KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Hazım Sağıye: Netanyahu ringden çıkarken Reisi ringe giriyor

Hazım Sağıye: Netanyahu ringden çıkarken Reisi ringe giriyor

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
292 0

Ortadoğu’daki mevcut durumu iki lider ve iki hareketle özetlemek mümkün:

Ringi terk eden Binyamin Netanyahu ve ringe giren İbrahim Reisi.

İlkinin çıkışıyla duyulan memnuniyet, ikincisinin dahil olmasıyla yok oluyor.

Bu, Netanyahu’nun İsrail siyasi kadrosu içinde bir istisnayı temsil ettiği veya onun yerini alanlardan çok farklı olduğu anlamına gelmiyor.

Aynı zamanda -rakipsiz seçimlerde birkaç gün içinde İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak göreve başlayacak olan- Reisi’nin İran rejiminde ve yönelimlerinde niteliksel bir değişimi beraberinde getiren bir istisna olduğu anlamına da gelmiyor.

Bununla birlikte dikkate alınması gereken önemli hususlar var:

İsrail’de 12 yıldır görevde olan popülist başbakanın görev süresi sona erdi. Bu Başbakan sık sık yetkisini aşmaya, bireycilikle demokratik süreci etkisizleştirmeye ve bozmaya çalıştı ve çoğu zaman da başarılı oldu.

Eğer halefi Naftali Bennett’in birçok siyasi pozisyonunda ona benzediği ve Filistinlilere karşı ırkçılığını paylaştığı doğruysa, yeni İsrail hükümetinin Netanyahu hükümetinden ayıran iki temel nokta var:

Bunlardan ilki, yeni hükümetin bir koalisyon hükümeti olmasının yanı sıra çok sayıda etkiye ve baskıya maruz kalmasıdır. Yani burada tek bir kafadan bahsetmiyoruz. Bir koalisyon hükümetinin geniş doğası, onu yavaşlatabilir veya etkisiz hale getirebilir.

Bununla birlikte başardığı çok az şey daha geniş bir halk desteği toplayacaktır ve karşılaşacağı en önemli zorluk, “Biz Netanyahu’nun tam tersiyiz” gibi olumsuz bir tanımlamadan “Bu bizim programımız” tarzında olumlu bir tanıma geçmek olacaktır.

Bu bağlamda, Arap azınlığın (İsrail vatandaşı Filistinlilerin) talepleri dahil olmak üzere sosyal sorunlara daha fazla dikkat edilmesi bir rol oynayabilir.

Solun (İşçi Partisi, Meretz) zayıf varlığının yanı sıra Masur Abbas’ın ve Birleşik Arap Listesi’nin desteği bunun için bazı fırsatlar sunmakta.

İkincisi, Ortadoğu’daki ABD politikasına daha duyarlı olmaktır. Joe Biden yönetimi, İsrail’de çok ihtiyaç duyduğu hükümet değişikliği karşısındaki sevincini gizlemedi. Bu, İngiltere’deki G7 Zirvesi sonrasında “ABD’nin dünyaya dönüşü” olarak tanımladığı şeyle yakından ilişkilidir. Gazze’deki son savaştan sonra bu yönetimin öncelikleri ve hesapları arasında Ortadoğu’nun payının artması muhtemeldir. Ayrıca İsrail girdiği maceraların oranında bir düşüşe gidebilir.

Başka bir deyişle Netanyahu’nun çıkışı, ister İsrail’in içindeki Araplar ve sol kesim olsun isterse de ABD ve Avrupa’nın yanı sıra Ramallah’taki yönetim olsun ‘öteki’ ile uyum sağlama eğiliminin bir parçası. Elbette bu gerekenden ve talep edilenden çok daha az. Ancak kesin olan şu ki, Netanyahu ve Likud’un yapabileceklerinden çok daha fazlası olacak.

İbrahim Reisi’nin ringe girmesi tam bir uyumsuzluk durumu ve uyumsuzluğun iktidara yükseltilmesidir.

Bir an için Viyana’daki müzakerecilerin, aralarındaki büyük farklılıkları aştıklarını ve nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmayı başardıklarını varsayalım. Reisi böyle bir anlaşmayı uygulayacak mı?

Eğer Bennett ve Lapid’in, Netanyahu’dan daha az sert olmaları gerektiği söylenebilirse, Reisi kuşkusuz Ruhani ve Zarif’ten daha sert olacaktır. “Devrim Rehberi” Ali Hamaney ile olan mükemmel uyumluluğu, bunu güçlendiriyor. Dahası Reisi, bilinen siyasi tutumlarının ötesinde politikalarını destekleyen kültürel duruşlarıyla da bilinmektedir. Batı kültürüne tüm biçimleri ile düşmanlık ve karma eğitime karşı olması bunlardan bazılarıdır.

Reisi’nin uyum sağlayamadığı ‘öteki’ bizatihi ülkenin kendi içinde başlıyor ve siyasi mahkumların infazlarının öne çıkan faillerinden biri olduğu 1988 yılına kadar uzanıyor.

2019 yılında başkanlık yaptığı yargıdaki kariyeri, burada başkan yardımcılığı yaptığı 2004 yılında başlıyor. Mahmud Haşimi ve sonra Sadık Laricani’nin yardımcısı olarak görev yaptı. O zamandan 2009’daki Yeşil Devrim’in bastırılmasına kadar muhaliflere, öğrenciler ve kadın erkek eşitliğini talep edenlere kadar uzanan insan hakları ihlalleri dağ haline geldi. Bu durum insan haklarının önceliklerinin başında geldiğini söyleyen Biden yönetimiyle anlaşma şansını azaltıyor.

Yani İsrail’de küçük bir açılış, İran’da ise büyük bir kapanışla karşı karşıyayız.

Şüphesiz bu, çatışmaların çözümü veya pek çok kişinin arzuladığı istikrar için iyiye işaret değil.

Hazım Sağıye şarkulavsat

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir