KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İran tartışması Tillerson’u götürdü CIA başkanı Pompeo’ı getirdi!

İran tartışması Tillerson’u götürdü CIA başkanı Pompeo’ı getirdi!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 13 dk okuma süresi
256 0

İster komplocu, ister paranoyak, ister megolamanyak, ister şizofren deyin ama ABD başkanı Trump’ın yazılarımı takip ettiğini de bilin! Neden mi?13 Şubat 2018’de Ankara’da temaslarda bulunan Tillerson için gidici yerine CIA başkanı Mike Pompeo gelici dedim ve tam bir ay sonra 13 Mart 2018’de Trump beni doğruladı. Bazıları için dünün en sürpriz haberi ABD Başkanı Donald Trump’ın, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı görevden alması ve Tillerson’dan boşalan Dışişlerine CIA Başkanı Mike Pompeo’yu getirmesiydi. Oysa yazılarımı takip edenler için bu haber çoktan güncelliğini yitirmiş olmalıydı. Çünkü 13 Şubat 2018’de Rex Tillerson’ın son Ankara ziyaretini değerlendirdiğim bilgi notunda “Umarım Türk yetkililer; Rex Tillerson’ın koltuğunun sallantıda olduğundan haberdardır. Çünkü Beyaz Saray Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı görevi bırakmaya zorlayacak ve onun yerine mevcut CIA Başkanı Pompeo’nun atanmasını sağlayacak bir plan üzerinde çalışıyor” malûmatını sizlerle paylaşmıştım.(1)

