Sadrettin Nizamettinoviç Maksudov ismi çoğumuz için hiçbir şey ifade etmeyebilir…Ama Rusya doğumlu olan, Türk vatandaşlığına geçince Sadri Maksudi Arsal adını alan Maksudov’un Türkiye tarihinde önemli bir yeri var.
İlk kez 1924 yılında konferanslar vermek için Türkiye’ye gelen Arsal, Mustafa Kemal Atatürk’le tanıştıktan sonra onun danışmanı olarak genç cumhuriyet için kolları sıvamış. Tatar Türkü olan Arsal, Ankara Hukuk Fakültesi’nin kurucuları arasında yer almış, ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun kurulmasına katkıda bulunmuş. O yıllarda Türkçülüğün temellerini atanlar arasında gösterilen Arsal, Atatürk’ün ısrarıyla politikaya atılarak farklı tarihlerde üç dönem milletvekilliği yapmış, 1957 yılında İstanbul’da hayata gözlerini yummuş. Arsal aynı zamanda, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın ilk kadın diplomatı olan Adile Ayda’nın babası.
Arsal’ın Türkiye’ye gelmeden önceki hayatının da çok ilginç bir öyküsü var…
1878 yılında Rusya’ya bağlı Tataristan’ın başkenti Kazan’da doğan Arsal İstanbul’dan gelen kitaplar sayesinde Osmanlıca öğrenmiş, hatta o kitaplardan biri olan Robinson Crusoe’yu Tatar Türkçesine çevirmiş. Eğitimine İstanbul’da devam etmeye karar vermiş ama önce ünlü Rus yazar Lev Tolsytoy’la tanışmak için 1901 yılında Yasnaya Polyana’daki evine gitmiş. Tolstoy, saatlerce sohbet ettiği Arsal’dan etkilenmiş ve onu “Akıllı Tatar çocuğu”diyerek övmüş.
Tanıştığı İsmail Gaspıralı ve Ahmet Mithat Efendi, eğitimi için İstanbul yerine Paris’i önerince ünlü Sorbonne Üniversitesi’ne girmiş. 1906 yılında ülkesine deönmüş ve siyasete atılarak Rusya parlamentosuna (Duma) Kazan vekili olarak girmiş.
Buraya kadar anlattıklarımız ünlü devlet adamı, düşünür ve hukukçuyu tanıyanların zaten büyük ölçüde bildiği gerçekler.
Ama Rusya Federasyon Konseyi (senato) Uluslararası İlişkiler Komisyonu’nun Başkanı Konstantin Kosaçev, Arsal’la ilgili az bilinen bir gerçeği “Mejdunarodnaya Jizn” dergisindeki yazısında ilk kez açıkladı.,Kosaçev’in anlattığına göre, o dönemde Sadrettin Nizamettinoviç Maksudov adını kullanan Arsal 1909 yılında İngiltere’yi ziyaret eden Rus heyeti içinde de yer almış. İngiltere Kralı Edward VII. konuk Rus parlamenterler onuruna bir yemek düzenlemiş, ancak Kraliyet Protokol Servisi, Arsal’ın Müslüman olduğunu öğrenince yemeğe katılmasını engellemek istemiş. İngiliz yetkililer, Kral’ın o ana kadar hiçbir Müslüman’la görüşmediği gerekçesiyle Arsal’ın yemeğe katılmaması gerektiğini söylemiş.
Kosaçev, Rus tarafının bu talebe sert tepki gösterdiğini ve heyet üyelerine karşı ayrımcılık yapılmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini aktarıyor ve, “Böylece Rus parlamenterler daha o zamanlar ‘kadim’ İngiliz demokrasisi temsilcilerinden farklı olarak insan hakları konusunda daha ilerici tutum sergiledi”diyor.
Arsal, 1917’de Ufa’da ilan edilen İdil-Ural Özerk Cumhuriyeti’nin başına geçti, ancak Ekim Devrimi sonrasında bu cumhuriyetin Bolşevikler tarafından yıkılması üzerine Rusya’dan ayrılarak önce Avrupa’ya yerleşti, ardından Türkiye’ye geldi.
Arsal’ın Kazan’daki İstanbul Parkı’nda yapılan heykeli geçen yıl Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı bir törenle açılmıştı.
Fuad Safarov kafkassam Moskova