KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İran’ın kaderini gelecek yıl yapılacak seçimler mi belirleyecek

İran’ın kaderini gelecek yıl yapılacak seçimler mi belirleyecek

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 10 dk okuma süresi
256 0

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 2021’de yapılacak seçimlerde yeniden yarışamayacak (Reuters)

İran’da 4 yıl önceki meclis seçimlerinde oy kullanan Navid Kerimi ve arkadaşları, muhafazakarları iktidardan indirip reformcuları getirmeye kararlıydı. 15 ay sonra, muhafazakar rakibi İbrahim Raisi’ye karşı Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi aynı derecede ateşli şekilde desteklediler.

Eski “ölüm komisyonları” yargıcı Raisi’yi tehlikeli bir popülist gerici olarak görüyorlardı.

Navid, “Yolsuzluğu ortadan kaldıracağını ve yoksulları gözeteceğini söyleyerek iktidara gelen (Mahmud) Ahmedinejad gibi konuşuyor. Ama babam, Raisi’ye oy vermeyi aklımdan bile geçirmemem konusunda beni uyardı. Ahmedinejad’a ne olduğunu hatırlamamı söyledi. Hayır, ben Ruhani’ye bağlı kalacağım” dedi.

Arkadaşlarından İbrahim başıyla onayladı. “Ahmedinejad bizi 20-30 yıl geriye götürdü. Onu daha yeni atlatıyoruz.”

Eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad dönemine dönmemek, o zamanlar sıkça duyulan bir söylemdi. İran’ın uluslararası güçlerle nükleer anlaşma imzalaması, yeniden dünyaya açıldığının işareti anlamı taşıyordu. 23 yaşındaki Navid, geçmiş ziyaretlerimden birinde bana, mühendislik lisansıyla iyi maaşlı bir iş sahibi olma, ABD’ye yol gezisine çıkma ve Suriye’de savaşarak ölmekten kaçınma planlarını anlatmıştı.

Ancak Donald Trump’ın seçilmesi ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan (KOEP) çekilme tehdidinin neden olduğu ekonomik belirsizliklerle beraber, fırtına bulutları toplanmaya başlamıştı. Navid henüz bir iş bulamamıştı. Illinois’da eğitim gören amcası aracılığıyla Jack Kerouac’la tanışması sonucu gerçekleştireceği uzun yol gezisi, Donald Trump’ın Müslümanlara yönelik seyahat yasağıyla ilgili belirsizlikler nedeniyle yakın zamanda gerçekleşmeyecekti. Öte yandan, hüzünlü bir tebessümle işaret ettiği tek başarısı, askere alınıp Suriye’ye gönderilmekten kaçınması oldu.

Cumhurbaşkanı Ruhani, seçim kampanyası boyunca muhafazakarların şiddetli saldırısına maruz kaldı. Raisi ve ekibi, batıyla yapılan anlaşmanın ulusal güvenliği zayıflattığı, ABD ve müttefiklerine güvenilemeyeceği mesajını defalarca vurguladı.

Ama reform yanlılarının desteğini alan Ruhani, büyük bir zafer elde etti.

Ahmedinejad da seçimlerde yarışmak istemiş ancak adayları inceleyen Muhafız Konseyi tarafından engellenmişti. Birkaç gazeteciyle söyleşi için yapılan belirsiz düzenlemeler aniden iptal edildi.

Birkaç gün sonra Donald Trump, ABD Başkanı olarak ilk resmi yurt dışı ziyaretini Körfez’e ve İsrail’e gerçekleştirdi. Trump bu geziyi sözde İran tehdidine karşı silah satmaya çalışmak ve aynı zamanda İran’a ekonomik savaş ilan etmek için kullandı.

6 ay önce haberleştirdiğim İran’daki meclis seçimleri öncekilerden çok farklıydı. Ülkenin nükleer anlaşmanın kazanımlarıyla dönüşeceği umudu, Trump yönetiminin cezai yaptırımlar uygulaması ve nükleer anlaşmayı feshetme kampanyasına devam etmesiyle zayıflamıştı.

Ekonomi zor durumdaydı. Dağınık ama yaygın sokak gösterileri vardı. İslam Devrim Muhafızları Ordusu komutanı General Kasım Süleymani’nin ABD’nin düzenlediği suikastta öldürülmesi ve ardından İran üzerinde bir Ukrayna uçağının düşürülmesi, çatışma yaşanacağına dair ciddi korkuya yol açmıştı.

Bu kez sandığa gidenlerin sayısı görece azdı. Genel ruh hali, belirsiz bir geleceğin ne getireceğine dair derin kaygılar nedeniyle durgun ve karamsardı. Öfke ve hayal kırıklığı, yurt içindeki siyasiler kadar yurt dışındaki düşmanlara da yöneltildi.

Navid ve arkadaşları gibi geçmişte liberalleri desteklemek için hevesle sıraya girenlerin çoğu, bu kez geride duruyordu. Hatta Amir ve Meryem Şerifi gibi bazıları, sandığa kadar geldilerse de geri döndüler.

Başkentin daha zengin ve liberal kısmında yaşayan otomobil bayisi sahibi Amir Şerifi, “Kimi suçlayacağız, hükümeti mi yoksa Amerika’nın yaptırımlarını mı, ben ikisini de yarı yarıya derim. Elbette yaptırımlar birçok soruna yol açtı ancak siyasiler de yolsuzluk ve yetersizliğin sorumluluğunu üstlenmeli” dedi.

