KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İran’dan Kudüs Tepkisizliği:”Ne Gazze Ne Lübnan”In Etkisi

İran’dan Kudüs Tepkisizliği:”Ne Gazze Ne Lübnan”In Etkisi

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 3 dk okuma süresi
291 0

ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı bölgede ve uluslararası kamuoyunda büyük bir etki yaratmıştır. Elçiliğin taşınma gününde Filistinlilerin ortaya koydukları direniş ve onlarca ölü ve binlerce yaralı ile sonuçlanan İsrail müdahalesi uluslararası gündemin ilk sırasına yerleşmiştir. Bu süreçte pek çok ülkeden farklı açıklamalar yapılmış, düzeyleri farklı olmak kaydıyla ABD’nin bu hamlesi kınanmıştır.
Fakat bu süreçte, Kudüs’ün özgürlüğünü bir dış politika hedefi olarak benimsemiş, ordusunun dış operasyonlar birimine Kudüs ordusu adını vermiş olan İran devletinden gelen tepkiler dikkat çekici bir niteliğe sahip olmuştur. İran’lı yetkililer ABD’nin bu kararına, uluslararası hukuka aykırı sıradan bir olay biçiminde tepki göstermişler, tepkilerin düzeyleri kınamanın birkaç adım ötesinde söylemler içermiştir. Peki İslam Devriminden bu yana Kudüs’ü bir kırmızı çizgi olarak benimsemiş olan, Filistinli direniş gruplarına her türlü desteği sunan İran Kudüs’e yönelik bu hukuksuz hamleye neden yeterince sert tepki gösterememiştir?
Bu sorunun cevabı büyük oranda İran iç siyasetinin ve İran toplumunun içinde bulunduğu koşullarda mevcuttur. İran’da gün geçtikçe derinleşen ekonomik kriz, toplumsal alanda kendisini gösteren hoşnutsuzluklar devleti ve sistemi zor durumda bırakmaktadır. Bu durumun fiili olarak yakın dönemdeki en somut örneği olan Aralık 2017 gösterilerinin simgesi haline gelen “Ne Gazze Ne Lubnan Janem Fedaye İran” sloganı İran’ın Kudüs’e yönelik “tepkisizliğinin” kaynağıdır. İran devletinin Filistin, Lübnan, Suriye, Irak, Yemen ve Bahreyn’e yönelik kaynak aktarımları, bu bölgelerdeki bazı grupların desteklenmesi ve bunun finansmanı için ayrılan kaynaklar İran toplumu tarafından ekonominin içinde bulunduğu kötü durumun en önemli sebebi olarak algılanmaktadır. Bu nedenle İran devleti Kudüs’e yönelik mutlak sahiplenme tavrını sınırlandırmak zorunda kalmaktadır.
Çağatay BALCI/Kafkassam Uzmanı

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir