KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. İran bir başka devleti korumak için mi Kuveyt’i suçluyor?

İran bir başka devleti korumak için mi Kuveyt’i suçluyor?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
349 0
süleymani 1

Dünyadaki hiçbir ülke Kuveyt gibi nezaket diplomasisi uygulamamıştır. Kuveyt Körfez’de bağımsızlığını kazanan ilk ülkeydi, keza petrolün en yoğun çıkarıldığı ilk ülke konumundaydı. Bu durum batıdaki ve doğudaki ülkelerin ilgi odağı olmasına neden oldu. Özellikle kardeş Arap ülkelerinin gözü bu ülkedeydi. Bu kardeşlerin ya hiç petrolü yoktu ya da servetlerini arttırmayı hedefliyorlardı. Bunlara ek olarak İran, körfezdeki yer altı kaynaklarının bölgedeki Arapların egemenliği altında olduğu iddiasını taşıyordu. Kuveytliler ‘coğrafyanın kader’ olduğunu benimsedi ve bir şekilde birlikte yaşamanın yollarını aradı. Arap ve uluslararası siyasetlerini de bu ‘gerçeklik’ ışığında belirlediler.

Kuveyt, Birleşmiş Milletlerde kürsüsü olmayan Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk ülkeydi. Sovyetler Birliği ile de bağımsız bir ilişki kurdular ve Bağlantısızlar Hareketi içinde de önemli bir rol üstlendiler. Ancak ABD’nin başını çektiği BM’ye bağlılıklarını da şüpheye yer bırakmaksızın pekiştirmeyi başardılar.

Tüm bu manevralar ve dikkatli seçimler, tarihi Irak egemenliği korkuları karşısında fayda vermedi. Mehtaplı bir gecede Saddam Hüseyin ve orduları Kuveyt’in başkentinin içlerine kadar ilerledi. Ardından yakın tarihte benzeri görülmemiş siyasi ve askeri bir operasyonla ejderhanın ağzından kurtulabildiler. Irak geri çekildiğinde körfezde arkasında bıraktığı boşluğu İran tekrar doldurmak için harekete geçti. Kuveyt İran karşısında da kadim diplomasisini öne sürdü. Yani ülkesel bütünlüğünden, ırki kökenlerinden ve kardeşlik bağlarından taviz vermeden, dostla düşmanla iletişim yollarını açık tutmayı başarabildi. Irak işgali deneyimi dolayısıyla yeni askeri ittifaklar geliştirmesi bir zorunluluk haline gelmişti.

Kuveyt diplomasisi çerçevesindeki ılımlı politikalar bu ülkenin yabancı ülkelerle mutedil ilişkiler geliştirmesine olanak sağladı. Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, ülkesinin önceliklerini her zaman net bir şekilde belirledi. Komşuluk ilişkilerinde ise, ülkesinin bağımsızlığı tehdit edilmediği sürece ‘kapıyı’ her daim aralık bırakmayı tercih etti. Hal böyle iken; İran niçin Kasım Süleymani’ye suikast düzenleyen hava araçlarının Kuveyt’teki ABD üssünden kalktığı gerekçesiyle bu ülkeye karşı saldırgan bir dil kullanmayı tercih etmiştir? Bu suçlama, İran hava sahasındaki karışıklıkların gündemi işgal ettiği günlerde geldi. İran’ın gurur duyduğu ve her yöne savurmakla tehdit ettiği füzeleri, 176 masum sivilin içinde olduğu yolcu uçağı ile körfez semalarında seyreden yüzlerce hava aracını ayırt edememişti. İran bir başka devleti korumak için mi Kuveyt’i suçladı? Yoksa ‘herkese düşmanlık’ listesine yeni bir devleti mi eklemek istedi?
Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci – yazar

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir