KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İbrahim Maraş: İSMAİL GASPIRALI İSLAMCI DEĞİLDİR

İbrahim Maraş: İSMAİL GASPIRALI İSLAMCI DEĞİLDİR

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
283 0

“Bir İslamcı yazar, oturduğu koltuktan İslam’dan bahseden her Türk’e “İslamcı” yaftası yapıştırmaya devam ediyor. Bununla güya Türk İslamcılar da var demek istiyor ve milli hislerini tatmin ediyor. Boşuna uğraşmasın bu millet çağdaş Türk (!!!) İslamcıların ne tür insanlar olduğunu açıkça gördü. Ayrıca bu şahıs bilsin ki, İslamcılık, geri kalmış Müslüman toplumun ve Cumhuriyet’in dini konularda yaptığı hatalarının ürettiği bir hastalıktır. Bu yönüyle tıpkı Kapitalizmin gayr-ı meşru çocuğu olan Marksizme benzer. Asla milli ve milletçi olamaz. Kin ve nefret üzerine kurgulanmış ütopik bir hareket olarak asla insanı ve ahlâkı önceleyemez. İslamcılar, ümmetçilik sloganıyla sadece başka etnik kimlikçilere veya kimliksizliğe hizmet ederler. Asla Türklüğü kabul etmezler. İhvancı İslamcılık bile Türkiye’deki İslamcılıktan daha tutarlıdır ve millidir. Önce kendi toplumu olan Arap milliyetçiliği üzerine kuruludur. Bizimkiler ise Arapçıdır.
Osmanlı son dönemindeki hiçbir düşünür, İslamcı değildir, İslamlaşma ve İttihad-ı İslam taraftarıdır. Bu da sadece devleti ve toplumu kurtarmak için hangi önceliğe sahip olmalıyız düşüncesinden dolayı kullanılmıştır. Türkçülük de aynı şekildedir. O dönemin Türkçülüğünün ana teması da, öncelikle, siyasi açıdan, devletin ana direği olan Türkleri toparlamalıyız düşüncesidir. Hemen sonra diğer Müslümanları toparlamak gelir. Birilerinin zannettiği gibi ırkçı değillerdir. İslam’ı da asla dışlamazlar. Türkleşme, İslamlaşma ve muasırlaşma, yani Avrupalaşma, yani modernleşme o dönemin aydınlarının en önemli idealidir. Batılılar onları ve Türk dünyasındaki aydınları, yine siyasi anlamda, panislamist ve pantürkist diye suçlamışlardır..
Türklerin dil şuurunu, dil birliğini, mefkûre birliğini, eylem birliğini savunan ve Türk ve İslam dünyasının uyanışı için elinden geleni yapan İsmail Gaspıralı, İslamcı değil Müslümandır ve Türkçüdür. Onun Türkçülüğü de, tıpkı Gökalp gibi Hüseyinzade gibi veya Akçura gibi, kesinlikle ırkçı değildir. Gaspıralı, öncelikle Müslüman Türklerin uyanması ve milli kimliğine sahip olması için uğraşmış, bunun yanında her Müslüman Türk gibi İslam dünyasının uyanması için gayretlerde bulunmuştur. İsmail Gaspıralı, İslam’ı bir meta ve slogan haline asla getirmemiştir. Tam bir Müslüman Türk gibi, kendini ve kendi milletini düzeltmeye çalışmış, başkalarına ayar vermemiştir. Gaspıralı, İslam dininin milli kimliğin, milli şuurun en büyük koruyucusu olduğunun bilincindedir ve asla çağdaş İslamcıların sahte ve enternasyonal ümmetçiliğini savunmaz. O, İslam’ın gerçek anlamda bir kardeşleştirici yönü olduğunun farkındadır. Tercüman’ı eline bile almamış birisinin, çok kitap okumakla birinci el kaynaklardan bilimsel ve fikrî çıkarımlar yapmak arasındaki ayrımı bilmemesi doğaldır.”
Prof. Dr. İbrahim Maraş
A. Ü. İlahiyat fakültesi

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir