonra Milletler Cemiyeti gözlemcisi ve büyükelçi olarak çeşitli Avrupa metropollerinde ve daha sonra Amerika’da bulunmuştu. Ahmet Ertegün Amerika’ya Avrupa futbolunu ilk getiren kişi olan Ertegün, 70’li yıllarda New York Cosmos takımını kurdu. 09-27-2009’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atlantic Records plak şirketinin sahibi merhum Ahmet Ertegün’ün eşi Mika Ertegün’e Türkiye Cumhuriyeti Devlet Nişanını takdim etmişti. (Bkz. http://www.turkishny.com/news/basbaka-erdogandan-ahmet-ertegun#.V80xz0aLSM8 )

Trump yakın dostum dediği Ahmet Ertegün öldüğünde cenazesinin Türkiye götürülmesini için özel uçağını tahsis edebilecek kadar bu sözlerinde samimiydi. 5 Kasım 2014 Sözcü gazetesinden Demet Cengiz’e Türkiye ve Türk halkı hakkında şunları söylemişti; “Türkiye’yi çok seviyorum. İnsanlarını çok seviyorum. Amerika’da yaşayan Türklerden de tanıdıklarım ve çok sevdiklerim var. Ahmet Ertegün. O müziğin kralıydı kesinlikle. Zor bir adamdı ama ben çok severdim. Çok zeki ve yetenekli Türklerle tanıştım. Bendeki intiba hep olumludur. Türkiye’nin çok büyük bir gücü, sağlamlığı ve muazzam insanları var. Ben Türkiye’de kendimi hep çok güvende ve emniyette hissederim. Türkiye’de çok arkadaşım var. Pek çok ziyaretim oldu. En az 5 kez gitmişimdir. İstanbul’daki Trump Tower binalarımız muhteşem. Çok başarılı oldu İstanbul projesi. Oradaki ortağımız (Doğan Holding) da harika.” (Bkz. http://www.sozcu.com.tr/2014/ekonomi/dogru-karar-alacak-zeki-insanlara-ihtiyacimiz-var-639414/ )

ABD önseçimlerinde Donald Trump’ın aklındakini olduğu gibi söyleme tarzı yani açık sözlülüğü özellikle de ülkenin yaşlı çalışan sınıfını etkiliyor. Trump’ın iddialı sözleri karşıtları tarafından şüpheyle karşılansa da birçok Amerikalı seçmeni rahatsız etmiyor. Seçim stratejistleri seçmenin hissettiği derin hayal kırıklığı ve kızgınlığa hitap etmiş olmasının, Trump’ın başarı olmasındaki en önemli etken olduğu görüşünde. Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump’ın, birçok konuda Henry Ford gibi düşündüğü, hatta ondan etkilendiği söylenebilir. İsrail Demokrasi Enstitüsü öncülüğünde ABD seçimleri ile ilgili İsrail’de yapılan kamuoyu araştırmalarında İsrailli Yahudilerin çoğunluğunun Amerika Başkanı olarak, Yahudi Bernie Sanders yerine Hillary Clinton’u görmeyi tercih ettiği ortaya çıkmıştı.

Bu araştırmada ilginç olan kamuoyu araştırmasına katılanların yüzde 61’nin Cumhuriyetçi Donald Trump’ı İsrail’in dostu olarak görmesi. Kamuoyu araştırmasına katılanların yüzde 34’ü Cumhuriyetçi bir adayın İsrail’in çıkarları için daha iyi olacağını düşünürken, yüzde 28 Demokrat adayı tercih ediyor. Seçim kampanyalarını takip eden uzmanlar, Demokrat Hillary Clinton karşısına Cumhuriyetçi Trump çıktığı takdirde, Hillary’nin galibiyetine kesinmiş gözüyle bakılmasının yanıltabileceğini özellikle belirtiyor. (Bkz Ömür Çelikdönmez/11Mart2016Cuma/http://nokta32.com/yazar-403-abd_baskanlik_seciminde_yahudiler_yahudi%E2%80%99ye_karsi.html )

Türkiye; müttefiki olduğu ABD’nin terör örgütü olduğunu söylediği PYD ile ittifak yapmasını ve kendisini terör örgütü ile eşit kategoride değerlendirmesini hiç affetmiyor. Bu nedenle Obama yönetiminin desteğini açıkladığı Demokratik Parti başkan adayı Hillary Diane Rodham Clinton’ın seçimi kazanmasın sıcak bakmıyor. Bana kalırsa ABD başkanlık seçimlerinde İsrail ve Türkiye, Donald Trump’u destekliyor. Türkiye, ABD’yi fabrika ayarlarına geri döndürebilecek Donald Trump’un başkan seçilmesini kendi çıkarları açısından gerekli görüyor olabiliyor. Eğer bu gerçekleşirse “Donald Trump başkan Türkiye şampiyon” gibi kolaycı bir değerlendirme elbet gerçeği yansıtmaz ama Türkiye’ye ve Erdoğan yönetimine de nefes aldırabilir.

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

2 Yorum

  1. Uğur Erdoğan - -

    İsrail her iki durumda da kazanıyor.usa derin devleti de israil için istediğini seçtirmiş oluyor.Biz nasıl parti başkanının seçtiğini seçiyorsak aynı.Bunun adı demokrasi☺?

  2. Osman okur - -

    Bu günlerde hükümet onun için mi Aydın Doğan ın üstüne fazla gitmiyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir