aslında Putin’in batıya yeni bir ültimatomudur.
Rus gazına bağımlı hale gelen batıya ‘Yeni alternatifler peşinde koşmayın. Azerbaycan ve Hazar bölgesi kaynakları benim kontrolümde. İran ise zaten çaresiz ortak. Körfez bölgesinden boru hattı yolunu Libya ve Suriye’de kapattım. Buradan ancak sıvılaştırılmış gaz tedarikine gidebilirsiniz. Ancak orada da İran müdahelesi gibi bir formülüm ve yüksek maliyet dezavantajınız var ki zaten bu yolla tüm ihtiyaçlarınızı karşılayamazsınız.’ dedi.
Azerbaycan’ın bu tercihi yüz yüze olduğu bölgesel sorunlarda elini güçlendirebilir. Zira Ermenistan savunma paktına üyeliğinden dolayı savaş döneminde sürekli sivil yerleşim bölgelerine füzeler fırlatmış ve Azerbaycan’ı Karabağ dışındaki bölgelere saldırı için tahrik etmişti. Eğer bu yapılırsa Rusya ve diğer ortaklarına müdahale hukuku oluşturulup kaostan çıkacaktı. Bu anlaşma o durumun önünü kesmiş gibi görünüyor. Fakat uzun vadede şüphesiz kayıptır. Maddeler o kadar ayrıntılı yazılmış ki artık Rusya’sız nefes almak bile imkansız hale getirilmiş.
Yaşanan bu gelişmeler büyük umutlarla kurulan Türk Devletler Topluluğu’nu inisiyatif almaya ve bölgedeki gelişmelere yeni şartlar ışığında yaklaşımını sergilemeye mecbur kılmıştır. İnatla bir araya ge(tiri)lemeyen topluluk, kuruluş mantığından uzaklaşmakta ve gittikçe anlamını yitirmeye başlamaktadır. Göstermelik bile olsa bir toplantı düzenlenmesi tarihi sorumluluktur.
Hikmet Arslantürk Kafkassam