KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gürcistan
  4. »
  5. İran’a uygulanan silah ambargosu bitiyor Yeni bir gerilim mi yoksa müzakere fırsatı mı?

İran’a uygulanan silah ambargosu bitiyor Yeni bir gerilim mi yoksa müzakere fırsatı mı?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
260 0

Dünyayı tehdit eden koronavirüs salgını ile birlikte ABD-İran gerilimi bir süredir geri planda duruyor. Ancak İran’a uygulanan silah ambargosunun bitiş tarihinin yaklaşması nedeniyle iki ülke arasındaki gerginlik yeniden tırmanacak gibi görünüyor.

2231 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik (BMGK) kararı uyarınca İran’a uygulanan silah ambargosu Ekim 2020’de sona eriyor. Söz konusu karara göre, İran’a yönelik silah alım-satım yasağı kaldırılması öngörülüyor. Bu karar daha önce İran’ı nükleer programı konusunda müzakere masasına oturmaya zorlamak hedefiyle alındı. BMGK bu çerçevede 1747, 1803 ve 1929 sayılı kararları kabul etmişti.

Bu yasağın kaldırılmasının birtakım yansımaları olacaktır. Dolayısıyla ilgili taraflar yani ABD ve İran buna hazırlıklı olmak isteyecektir. Ambargonun bitiş tarihinin yaklaşmasıyla beraber taraflar arasındaki tansiyon da yükselecektir.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Eylül 2019’da yaptığı açıklamada, “Eğer biz nükleer anlaşmada kalmaya devam edersek, silah alım-satım yasağı kaldırılacaktır. Böylece istediğimiz silahı alıp satacağız. Eğer nükleer anlaşmada kalmaya devam edersek önümüzdeki yıl çok önemli siyasi, güvenlik ve savunma hedefimize ulaşacağız” ifadelerini kullanmıştı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 28 Şubat 2020’de ABD Senatosu’na bağlı Dış İlişkiler Komitesi’nde yaptığı konuşmada, uluslararası topluma, BM’nin İran’a uyguladığı silah ambargosunun uzatılması çağrısında bulunacaklarını belirtti.

2015’te Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) çerçevesinde devam eden müzakere sürecinde İran, nükleer anlaşma yürürlüğe girer girmez silah ambargosunun kaldırılmasını talep etti. Rusya ve Çin bu talebe destek verirken, ABD kısıtlamaların devam etmesi için baskı uyguladı. Sonuç olarak BMGK’nın 2231 sayılı kararının B Eki uyarınca ambargonun 5 yıl süreyle uzatılmasına karar verildi.

ABD ambargonun yeniden uzatılması konusunda en büyük desteği Avrupa’dan bekliyor. Pompeo’nun açıklamalarına bakılırsa ABD yönetimi ayrıca Çin ve Rusya’yı BMGK’nın ambargoyu uzatma kararına karşı veto hakkını kullanmamaları hususunda ikna etmenin peşinde.

İran ise ambargonun kaldırılmasının ardından silah alım-satımı konusunda hazırlıklarını yapıyor. Bu konuda Rus ve Çinli müşterilerden beklentisi olan İran aynı zamanda hava filosunu yenilemek için pazarda bu konudaki arayışını sürdürüyor. Nitekim Nisan 2019’da Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen Uluslararası Güvenlik Konferansı katılımcıları arasında İran da bulunuyordu. İran geçen yıl Rusya ve Çin’in savaş uçaklarının satışıyla ilgili teklif getirdiğini bildirmişti.

ABD, ambargo süresinin uzatılmasıyla ilgili birtakım sorunlarla karşılaşabilir. ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi nedeniyle, BMGK tarafından uygulanan bazı yaptırımların uzatılmasıyla ilgili ‘snapback mekanizmasını’ aktif hale getiremeyecek.

Bu hususta bir başka engel ise ABD’nin İran ile ilgili almak isteyeceği kararın önünde duran Rusya ve Çin’in veto hakkı. Rusya’nın bu hususta ABD’nin taleplerine rıza göstereceğine dair herhangi bir işaret görünmüyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın 3 Mart tarihli açıklamasında, “Kongre’de, ABD’nin Rusya ve Çin’i İran’a yönelik silah ambargosunun uzatılmasını öngören BMGK karar tasarısını veto etmemesi için ikna etmeye çalışacağı söyleniyor. Ancak Güvenlik Konseyi’nde bu konuyu gündeme getirmenin bir anlamı yok” ifadeleri kullanıldı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Rusya’nın yanı sıra Almanya, İngiltere ve Fransa’dan oluşan AB troykası’nın da bu meselenin BMGK’ya taşınmasına onay vermesi beklenmiyor. Ayrıca Rusya’nın ABD ve AB arasında İran’a karşı koordinasyonun olmamasından faydalanması da mümkün.

Rusya, ABD’nin özellikle silah satışı konusunda İran’a daha fazla yaptırım uygulama arzusuna muhalefet etse de İran için çizilen hareket alanının sınırlarını gözetiyor. Şöyle ki, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Danışmanı Ariel Bolstein daha önceki açıklamasında, İsrail’in İran’a yönelik gelişmiş silahların satılmaması yönündeki talebinin Moskova tarafından en az iki kez kabul edildiğini, buna karşılık Tel Aviv’in de Rusya’nın talebi üzerine Gürcistan’ı silahlandırmayı reddettiğini söyledi.

Dolayısıyla Washington, silah ambargosunun uzatılmasında başarısız olursa muhtemelen Avrupa’yı Tahran’a yaptırım uygulama konusunda ikna etmek için çabalayacaktır. Ancak Avrupa’nın İran’ı nükleer anlaşmada kalmaya devam etmesi için ikna etmeye çalıştığı bir dönemde söz konusu seçeneğin ne derece etkili olacağı tartışma konusu.

İran’a yönelik silah ambargosunun uzatılması Tahran’ın bölgedeki emellerine darbe indirilmesi açısından büyük önem taşıyor ama aynı zamanda yeni güvenlik sorunlarını da beraberinde getirecekti. İran’ın nükleer anlaşmadaki taahhütlerini azaltma yönünde attığı adımlar göz önüne alınırsa, Tahran’a yönelik BM yaptırımlarının yeniden yürürlüğe konması nükleer anlaşmanın sona ermesiyle sonuçlanabilir.

Uluslararası toplumda İran’a karşı yaşanan koordinasyon eksikliği Tahran’a ABD baskıları karşısında manevra alanı tanıyor. İran’ı, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmanın aksine bu sefer balistik füzeler, nükleer dosya ve bölgesel politikaların da yer alacağı daha kapsamlı bir müzakere masasına oturmaya zorlamak için bu konuda ortak bir tavır benimsenmeli.

Huda Rauf
Şarkulavsat

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir