Her geçen gün selefilik batağına saplanıyoruz. Göçmenler ile birlikte Türkiye’nin dini dokusu Ortadoğulaştırılıyor. Devletin bir din politikası yok. Hatta cehalete prim veriliyor. Diyanet’in müftüleri camilerde Suriyeli, Filistinli, Iraklı vs. ne idüğü belirsiz sözde büyük alimlere özde katı selefilere ateşli vaazlar verdiriyor. Devlet kavramından yoksun siyasal ümmetçi/İslamcı zihniyet, kafir gördüğü Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya veya dönüştürmeye and içmiş durumda. Türkiye hızla dini açıdan toplumsal kutuplaşmaya, ayrışmaya doğru gidiyor. Artık geniş bir kitle, kanunlara rağmen, çocuklarını ilkokula bile göndermiyor. Merdivenaltı sıbyan mekteplerine gönderiyor.
İlahiyatların zorla isim değişikliği bahanesiyle medreseleştirilmesi ve akılsız İlahiyat projesi hızla devam ederken, diğer yandan bu fakülteler, yine Arap dünyasından selefi hocalarla dolduruluyor. Tarikatçı kadrolaşma almış başını gidiyor. Sırf para için, Arapça eğitim yapmadıkları halde, bu coğrafyalardan gelen Yüksek Lisans öğrencilerine bazı İlahiyatlarda Arapça tezler hazırlattırılıyor
Ayrıca bu coğrafyalardan gelen çok sayıdaki sözde sufi de bizdeki sözde sufiler de tamamen selefileşmiş durumda. Tam bir tarikat enflasyonu yaşanıyor. Bedevilik özendiriliyor. İbrahim Maraş