KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. İbrahim Maraş: İSLAMCILIĞIN ÜNİVERSİTEYLE İMTİHANI

İbrahim Maraş: İSLAMCILIĞIN ÜNİVERSİTEYLE İMTİHANI

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
184 0

Bir özel üniversitedeki son olaylar İslamcılığın bilimle ve hakikatle olan imtihanını tekrar gündeme getirdi. Bu şaşılacak bir şey değil. Son zamanlarda üniversitelerimizde yaşananlar, hele ki, İlahiyat Fakültelerindeki durum maalesef vahim. Ülkemizdeki başka bazı özel İslamcı üniversiteler ve epeyce yeni kurulan “king royal university” tarzı fütuhatçı İslamcı birimler, büyük iddialarla kuruldu. Ancak bilim üretmek yerine bürokrasiye atlama tahtasına, siyasi güç üzerinden tarikat/cemaatlerin yığılma alanına döndü.
Amaç, alnı secdeye gelen belirli dini grupların, hiçbir etik kural tanımaksızın, bir yerlere gelmesi, kadrolaşması, yurt dışına gönderilmesi, araştırma fonları olan bilimsel araştırma kurumlarının ve devletin diğer kurumlarının bütçelerinin İslamcı projeler için harcanması idi. Yetmedi İslam ekonomisi bölümleri açılarak olmayan şeyler için kadrolaşma yapıldı. Bütünüyle Arapça açılan İslami İlimler bölümlerinde felsefe ve din bilimlerine dair dersler veriliyormuş gibi yapılarak tamamen ötelendi. İlahiyatlar medreseleştirildi sıra üniversitelere geldi.
Üniversite, bilimler evi, araştırma yeri, hakikatin sınırsızca araştırıldığı özgür beyinlerin yetiştiği yerlerdir. İslam dünyasında beş altı yüz yıl öncesinde bu tarz mekânlar çoktu. Zamanla medreseler bilim üretme yeri olmaktan çıktı. Fideizmin, skolastisizmin merkezi oldu. Ülkemizde, hâlâ, bırakın normal bir bilimsel zihniyeti, dini ilimlerde bile zerre kadar toplumsal fayda ve ilmi ölçütlere uymayan bir bakış açısıyla bitmiş olan medreseleri ve geçmişi yaşatmaya çalışanlar var. Bitmiş olan medreselere güzelleme yapanlar var.
Adı üniversite olsa da, medrese zihniyetini devam ettirmeye çalışan, bunlarla işbirliği yapan yapılar var. Osmanlı Darülfünun kurma zihniyetinin, Osmanlı modernleşmesinin bile çok gerisine, yüzyıllar öncesine giden bir zihin yapısı üniversitelerde bile oluşmaya başladı. Erdemli ve çağını anlayan nesiller yerine dindar nesil yetiştirmeye çalışan bu yeni(!) gelenekçi zihniyet, bilincini geçmişe hapsetmiş, bugünü yeniden oluşturmaya gayret eden değil, geçmişin zihniyetini bugüne getirmeye çalışan ve tabii ki başaramayan travmatik nesil üretiyor.
Bunların sanatsal da olsa çıplak resme tepki göstermesi doğal. Resim çizmenin bile haram olduğu fikriyle yetişmiş, müziği ilahiden ve birkaç enstrümandan ibaret gören, sanattan, estetikten, dünyaya açılmaktan, evrensel bakıştan uzak, din dilini sadece Arapça bilen bir nesil. Bu neslin İslam’ın evrensel mesajını ve bir fıtrat dini olduğunu anlaması mümkün değilken bunlardan bilim üretmesini beklemek hayaldir. Yeri gelmişken olaya sebep olan hocanın, kendisinin de itiraf ettiği geçmişteki ideolojik yaklaşımından ne kadar kurtulduğuna iyi bakılmalı.
İbrahim Maraş

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir