Sayın Alev Alatlı, “Taliban üzerinden Afganistan’ı, Afganistan üzerinden de İslam’ı konuşmamalıyız” demiş ve bizi kuşatan politik dile, yani İslamofobiye işaret etmiş. Elbette Taliban, bütün Afganistan’ın zihniyetini ve İslam’ı temsil etmiyor. Batı’nın ürettiği büyük bir İslamofobi olduğu da bir gerçek. Elbette farkında olmak lazım. Ama gerçek şu ki, Müslümanlar büyük bir akıl tutulması yaşıyor, din olmayan her şeyi din zannediyor. İnsan temel hak ve özgürlüklerini önemsemiyor. Tarihin derinliklerinde yaşamayı tercih ediyor. Bugün vahiy gelmiş gibi dini anlamaya ve yaşamaya çalışmıyor. Akıl ve Kur’an merkezli değil tamamen hadis ve rivayet merkezli bir din algısı var. Bıraksanız Türkiye bile çok kısa zamanda Afganistan ve İran’a dönüşebilir. Büyük bir aklî dönüşüme, ceditçiliğe ihtiyaç var. Bu yönüyle İslamofobinin kaynağı bizzat din algımız. Alev Alatlı’nın kendisinin de korktuğu “terminatör Peygamber” kopyalaması Batı eliyle çoktan gerçekleşti. Vahşi kapitalizm, daha önce nasıl vahşi komünizmi doğurduysa şimdi de, “vahşi bir İslam(!!)” doğuruyor. Bu yeni dinin doğmasından sadece Batı sorumlu değil, bizzat Müslüman zihni ve davranışı birinci dereceden sorumlu. Bu yüzden sorun konuşup konuşmamak değil, neyi nasıl konuşacağımız.

İbrahim Maraş