Bu günlerde dünya iki misilleme yanıtını bekliyor; birincisi Tahran’da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye ve Beyrut’ta Hizbullah’ın askeri komutanı Fuad Şükür’e İsrail tarafından düzenlenen suikasta İran ve vekillerinin vereceği yanıt. İkincisi Rusya’nın, Ukrayna kuvvetlerinin sınırın 30 kilometre derinliğindeki Kursk bölgesine saldırısına, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Rus topraklarının maruz kaldığı ilk coğrafi sızmaya vereceği yanıt.
Hiç şüphe yok ki, iki yanıt ile iki savaşın doğası ve savaşan taraflar arasında pek çok farklılık var, ancak aralarında bazı örtüşmelere de işaret edilebilir. İran açısından Dini Lider Ali Hamaney, ülkesinin Heniyye suikastına karşılık İsrail’e misillemede bulunacağını açıkça söyledi. Askeri danışmanları Tahran’a sadık örgütler ve Ortadoğu’daki vekilleri ile koordinasyon toplantıları yaptı. Tahran, nisan başında Şam’daki konsolosluğunun bombalanmasına ve askeri liderlerinin öldürülmesine, 13-14 Nisan gecesi İsrail’i hedef alan 300’den fazla füze ve İHA’yı içeren bir hava saldırısı ile karşılık vermişti. Bu dikkate alındığında, Tel Aviv’de Heniyye’nin Dini Lider ile görüşmesinden birkaç saat sonra Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın göreve başlama töreni için geldiği Tahran’ın kalbinde öldürülmesi, keza Şükür’ün Hizbullah’ın Beyrut’taki kalesinde öldürülmesi, üyelerini bu eksene mensubiyetin önemi konusunda ikna etmek ve “angajman kurallarını” yeniden tesis etmeye çalışmak için direniş ekseni liderinin daha büyük bir karşılık vermesini gerektiriyor. İran’dan atılacak füze ve İHA’ların yanı sıra, Irak ve Suriye’deki İranlı milis gruplar, Husiler, Hamas, İslami Cihat ve Hizbullah’ın katılımıyla, Tel Aviv ve bazı resmi mevkilerin hedef alınması dahil olmak üzere İsrail’in dört bir yandan bombalanacağına dair beklentiler vardı.
Washington, Tahran’a, sahneyi dikkatle okuması ve ABD’nin kararlı bir yanıtı ile karşılaşacağı için gerilimi tırmandıracak adımlar atmaması yönünde mesajlar gönderdi.
İlk okuma, Tel Aviv’in Tahran ve Beyrut’taki suikastlarla gerilimi tırmandıran bir adım attığı, dolayısıyla İran’ın yanıtının da 13-14 Nisan saldırısının ötesinde ek bir adım içereceği yönünde idi. Tel Aviv “caydırıcılığını” yeniden tesis etmek isterken, Tahran da böyle yapmak istiyor.
Burada soru şuydu; İran, Tel Aviv ile doğrudan çatışmaya yol açacak bir gerilim noktasına ulaşmadan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Lübnan’da Hizbullah’a karşı büyük bir savaş başlatmak için beklediği mazereti sunmadan nasıl misilleme yapabilir?
İran’ın bu soruya verdiği yanıtları zorlaştıran husus, ABD’nin Irak ve Suriye’deki İranlı milis grupların saldırılarına karşı kendi güçlerini korumak için -ki bu bölgelerdeki üsleri ölümlerle sonuçlanan saldırılara maruz kaldı- bölgeye uçak gemileri, askeri teçhizat, uçaklar ve kuvvetler göndermesi, Beyaz Saray’ın Biden-Netanyahu’nun son telefon görüşmesinin ardından yaptığı açıklamaya göre “İsrail’i savunmak” için bir koruma şemsiyesi sağlayacak olması. Washington ayrıca Tahran’a, sahneyi dikkatle okuması ve ABD’nin kararlı bir yanıtı ile karşılaşacağı için gerilimi tırmandıracak adımlar atmaması yönünde mesajlar gönderdi.
Tahran, Rus yetkili Şoygu’dan hava sahasını İsrail saldırılarından korumak için gelişmiş füze sistemleri ve radarlar istedi. Ayrıca Suhoy-35 uçağı edinme arzusunu da dile getirdi.
Karşılıklı hazırlıklar, mesajlar ve tehditler arasında Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakın eski savunma bakanı Sergey Şoygu Tahran’a gitti. Şoygu, üst düzey İranlı liderlerle bir araya gelerek onlara itidalli davranma, hesaplarını “rasyonelleştirme” ve taleplerini dinleme çağrısı yaptı. Tahran, Tel Aviv’den gerçekten intikam almak istiyor ve hava sahasını İsrail saldırılarından korumak için Rusya’dan gelişmiş füze sistemleri ve radarlar talep etti. Ayrıca Suhoy-35 uçağını edinme arzusunu da dile getirdi.
Büyük olasılıkla Putin, İran’a arkadaşı Netanyahu’yu kızdıracak veya İsrail’e varoluşsal zarar verecek silahlar temin etmeyecek. Gelişmiş bir savunma füze sistemi sağlayabilir, ancak hâlâ Rusça konuşan 1 milyondan fazla “vatandaşının” bulunduğu İsrail’in bombalanmasına katkıda bulunacak bombardıman uçakları veya saldırı uçakları sağlaması zor.
Putin’in pozisyonunu okumanın en iyi yolu, gelişmiş veya geleneksel S-400 ve S-300 füze sistemlerinin, İsrail’in Suriye’deki İran mevzilerine yönelik saldırılarının hiçbirini engellemediğini hatırlatmaktır. Netanyahu’nun pozisyonunu okumanın en iyi yolu ise Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline ve doğu bölgelerinin ilhakına karşı düşmanca bir tutum sergilememiş olduğunu hatırlamaktır. Tel Aviv’de mali ve siyasi nüfuz sahibi olan Moskova’ya karşı Kiev’e nasıl askeri destek sağlayabilirdi ki?
İran’ın vekillerinin temkinli saldırılarla İsrail’i ve ABD’yi hedef aldığı doğru ama İsrail’in suikastları Dini Lideri zor durumda bıraktı, bu nedenle vaat edilen şiddetli saldırıları bekliyoruz.
İran’ın İsrail’e misillemesi ile Rusya’nın Ukrayna’ya misillemesi arasındaki örtüşme de buradan kaynaklanıyor. Tahran, Ukrayna’ya karşı savaşında Moskova’ya askeri destek sunuyor. Dahası sınırı geçmeye cüret etmesini cezalandırmak amacıyla Ukrayna’nın sembolik yerlerine İran İHA’ları ile bomba yağdırmak için Rusya’nın bu desteğe ihtiyacı var. Rusya kendisini Ukrayna’nın doğu bölgelerinin derinliklerinde bir savaşa hazırlamıştı ve kendi topraklarının derinliklerini hem de ona eski savaşları hatırlatan Alman tanklarıyla hedef alan bu saldırıya hazırlıklı değildi.
Rus ordusunun saldırıyı durdurduğu doğru ama Kiev’in istediği gibi saldırı sembolik oldu. Birkaç günlüğüne de olsa savaşı Rusya’nın derinliklerine taşıdı ve “Çar”ı şaşırttı. Rusya’nın misilleme saldırılarını bekliyoruz. Aynı şekilde İran’ın vekillerinin temkinli saldırılarla İsrail’i ve ABD’yi hedef aldığı doğru ama İsrail’in suikastları Dini Lideri zor durumda bıraktı, bu nedenle vaat edilen misilleme saldırılarını bekliyoruz.
İki yanıtı birbirine bağlayan bağlar var; Dini Liderin intikamı ve Çarın intikamı.