Eşi Meryem de “Oylarımızın pek de bir şey değiştirebileceğini gerçekten düşünmüyoruz, bu yüzden bu sefer oy kullanmamaya karar verdik. Eve dönüyoruz, burada daha fazla zaman kaybetmeyeceğiz” diye ekledi.

Seçimler, muhafazakarların ezici zaferiyle sonuçlandı. Tahran’da tüm sandalyeleri kazandılar, ülke genelinde önemli bir çoğunluk elde ettiler. Bir önceki seçimdeki yüzde 62’ye kıyasla sadece yüzde 42 civarında kalan katılım, 1979 devriminden bu yana en düşük düzeyde gerçekleşti. Bu oran, seçmenlerin daha önce reformcuların iktidara gelmesine yardım ettiği şehirlerde yüzde 25’e kadar düştü.

İran, diğer tüm sorunların yanı sıra koronavirüs pandemisinden kötü bir darbe aldı ve korkunç bir dönemden geçmeye devam ediyor. Bölünmüşlük ve güvensizlik var. Gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ülkenin izleyeceği yolu belirleyecek.

Başkentte 1,2 milyonun üzerinde oy alarak birinci olan Tahran’ın eski belediye başkanı ve eski emniyet müdürü Muhammed Bekir Galibaf, yeni meclis başkanı oldu ve muhafazakarların önderi olarak görülüyor.

Öte yandan bir başka isim, şu anda siyasi mücadelenin içine girmeye çalışıyor. Mahmud Ahmedinejad, kendisini gelecek yıl olası bir cumhurbaşkanı adayı olarak konumlandıracak bir kampanya başlatmışa benziyor.

Ahmedinejad, Suudi veliaht prensi Muhammed Selman’a bir mektup yollayarak Yemen’deki savaştan çıkış için bir yol haritası önerdi. Mektubun kopyaları, İran Dışişleri Bakanlığı’na, Yemen’deki Husi güçlerinin lideri Abdulmalik el Husi’ye ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gönderildi.

Ahmedinejad, çatışma konusunda hem İran’ın hem de Suudi Arabistan’ın sorumluluğu olduğunu ve çözüm bulmak için beraber çalışmaları gerektiğini söylüyor. “Bu savaşın arkasında mantıklı veya net bir sebep yok. Bu, bölgesel düzeydeki ve ötesindeki birtakım rekabetlerin ve aynı zamanda da bazı uluslararası müdahalelerin ürünü” diyor.

Ahmedinejad, diyaloğa sadece Şii İran’ın bölgedeki büyük Sünni rakibi Suudi Arabistan’ın değil “Büyük Şeytan” ABD’nin de dahil olması gerektiğine inanıyor. “Ulusların dostluk ve barış içinde birlikte yaşaması gerektiğine tutkuyla inanıyorum. Farklılıkların olduğu her yer ve savaşın olduğu her yer, insan doğasına aykırıdır” diye vurguluyor.

Ahmedinejad , son birkaç yıldır uluslararası ilişkiler üzerine özellikle sosyal medyada açıklamalarda bulunuyordu. Yemen mektubu da kendisini önemli göstermek için yaptığı bir başka hamle olarak görülebilir. Ancak bu, siyasette atak yapmak için ihtiyaç duyduğu görünürlüğü kendisine sağlıyor.

Bu kolay olmayacak. Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığını başlangıçta destekleyen dini lider Ali Hamaney’le arası bozuldu ve ikisi arasında bir yakınlaşma yaşanacağına dair hiçbir belirti yok.

Bazılarına göre Ahmedinecad, defalarca Ayetullah’la görüşmeye çalıştı ancak reddedildi. Cumhurbaşkanlığı döneminde Ahmedinejad’ın kültür danışmanlığını yürüten din adamı Abbas Amirifar, “Ahmedinejad üç yıldır her kapıyı çalıp liderle görüşme şansı için yalvarıyor ama randevu vermiyorlar” diyor. Öte yandan Ahmedinejad ile bağlantılı Dolatebahar adlı bir web sitesi, dini liderin büyük bir serveti olduğuna dair iddialar yayımladı ve Hamaney’i kendisini eleştirenleri susturmakla suçladı.

Ne olursa olsun, İran’ın gelecek yıl yeni bir cumhurbaşkanı olacak. Anayasa’ya göre Ruhani üst üste üç dönem aday olamıyor. Bu durum değişken. Pandemi ve ekonomik sonuçları gibi baskı unsurlarının olayları nasıl şekillendirileceği henüz belirsizliğini koruyor.

Başka bir yerde yapılacak bir seçim de İran’da yaşanacaklar üzerinde büyük etkiye sahip olacak. Joe Biden’ın Kasım’daki ABD seçimlerinden sonra başkan olması, Amerikan dış politikasında bazı yönlerden önemli değişikliklere yol açabilir. Bu, halihazırda dünya genelinde birçok hükümetin de farkında olduğu bir şey. Bu bağlamda Ahmedinejad’ın ABD ile yeniden diyalog kurma çağrısı, akıllıca bir hareket olabilir.

Ahmedinejad’ın geri dönüş senaryosu hâlâ zor ama tuhaf bir dönemde yaşıyoruz. Ayrıca unutmayalım ki, 10 yıl önce Donald Trump’ın ABD başkanı olacağını tahmin edebilecek çok fazla insan yoktu.

https://www.independent.co.uk/voices Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Kim Sengupta

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir