ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Ürdün’de bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı sonucu üç ABD askerinin öldürülmesinden bir aydan fazla bir süre önce, İran’a bağlı gruplardan gelen beceriksiz militanların saldırılarına karşı koyma kapasitesi konusunda ABD ordu kuvvetlerine güven aşılamaya çalışmıştı.
Austin, 20 Aralık’ta uçak gemisi Gerald R. Ford’da denizcilere yaptığı ve daha önce yayınlanmayan açıklamalarında şunları söyledi:
“İran yanlısı gruplara bağlı militanların başarısızlığının ardındaki temel neden, faaliyetlerini gerçekleştirmek için gerekli yeterliliğe sahip olmamalarıdır.”
Austin, uçak gemisi mürettebatına yaptığı konuşmada da şu ifadeleri kullandı:
“İran vekil güçleri Irak ve Suriye’de konuşlanmış güçlerimize her gün ateş açıyor. İki nedenden dolayı hiç başarılı olamadılar: Birincisi, yaptıklarını uygulama konusunda yeterli beceriye sahip olmamaları. Diğer neden ise ABD ordusunun yeterli korumayı sağlamak için çok şey yapmış olması. Sonunda hepimizin bildiği gibi, bir gün bir askerimizi vurabilirler ama biz dikkatli olacağız ve bunun olmamasını sağlayacağız.”
İHA saldırısının ardından Başkan Joe Biden yönetimi, ABD güçlerini Ortadoğu’da artan şiddet döngüsünden korumak için gereken her şeyi yapma sözü verdi. Zira İran yanlısı milisler Irak’ta, Suriye’de, Ürdün’de ve Kızıldeniz’de Yemen kıyısı açıklarında ABD güçlerine ateş açıyor.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre mevcut ve eski ABD’li yetkililer şunu söylüyor:
“ABD kuvvetlerine ateşlenen çok sayıda füze ve İHA göz önüne alındığında, militanların zaman zaman saldırı gerçekleştirmedeki başarısı kaçınılmaz olabilir. Ayrıca savunma sistemleri her zaman yüzde 100 etkili olamaz.”
Uzmanlar, saldırıların çoğu başarısız olsa bile Tahran destekli militanların hafife alınmaması konusunda da uyarıda bulunuyor.
Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü’nden Charles Lister, eski ABD Başkanı Barack Obama’nın, örgütün güçlendiği 2014 yılında DEAŞ’ı gençler için bir okul takımı olarak tanımladığına dikkat çekti.
Lister şu açıklamada bulundu:
“Obama tarzıyla ‘Onlar sadece küçükler için bir okul takımı’ demek, dalga geçmek ve ciddi bir şey olmayacağından emin olmak çok safça bir tutum. Bu gruplar karmaşık sınır ötesi saldırılar gerçekleştirdiler ve ABD güçlerini öldürme geçmişleri var.”
Ancak ABD’li liderlerin, kendi güçlerine karşı cesur bir yüz gösterme konusunda uzun bir geçmişi mevcut. Mesela Austin, Irak’ta görev yapmış ve yaralanmış emekli bir kıdemli general.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Tümgeneral Patrick Ryder, Austin’in Ürdün’de askerlerin öldürülmesinden dolayı öfkeli olduğunu ve derin üzüntü duyduğunu söyledi. Reuters’ın aktardığına göre Austin ‘ABD güçlerini korumak ve halkına bakmaktan daha önemli bir önceliği olmadığını’ ifade etti.
Trajik ama beklenen bir saldırı
İsrail ile Hamas arasında ekim ayında başlayan savaşla birlikte Ortadoğu’da gerilim arttı. Söz konusu tarihten bu yana Irak, Suriye ve Ürdün’deki ABD kuvvetleri 7 Şubat itibarıyla 168’den fazla saldırıya maruz kaldı.
Bu saldırılar, ikisi çok ağır, dokuzu ağır olmak üzere 143 ABD askerinin yaralanmasına neden oldu.
En ağır saldırı, 28 Ocak’ta Ürdün’ün Suriye sınırındaki Kule 22 adlı ABD üssüne bir İHA’nın çarparak Çavuş William Jerome Rivers, Er Kennedy Ladon Sanders ve Er Breonna Alexandria Moffett’ın öldürmesiyle gerçekleşti.
Kimliğinin açıklanmaması kaydıyla konuşan üst düzey bir ABD askeri yetkilisi, bu saldırıyı ‘trajik ve talihsiz, ancak beklenen bir saldırı’ olarak nitelendirdi.
Yetkili şu ifadeleri kullandı:
“Bu, çatışmanın doğasıdır. Çatışma sahası kendinizi savunmada mükemmel olabileceğiniz müstahkem bir ortam değildir.”
Bazıları yaralı olan askerleri Kule 22’ye konuşlandıran ABD Ulusal Muhafızları Komutanı Daniel Hokanson gazetecilere verdiği demeçte, ordunun riskleri azaltmak amacıyla güçlerin çeşitli koruma yöntemlerine erişimini sağlamak için yoğun şekilde çalıştığını söyledi. Hokanson, “Her konuda yüzde 100 başarılı olan bir sistem ne yazık ki yok” dedi.
Gelişmiş olmayan saldırı
ABD ordusu halen soruşturmalarını sürdürürken, ABD’li yetkililer Ürdün’deki üste ABD savunmasının başarısızlığına katkıda bulunmuş olabilecek çeşitli faktörlerin bulunduğunu bildirdi.
Reuters tarafından aktarılan açıklamalarda, bu faktörlerden en belirgininin, İHA’nın Kule 22 üssüne yaklaşırken uçtuğu alçak seviye olduğunu ifade ettiler.
Ayrıca pazar sabahı meydana gelen saldırıda militanların, Amerikan savunmasını karıştırmak için İHA’nın yaklaşma zamanlamasını bir ABD İHA’sının gelişiyle koordine etmek gibi karmaşık veya sofistike yöntemler kullandıklarının da görülmediğini söylüyorlar.
Bazı ABD’li yetkililer ise saldırının başarısının sadece bir olasılık olduğu sonucuna vardı. Zira büyük miktarda mühimmat iyi savunulan hedeflere ateşlendiğinde, bunlardan bazıları eninde sonunda istenen hedefe ulaşır.
ABD Savunma Bakanlığı’nın Ketaib Hizbullah’ın parmak izlerini taşıdığını söylediği saldırı, ABD’nin Irak ve Suriye’de İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) ve İran’ın desteklediği silahlı grupları hedef alan bir dizi misilleme saldırısına yol açtı. Çarşamba günü Bağdat’ta İHA’yla düzenlenen ve söz konusu grubun liderlerinden Ebu Bekir es-Saadi’nin öldürülmesiyle sonuçlanan saldırı da bunlardan biriydi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiler, es-Saadi’nin Ketaib Hizbullah’ın dış operasyon yetkilisi olduğunu ve Suriye’deki meşguliyeti nedeniyle nadiren Irak’a gittiğini ortaya çıkardı.
Ryder, ABD ordusunun ‘tehlikeli bölgelerde görev yapan güçlerimizi korumak için gerekli adımları atmaya ve güçlerimizi korumaya yönelik prosedürleri sürekli olarak yeniden değerlendirmeye’ devam ettiğini aktardı. ABD savunmasında yapılacak herhangi bir değişiklik hakkında ayrıntıya girmeyen Ryder, bunun askeri operasyonların güvenliğiyle ilgili nedenlerden kaynaklandığını belirtti.
Biden yönetiminin yaklaşımını eleştirenler, misilleme saldırılarının söz konusu silahlı örgütleri destekleyen İran üzerinde baskı oluşturmak için yeterli olmadığı uyarısında bulunuyor. Bazı mevcut ve eski yetkililer, İran’ın bu örgütlere operasyonlarını durdurma emri verebileceğine inanıyor.
ABD Kongresi’ndeki bazı Cumhuriyetçiler, ABD’nin İran güçlerine, hatta İran’ın içine bile saldırması yönünde çağrıda bulunuyor. Bu, Biden yönetiminin İran’ı daha geniş bir savaşa sürükleme korkusuyla yapmakta isteksiz olduğu bir konu.
Eski ABD’li askeri yetkili, “İran isterse bu saldırıları durdurabilir” dedi.
https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4845456-i%CC%87ran-vekil-g%C3%BC%C3%A7leri-yetersizliklerine-ra%C4%9Fmen-abd-ordusunu-tehdit-ediyor