Din İşleri Yüksek Kurulu, şeriat İslam değildir diyenleri itikadi savrulma ile suçlamış. Din işleri yüksek kurulunun bizzat kendisi, ideolojik, politik ve popülist davranıp şeriat ile İslam’ı aynı kabul etmiş. Üstelik devlete ayar vererek akıl ve tecrübeyle yapılan kanunların İlahi iradeye uygun olması gerektiğini savunmuş. Açıklama tam bir akıl tutulması örneği. Din İşlerinin açıklaması aynı zamanda suç oluşturuyor. Madem onların dediği gibi şer’î hükümler İslam ise, Türkiye devleti şu anda bu hükümlere uymamakla hangi konumdadır? Ayrıca bu açıklama ile Din İşleri, Hanefi ve Maturidi çizgiyi de terketmiş oluyor.
Yüksek Kurul, bu açıklamasıyla Taliban’ın, İran’ın vb. şeriat ile ilgili bütün uygulamalarını İslam ile eşitleyerek dine en büyük zararı veriyor. Şeriat denilen şeyin, insanların kendi zaman, mekan ve örflerine göre ürettiği adalete dayalı hususlar olduğunu unutuyor.
Mademki hüküm içeren naslar, iddia ettikleri gibi, bugüne hitap ediyor, fıkhın mevcut içler acısı durumunu açıklasınlar bakalım. Neyi çözmüşler bugüne kadar bilelim. Ayrıca, Din İşleri Kurulu bilsin ki; İslam, Peygamberimizle gelmiş bir din değildir. İslam fıtrat dinidir.
Eğer Kurul, itikadi savrulma arıyorsa, ülkedeki dini grupların sözcülerinin her türlü medya kanalından yaptıkları konuşmaların içeriğine baksın. Öte yandan Kurul, kilise midir ki, tekfircilik yapıp ve kendini otorite gibi görüp akademisyenlere ayar vermektedir.
İbrahim Maraş