Tillerson neden gitti? Tillerson, İran ile yapılan nükleer anlaşmayı tamamen feshetmemenin ABD’nin çıkarına olduğunu savunuyordu. ABD Başkanı ticaret politikasında çatışma siyaseti izlemeye karar verdi. Trump kritik bu dönemde, kendisine kuşkuyla yaklaşanları ve eleştirel olanları kapının önüne koyma kararı aldı. Trump’a eleştirel yaklaşanlar arasında Tillerson da vardı. Hatta Başkanı “ahmak” olarak nitelendirmişti. Bir başka neden de Amerikan Savunma Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı arasında rekabet ötesi tartışmanın yaşanması. Özellikle Hillary Clinton’un Dışişleri Bakanı olduğu dönemden bu yana Amerikan dışişleri bürokrasisinde bir Clinton etkisi olduğu ortada. Bu etki Clinton’un rakibi olan Trump’ın seçilmesinden sonra da devam etti. Trump, başkanlığının ilk dönemlerinde iki grup arasında denge unsuru bulmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Yavaş yavaş Trump’a daha yakın isimler yönetime yerleşti. Süreç içinde Trump’da kendine yakın isimlerden bazılarını harcadı ama kritik noktaları elinde tutmaya çalıştı. 13 Mart 2018 tarihli görevden alma ve atama ise oldukça çarpıcı. Tam da Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Tillerson’la anlaştık, PKK Membiç’ten çekilirken ABD’yle birlikte hareket edeceğiz ” dediği gün Tillerson görevden alındı yerine Pompeo geldi.(2)
Ben Tillerson’ın Ankara temaslarında mutabakata varılan konularda farklı bir tablonun ortaya çıkacağını sanmıyorum. Hatırlarsanız 6 yıl 45 gün boyunca Milli Eğitim Bakanlığı yapan Hüseyin Çelik, bakanlıktan ayrılırken “Milli Eğitimi “otomatik pilota” bağladık. Bundan sonra işler tıkır tıkır yürüyecek. Sistemi artık kimse değiştiremez.” demişti. Başbakan Yıldırım’ın açıklamasına bakılırsa ABD-Türkiye ilişkileri de otomatik pilota bağlanmış, değişiklik olmayacak çünkü Başbakan diyor ki; “Türkiye-ABD ilişkileri kişilere bağlı değildir”. Nitekim Trump’ın görevine son verdiği Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın giderayak, Suriye ve Irak’ta müttefikler olmadan planlarını hayata geçirilemeyeceğini söylemesi bunu gösteriyor. Ancak sorulması gereken soru şu; özellikle Suriye’de ABD’nin müttefiki PKK/PYD mi, Türkiye mi?
Trump ve 65 yaşındaki eski Exxon Mobil üst yöneticisi Tillerson arasında gerilimler olduğu yönünde haberler aylardır medyada yer alıyordu. Hatta Tillerson’ın bir zamanlar üst yöneticisi olduğu şirket lehine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’la el sıkıştığı biliniyordu. Tillerson’ın görevden alınmasıyla Rumlar ABD yönetim kademesindeki en büyük destekçilerini kaybetti. Tillerson ABD’nin ordu güçlerini görevlendirerek Doğu Akdeniz’de Exxon Mobil şirketinin çıkarlarını korumak amaçlı girişimlerde bulunmuştu. ExxonMobil ve Qatar Petroleum, geçen yıl imzaladıkları anlaşma ile 10’uncu parselde 2018’de sondaj yapmak için mutabık kalmıştı. Kıbrıslı Rumların 10’uncu parsel olarak kabul ettiği bölgede Rex Tillerson’ın ABD Dışişleri Bakanı olmadan önce CEO’luk ve Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı ExxonMobil şirketi ile Katar devletine bağlı Qatar Petroleum ortaklığında doğalgaz aranmaya başlandı. ABD’li petrol devi Exxon’un kiralamış olduğu araştırma gemileri 5 Mart Pazartesi günü sonbaharda başlatılması planlanan sondaj çalışmaları öncesi saha araştırması yapmak üzere 10 numaralı parsele gelmişti. Bölgeye intikal eden ExxonMobil’e ait araştırma gemilerine bodyguardlık yapmak için Amerikan donanmasına bağlı 6. Filo’nun eşlik ettiği haberleri yayınlanmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Dışişleri Bakanlığı ve Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) yönetimlerini, İran’a olası bir operasyon ve Kuzey Kore ile yapılacak görüşmeler öncesinde yeni bir ekip kurmak istediği için değiştirdiği söylenebilir. Trump kendisine yakın isimleri iş başına getiriyor. İşi şansa bırakmaya niyeti yok. Ayağına taş takılsın istemiyor. Trump ve bakan olmadan önce diplomatik ya da siyasi deneyimi olmayan Tillerson; Kuzey Kore, Rusya, iklim değişikliği, İran’la nükleer anlaşma gibi konularda birçok kez görüş ayrılığı yaşamıştı. Hatta Trump ve Kim Jong-un buluşmasında heyete dahil edilmediği bilgisi paylaşılmıştı. Kim Rex Tillerson’un görevden alınmasının ardından ABD Dışişleri Bakanlığı Kamu Diplomasisinden Sorumlu Müsteşarı Goldstein’in de görevine son verildi. Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) Başkanıyken Trump tarafından Dışişleri Bakanlığına atanan Mike Pompeo, Trump ile benzer dünya görüşlerini paylaşan muhafazakâr bir isim olarak biliniyor. İran sorununa yaklaşımı Trump gibi. ABD ve İran arasındaki anlaşmayı “felaket bir anlaşma” olarak nitelendiren Pompeo, bu metni, feshetme yanlısı.(3)

Mike Pompeo tam bir Trump’çı. CIA eski Başkanı yeni çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Pompeo, eski bir asker. ABD Kara Kuvvetleri’ne subay yetiştiren West Point’teki Askeri Akademi’den 1986’da sınıf birincisi olarak mezun olduktan sonra Harvard Üniversitesi’nde hukuk fakültesini bitirdi. Berlin Duvarı yıkılmadan önce Demir Perde’nin devriyesinden sorumlu birlikte görevliydi. Pompeo, 2010’da Kansas eyaletinden Temsilciler Meclisi’ne girdi. İran ile yapılan nükleer anlaşmaya karşı çıkan Pompeo, 15 Temmuz darbe girişiminin ertesi günü Twitter’da Türkiye’yi “totaliter İslamcı diktatörlük” olarak tanımlamıştı. “Erdoğan hükümetinin anca İran yönetimi kadar demokratik olduğu” ifadelerini de kullanan Pompeo daha sonra bu Tweet’ini silmiş ve Twitter hesabını da kapatmıştı.(4) CIA Başkanı Mike Pompeo’un Türkiye’yi yakından tanıdığı söylenebilir.

Çünkü CIA başkanı olmadan önce; Turkish-Coalition of America sitesinde yer alan bilgilere göre, Mike Pompeo Türk-Amerikan İlişkileri ve Türk Amerikalılar Kongre Kurulu üyesi olarak görev yapmıştı. Washington’da İran karşıtı söylemleriyle tanınan Mike Pompeo’un, İran için askeri operasyon dahil her türlü seçeneğin masada olduğunu söyleyen Trump’ın açıklanmasından sonra Türkiye’ye gelecek olması dikkat çekmişti. ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı’nın (CIA) yeni başkanı Mike Pompeo ilk yurtdışı gezisini Şubat 2017’de Ankara’ya yapmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmüştü. Türk medyasında yazılıp çizilenlere bakılırsa; Türkiye’deki temaslarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilen Mike Pompeo ile FETÖ ile mücadele, Fetullah Gülen’in iadesi süreci, örgütün Türkiye’de yaptıkları ile ABD’deki yapılanması konuları gündeme gelmiş, Türkiye’nin Fırat Kalkanı’nda birlikte mücadele ettiği ÖSO ile ilgili Amerikalıların onayı ve YPG/PYD konusuyla PYD’ye verilen her türlü siyasi ve lojistik desteğin kesilmesi de ele alınmıştı. ABD yeni yönetiminin Ortadoğu’da yeni bir zafere ihtiyacı var!

CIA eski Başkanı ve yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Trump’ın ihtiyaç duyduğu zaferi kotaracak adam. Aynı zamanda önümüzdeki süreçte ABD ve İran arasında yaşanabilecek savaş öncesi, Türk meslektaşlarının görüşlerini almak içinde gelmişti. Çünkü o baştan belirtildiği gibi iflah olmaz İran düşmanı. İran; Obama yönetiminden aldığı destekle, Türkiye’yi Suriye ve Irak’ta denklem dışında tutmayı bir şekilde başarmıştı. Aynı İran Trump’ın hışmından korunmak için Türkiye’yi yanına çekebilecek mi? Hep birlikte göreceğiz. Trump idaresindeki ABD, yeni bir pasifik savaşı hazırlığında. Müttefikleri belli. Bu savaşta Türkiye’ye duydukları ihtiyaç kesin. Türkiye’nin askeri gücünden ve Türk Cumhuriyetleri ile olan ilişkilerinden faydalanmak istiyorlar. Çin’in Ortadoğu’dan ve Asya’dan kuşatılması ve Çin’in Ortadoğu’daki özellikle Türk Cumhuriyetlerindeki doğalgaz, petrol gibi enerji kaynaklarından uzaklaştırılmasında, Türkiye’nin elini taşın altına koymasını bekliyorlar.(5)

Asker kökenli, hukukçu, Thayer Aerospace (Thayer Havacılık ve Uzay Güvenliği) şirketi kurucusu, petrol yataklarında kullanılan teçhizatı üreten Sentry International adlı firmanın yöneticisi ve CIA’nın patronu Mike Pompeo’ın ABD Dışişleri Bakanı olmasını iyi okumak gerekiyor. Yaşam öyküsüne bakıldığında bu iş için adeta biçilmiş kaftan. CIA ve Pentagon’u aynı hedefe yürütecek lider özelliği var. İranlılar kusura bakmasın ama Tahran yönetimi için savaş tamtamları çalmaya başladı. ABD operasyon için düğmeye bastı. Pompeo’ın bu süreçte asli görevi, dünya kamuoyunu özellikle bölge ülkelerini İran konusunda ikna etmek ve gerekli uluslararası hukuk zeminini hazırlamak. İstihbarat ve analiz havuzunda toplanan bilginin ve ABD savaş makinası ordunun izlediği askeri stratejinin dış politikaya uyarlayıcısı olacak. Türkiye’de bunun yansıması görülecek mi, politik aktör değişikliğine ilişkin beklentileri tetikleyecek mi?

Bakınız:
1-13 Şubat 2018/ http://kafkassam.com/ankara-yolcusu-rex-tillersona-cinden-sam-sekeri.html
2- http://tr.abna24.com/news/onemli-haberler/abdnin-turkiyeyle-savas-atamasi_885625.html
3- http://www.dw.com/tr/handelsblatt-tillerson%C4%B1n-kurtulu%C5%9Fu/a-42964645
4- http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-38918489
5- 9 Şubat 2017/ http://kafkassam.com/cia-baskani-pompeo-neden-turkiyede.html

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir