İsrail kaynakları, bölgenin siyasi mimarisinde “dönüm noktası” olarak görülen İbrahim Anlaşması’na Azerbaycan’ın da katılabileceği görüşünde.
Jerusalem Post, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Hikmet Hacıyev’in 18 Şubat’ta Kudüs’te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile “kapsamlı görüşmeler” gerçekleştirdiğini, üst düzey İsrailli yetkililerin bunu bölgesel politikada “değişim aşaması” olarak nitelendirdiğini yazdı.
Gazete, görüşmelere yakın diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde, Netanyahu’nun ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile stratejik diyalogundan sadece 48 saat sonra gerçekleşen görüşmenin, Azerbaycan’ın İbrahim Anlaşması’na dahil olma olasılığına yönelik artan bir eğilime işaret ettiğini belirtti.
Jerusalem Post, üst düzey bir İsrailli yetkilinin, “Azerbaycan, otuz yıldır İsrail’in Müslüman dünyasındaki en güvenilir ortaklarından biri oldu” dediğini aktarıyor. “Bu ülkenin bölgesel güvenlik mimarisi açısından stratejik önemi yeterince vurgulanamaz.”
Haqqin.az okuyucularına İbrahim Anlaşmaları’nın, İsrail ile Arap devletleri arasındaki ilişkilerin normalleşmesine ilişkin 2020-2021 yıllarında imzalanan bir dizi anlaşma olduğunu hatırlatalım. İsimleri, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam geleneklerinde eşit derecede saygı duyulan ata İbrahim’den gelmektedir.
ABD’nin arabuluculuğunda 13 Ağustos 2020’de yapılan ilk normalleşme duyurusunda yalnızca İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki anlaşmaya atıfta bulunulmuştu. Ancak aynı yılın 11 Eylül’ünde İsrail ile Bahreyn arasında bir anlaşma duyuruldu ve 15 Eylül 2020’de ABD Beyaz Sarayı’nda resmi imza töreni düzenlendi, ardından BAE ve Bahreyn, İsrail’in egemenliğini tanıdı ve tam diplomatik ilişkiler kurdu.
Aralık 2020’de Fas, İbrahim Anlaşmaları’na katıldı ve Ocak 2021’de Sudan katılarak, İsrail ile ilişkilerini normalleştiren altıncı Arap devleti (Ürdün ve Mısır da dahil) oldu.
Aslında İsrail ile Azerbaycan arasında onlarca yıldır güçlü stratejik ilişkiler mevcuttur. Dolayısıyla İbrahim Anlaşmaları bağlamındaki değerlendirmeleri pek de yerinde görünmeyebilir. Zira bu anlaşma başlangıçta, İsrail’in, Yahudi devletine doğrudan savaş açan veya onu resmen tanımayı reddeden Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmeyi amaçlıyordu. Azerbaycan’ın İsrail ile hiçbir zaman benzer sorunları olmadı, dolayısıyla bu durumda niteliksel olarak yeni bir düzeyde ikili işbirliğinden söz edilebilir.
The Jerusalem Post’un haberine göre, ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Atlantic Council, Washington’ı, Bakü ile ilişkilerini güçlendirmek amacıyla İsrail’in Azerbaycan ile diplomatik ve savunma işbirliği deneyimini incelemeye çağırdı.
Raporda, Azerbaycan’ın İsrail ile yakın bağlarının sadece İran’a karşı bir etki yaratmadığı, aynı zamanda enerji ve mineral kaynakları açısından zengin olan ve Rusya ile İran’ı atlayarak Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Orta Koridor için kritik öneme sahip olan Orta Asya’daki ABD nüfuzunu da güçlendirdiği belirtiliyor.
Azerbaycan cumhurbaşkanlığı yardımcısının Kudüs’e geldiği gün, İsrail Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi, “Azerbaycan’ı Trump’ın Bölgesel Planlarına ve İsrail’in Çıkarlarına Etkili Şekilde Nasıl Dahil Edebiliriz: Pratik Öneriler” başlıklı özel bir rapor yayınladı.
Azerbaycan-İsrail ortaklığı yeni bir etkileşim düzeyine ulaştı
Belgede, İsrail ve ABD’deki müttefiklerinin, Azerbaycan’ın bölgesel ekonomik projelere, yatırım girişimlerine ve teknoloji ortaklıklarına dahil edilmesini desteklemesi gerektiği vurgulanıyor.
İsrail, halihazırda Fas ile üçlü bir işbirliği modeli kuruyor ve ABD ile birlikte, İbrahim Anlaşmaları çerçevesinde savunma, yapay zeka ve siber güvenlik gibi alanlarda bunu Basra Körfezi’ndeki Sünni monarşilere de yaymayı planlıyor.
Raporda, “Azerbaycan’ın bu sürece dahil edilmesi, İsrail ortaklığının Müslüman boyutunu güçlendirecek ve Trump yönetiminin ABD müttefikleri arasındaki çok taraflı iş birliğini güçlendirme ve Washington’ın bölgesel projelerdeki mali yükünü azaltma stratejisiyle tutarlı olacaktır” denildi.
Belge aynı zamanda önemli bir engele işaret ediyor: 1992’den bu yana Azerbaycan’a Amerikan yardımının sağlanmasını sınırlayan Amerikan mevzuatının 907. maddesi.
Raporda, “ABD ve İsrail’in, Azerbaycan’ın yeni ‘Büyük Ortadoğu’ mimarisi içindeki potansiyelinden tam anlamıyla yararlanabilmesi için bu biçimsel engellerin kaldırılması gerekiyor” denildi.
The Jerusalem Post’un uzmanlara dayandırdığı habere göre, Azerbaycan’ın İsrail ile uzun vadeli stratejik bağları bulunan Müslüman bir ülke olarak sahip olduğu benzersiz statü, ülkeyi İbrahim Anlaşmaları’nın Ortadoğu, Asya ve Afrika’daki Müslüman ülkelere genişletilmesi için cazip bir ortak haline getiriyor.
https://haqqin.az/news/340658