KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. İran Husi milislerini yönlendirmeye devam ediyor

İran Husi milislerini yönlendirmeye devam ediyor

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 12 dk okuma süresi
618 0

İran rejiminin lideri Ali Hamaney’in İran’ın bölgesel faaliyetlerini meşrulaştıran bir açıklama yapmasından birkaç gün sonra Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, ülkesinin ‘birkaç kez savaşın eşiğine geldiğini’ belirtti. Selami, Tahran adına vekalet savaşı veren çok uluslu milislere atıfta bulunarak, ‘velayet gücü’ ile bugün düşmanlara şartlar dayatanın kendileri olduğuna dikkati çekti.

Ülkesinin ekonomik savaşta düşmanı hezimete uğrattığını belirten Selami, ‘maksimum baskı politikasının başarısız olduğunu söyleyerek, Mayıs 2018’de nükleer anlaşmaya sırtını dönen eski ABD Başkanı Donald Trump’a atıfla da “Mühendisi yenildi” dedi. Trump, Tahran’ı ‘bölgesel faaliyetlerini ve balistik füze programını değiştirmeyi içeren daha kapsamlı bir anlaşmayı kabul etmeye zorlamak için’ azami baskı politikası benimsemişti.

Hüseyin Selami, İran Devrim Muhafızları’na bağlı ‘Besic Direniş Gücü’nden oluşan bir kalabalığa yaptığı konuşmada, ülkesinin birkaç kez savaşın eşiğine geldiğini söyledi. Selami, ancak Rehber Hamaney’in ‘tek başına düşmanları geri adım atmaya zorladığını’ belirtti.

Nisan 2019’da Hamaney, Selami’yi İran ordusuna paralel bir güç olarak kabul edilen Devrim Muhafızları’nın komutanı olarak atayan bir kararname yayınladı. Söz konusu adımdan yaklaşık 2 hafta önce de Trump, Devrim Muhafızları’nın terör örgütleri listesine dahil edildiği bir kararname imzalamıştı.

Bu iki adımdan birkaç gün sonra ise Trump, nükleer anlaşmadan geri çekilmenin yıldönümünde, maksimum baskıyla müdahale ederek İran’ın küresel petrol pazarına girmesini önleyen bir talimatı hayata geçirdi. Buna karşılık İran, ABD yaptırımlarına yanıt olarak ‘nükleer anlaşmadan kademeli olarak çekilme’ planını açıkladı ve 5 Ocak 2020 itibarıyla da nükleer anlaşmanın yükümlülüklerini dondurmak için 5 adım attı. Ancak her seferinde başta Avrupa üçlüsü olmak üzere anlaşma taraflarınca ABD yaptırımlarının tazmin edilmesi durumunda yükümlülüklerine geri döneceğini söyledi. İran’ın nükleer taahhütlerinden uzaklaşmasıyla eş zamanlı olarak Umman Körfezi ve Hürmüz Boğazı’nda çok sayıda gemi ve petrol tankeri, bombardımana maruz kaldı ve gemiler hasar gördü. Bir petrol tankerinin Babu’l Mendeb’de alıkonulmasına yanıt olarak İran’ın bir İngiliz petrol tankerini alıkoymasıyla gerginlik tırmandı. Bu durum, ABD ve Avrupa ülkelerini 2019 yazında deniz trafiğinin güvenliğini korumak için iki birim oluşturmaya yönlendirdi.

20 Haziran 2019’da Devrim Muhafızları, ABD’ye ait ‘RQ-4 Global Hawk’ türü bir insansız hava aracını düşürdüğünü açıkladı. Aynı yılın Temmuz ayında İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Hürmüz Boğazı da dahil olmak üzere birçok boğazda saldırı düzenlemekle tehdit ederek, ABD’li mevkidaşını ‘ateşle oynamaya’ karşı uyardı ve ‘İran ile savaşın savaşların anası olacağını’ belirtti. Bunun yanı sıra Trump ise İranlıları, ‘tarihte çok az kişinin yaşadığı bir kader’ konusunda uyardı. O dönemde Devrim Muhafızları’nın dış operasyonları sorumlusu Kasım Sülaymani, iki lider arasında söz kavgasını keserek, İran silahlı kuvvetlerinin doğrudan askeri katılımı olmaksızın bölgedeki ABD kuvvetlerine karşı ‘orantısız bir savaş’ imasında bulundu. Bu ifadeyle, Tahran’ın silah ve para sağladığı milislere işaret edildi.

Eylül 2019’da Suudi Arabistan’da devlet petrol şirketi Aramco’ya ait iki büyük tesis saldırıya uğradı. Husi milisler, saldırının sorumluluğunu üstlense de ABD askeri yetkilileri, saldırının başlatıldığı yer olarak İran’ın güneyine dikkati çekti.

Aynı yılın Aralık ayı sonunda, Irak’ta Hizbullah’a ait bir grup ülkenin kuzeyindeki Kerkük’te bir askeri üsse füze saldırısında bulunarak, bir ABD’li müteahhitin ölmesine neden oldu. ABD güçleri, İran’a sadık 25 savaşçıyı öldüren bir hava saldırısıyla karşılık verdi. Olaydan bir haftada kısa bir süre sonra geçen yıl 3 Ocak’ta Trump, Bağdat’ta Süleymani’nin ölümüne yol açan bir hava saldırısı emri verdi. Aynı saldırıda Haşdi Şabi komutanı yardımcısı Ebu Mehdi el-Muhendis de öldü. İran, 8 Ocak’ta yanıt vererek, ABD güçlerini barındıran Irak’taki Ayn’ul Esad hava üssüne 10 balistik füze ateşledi.

Koronavirüs pandemisinin patlak vermesiyle birlikte, ‘Irak’taki Yeşil Bölge’nin devamlı şekilde katyuşa füzeleriyle hedef alınmasına ve 2020 yazında İran tesislerinin maruz kaldığı belirsiz saldırılara rağmen’ bazı bölgelerde gerginlik nispeten azaldı. İran’ın maruz kaldığı bu saldırıların en önemlisi, Natanz uranyum zenginleştirme tesisindeki patlamaydı. Daha sonra geçen Kasım ayı sonunda İran’ın nükleer programının askeri boyutlarını belirleyen kilit isimlerinden Muhsin Fahrizade’nin hedef alındığı karmaşık bir saldırı gerçekleşti.

Fahrizade’ye yönelik suikastın ardından İran parlamentosu, ülkenin nükleer tesislerindeki Birleşmiş Millerler (BM) denetimlerinin durdurulmasını ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin artırılmasını öngören bir yasayı kabul etti. Yasa uyarınca Ocak ayından bu yana gelişmiş santrifüj sayısı artırıldı ve Natanz tesisinde, uranyum zenginleştirme seviyesi yüzde 20’ye yükseltilerek, nükleer anlaşmadan önceki seviyeye geri dönüldü. Aynı şekilde İran, nükleer programında ilk kez, nükleer silahlar üretmek için kullanılan uranyum metali üretti. Ancak bir İran gazetesi, bu ayın başlarında İran Cumhurbaşkanı’nın adımı durdurma emri çıkardığını açıkladı. Bu bilgi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından onaylanmadı.

Tahran, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması kapsamındaki Ek Protokolü askıya aldı. Ancak UAEA Başkanı ile ajansın, hassas faaliyetleri doğrulamasına izin veren şartlı bir anlaşma imzaladı.

Yeni adım, anlaşmaya geri dönme niyetini ifade eden Biden yönetimine baskı yapmak amacıyla ‘yaptırımları kaldırmaya yönelik stratejik adım’ adı altında geldi. İran’ın nükleer anlaşmayı ihlal ettiği ikinci duruma paralel olarak, bölgedeki gerginlik seviyesi yükseldi. Iraklı milisler, Irak’taki ABD çıkarlarına saldırı modelini artırdı ve katyuşa füzeleriyle Erbil Havaalanı’na saldırdı. Bir ABD’li müteahhit öldü ve 2 ABD askeri de dahil 6 kişi de yaralandı. Bu gelişme, ABD Başkanı Joe Biden’i Suriye’nin doğusunda İran destekli Iraklı milislere karşı bir saldırı emri vermeye sevk etti.

Geçen ay Umman Körfezi’ndeki bir İsrail ticaret gemisi, Mayıs 2019 senaryosunun bir tekrarı olarak gizlemli bir patlamaya maruz kaldı. İsrail, saldırının arkasında İran’ın olduğunu öne sürerken, İran Dini Lideri’ne yakın ‘Kayhan’ gazetesi ise saldırıyı ‘direniş eksenine’ atfetti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bölgedeki İranlılara karşı saldırı tehdidinde bulundu.

Geçen hafta sonu İran’ın ‘Şehrekürd’ konteyner nakliye gemisi, Akdeniz’de meydana gelen saldırıda hasar gördü. İran, suçlama parmağını İsrail’e yöneltti. Tahran’daki Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi’nin medya platformu ‘Nour News’ internet sitesine göre İranlı bir soruşturmacı, saldırının arkasında bir insansız hava aracından atılan mermilerin olabileceğini söyledi. Bu bağlamda Husi milislerin son günlerde bubi tuzakları ve balistik füzeler fırlatarak tırmanış göstermesi, İran’ın bölgedeki tırmanışının da parmak izlerini taşıdı.

Geçen hafta rejim lideri Hamaney, Husi davranışlarını savunarak hem BM hem de ABD yönetimini eleştirdi. Dini Lider, açıklamasında İran’ın bölgesel varlığının ‘Irak ve Suriye hükümetlerinin talebi üzerine’ gerçekleştiğini söyledi. Ali Hamaney, diğer tarafları da ‘gerçekleri ters yüz etmek’ ve ‘İran’ın rolünü abartmak’ ile suçladı. Bu ifadeler, analistler tarafından, İran sokaklarının ‘halk kötüleşen bir ekonomik krizle karşı karşıyayken bölgesel faaliyetlere harcama yapılması’ karşısında duyduğu öfkeyi kontrol altına alma girişimi olarak yorumlandı. Hamaney’in ifadelerine benzer şekilde İran Devrim Muhafızları Komutanı da 14 Mart’ta “ABD’nin Irak’ta binlerce askeri bulunuyor. Onlar, bu ülkeden geri çekilmek zorunda” dedi. Komutan, Husi milislerin faaliyetlerinin de bu kapsamda yer aldığını belirtti. Hüseyin Selami, nükleer anlaşmayı imzalayan 5+1 grubu da dahil, ABD ve İran’ın müzakere masasına dönebileceğine dikkati çekti.

Selami, uyarıcı bir ses tonuyla, “Şartlar, bizi çevrelediğinde kaybedeceğiz, ancak düşman için şartları biz belirlediğimizde kazanacağız” ifadelerini kullandı. “Bugün düşmana biz şart koşuyoruz” diyen Devrim Muhafızları Komutanı, “Birkaç kez düşman bizi pençeleri arasına aldı. Birkaç kez savaşın eşiğine geldik ama velayetin gücü düşmanı geri püskürttü” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Selami “Çok sayıda gelişmiş silahımız var, yani ellerimiz boş konuşmuyoruz” dedi.

İki gün önce de Kudüs Gücü Komutanı İsmail Gani, İran ekseninde günlük ‘ilerlemeden’ söz ederek, İsrail’in ‘etraflarında inşa ettiği duvarı’ kırma taahhüdünde bulundu. Gani, “Zamanı geldiğinde ABD’nin kemiklerini kıracağız ve bu kemiklerin kırılma sesini dinleyecek” dedi.

İsmail Gani, Husi milislerin ellerinde bulunan füzeler ve insansız hava araçlarına atıfta bulunarak, Hamaney’in uyarı tonunu da tekrarladı. Kudüs Gücü Komutanı, İran destekli milislerin Suudi Arabistan’daki sivil tesislere 10 gün içinde 8 saldırı gerçekleştirdiğini belirtti.

Geçen çarşamba günü Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran’ın bölgesel hamlelerine üstü kapalı bir atıfta bulunarak, ‘ABD nükleer anlaşmaya geri dönerse bölgenin daha iyi koşullara tanık olacağını’ söyledi.

şarkulavsat

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir