ABD’de yapılan başkanlık seçimlerinden sonra 20 Ocak’ta yemin ederek başkanlık makamına oturan Biden hızlı bir şekilde uygulayacakları dış politika konusunda çalışmaya başlamıştı. Pandemiden dolayı dünya liderleri ile yüz yüze görüşme konusunda son derece hassas davranıldığı için genelde telefon görüşmeleri ile durum değerlendirilmesi yapılmıştı. Türkiye ABD ilişkileri açısından 14 Haziran’da Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’in Brüksel’de düzenlenecek NATO liderler zirvesi çerçevesinde ilk kez yüz yüze bir görüşme gerçekleştirecek. Biden, Erdoğan ile sadece 23 Nisan’da bir telefon görüşmesi yapmış ve 24 Nisan’da Ermeni kırımının yıl dönümü vesilesiyle “soykırım” ifadesini kullanacağı konusunda Erdoğan’ı bilgilendirmişti. Biden’in geçmiş dönemlerde Erdoğan hakkındaki görüşleri ve Ermeni meselesindeki adresine teslim açıklaması üzerinden basın çok fazla tartışma gerçekleştirmişti. F 35 projesi, S 400 meselesi üzerinden oluşturulan olumsuz hava Türkiye ABD ilişkilerinde müthiş bir gerginlik sürecini başlattığı artık herkes tarafından dillendiriliyor.
ABDli şirketler ile toplantı
Erdoğan, Joe Biden ile görüşmesi öncesinde ABD’li dev şirketlerin üst düzey yöneticileriyle bir araya gelerek basın üzerinden oluşturulan olumsuz havayı bir az olsun dağıtmak adına Boeing, Amazon, Microsoft, Kellogg, PepsiCo, Cisco, Procter & Gamble ve Johnson & Johnson’ın da bulunduğu 20 kadar şirketin üst düzey yöneticilerinin katıldığını sanal bir toplantı gerçekleştirdi.
Video konferans görüşmesinde konuşan Erdoğan, zaman zaman yaşanan fikir ayrılıklarına rağmen Amerika ile Suriye’den Libya’ya, terörle mücadeleden enerjiye, ticaretten yatırımlara kadar geniş bir yelpazede ciddi iş birliği potansiyeli bulunduğunu belirtti. “100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmak için samimi, saygılı, ortak çıkarlara ve değerlere dayanan bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz. Çelik ve alüminyum sektöründeki ilave tarifeler, Türkiye’nin genelleştirilmiş tercihler sistemi dışında bırakılması, Türkiye menşeli ihraç ürünlerine yönelik anti-damping önlemleri gibi adımlar bize yakışmıyor. Bu konularda Amerika’dan daha yapıcı hareket etmesini bekliyoruz” şeklinde ifadeler kullandı.
Erdoğan, “Başkan Biden’ın 1915 olayları hakkında yaptığı açıklama ilişkilerimize ilave yük getirse de Sayın Biden ile NATO zirvesinde gerçekleştireceğimiz görüşmenin yeni dönemin habercisi olacağına inanıyorum” diye konuşmasına devam etti. Erdoğan’ın ABD’li dev şirketlerin yöneticileriyle görüşmesi, Biden ile buluşması öncesinde nabız yoklama ve bir yumuşama zemini bulma arayışları olarak değerlendirilmekle beraber 14 Haziran öncesi atılacak adımların başlangıcı olduğuna işaret etmek gerekir.
Çevrim içi konferansta Erdoğan, “19 yıldır reform gündeminden asla kopmadıklarını” ifade etikten sonra Pandemi kısıtlamaları konusunda “Haziran’da normalleşmeyi hedefliyoruz” diyerek ABDli büyük firmalar üzerinden hem reformlar ve hem de normalleşmenin Türkiye açısından yatırım yapılabilir bir ülke olması vurgusu toplantının ana fikirlerinden olarak görülmüştür. Bu toplantı Türkiye ABD ilişkilerine yön verebilmek için yeterli değildir.
Dışişleri bürokrasisi bu görüşmeye iyi hazırlanmalıdır
Erdoğan Biden görüşmesi öncesi ABD’li büyük firmalar ile gerçekleştirilen bu toplantı tek başına yeterli olmayacağı herkes tarafından iyi bilinmektedir. Türk dışişleri bürokratları Erdoğan Biden görüşmesi öncesi Türkiye’de oluşturulacak olan olumsuz atmosferin etkisinde kalmamalı. Erdoğan eli güçlü bir şekilde Biden ile görüşme atmosferine hazırlanmalıdır. İç kamuoyu üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan olumsuz havanın amaçlarından biri de bu toplantıya etki etmektir. Türkiye’nin gelecek yıllardaki politikaları bu toplantıya göre şekilleneceği için toplantı öncesi olabilecek tüm kriz ve problemler hesap edilerek hazırlanılmalıdır. ABDli dış politika bürokratları ile Erdoğan Biden görüşmesi öncesi yapılan görüşmelerde Erdoğan Biden görüşmesinin psikolojik atmosferinin yönü konusunda inisiyatif ABD’li bürokratlara bırakılmamalıdır. Türkiye’deki muhalefetin yıpratıcı söylemleri, kamuoyunu meşgul eden ve iktidarı zor duruma sokan video restleşmeleri, ekonomik kriz manipleleri Erdoğan Biden görüşmesi öncesi daha da artış gösterecek ve bu siyasi ekonomik belirsizlik görüşmeye damgasını vuracak. Onun için basın üzerinden kamuoyu üzerinden ekonomik kriz ve siyasi belirsizlik tablosu üzerinden oluşturulmaya çalışılan hava ile Erdoğan’ın eli zayıflatılmak, psikolojisi dağıtılmak isteniyor. İşte bu noktada Devlet Bahçeli’nin her zamanki gibi hükümete verdiği en kritik anlardaki karşılık beklemeden verdiği destek şimdi çok daha önemli ve anlamlıdır. Fakat bu görüşme istenildiği gibi geçsin ve ya geçmesin hemen peşinden Erdoğan’ın yapacağı büyük sosyal siyasi ve ekonomik reformlar söz konusu olacaktır. Erdoğan iğneyi kendine çuvaldızı 20 yıllık icraatlarına batırarak büyük bir ameliyat gerçekleştirmez ise kendisi ve Türkiye için gerçekten karanlık günler yakın demektir.
Türkiye ABD için vazgeçilemez müttefiktir
ABD’nin Biden ile uygulamaya koyacağı yenidünya stratejisinde Türkiye her zamanki gibi vazgeçilemez konumdadır. Rusya-Çin-İran Biden’in hedef stratejisidir ve bu süreçte Türkiye ABD ile müttefiklik ilişkilerini en üst düzeyde devam ettirirken aynı zamanda Rusya ile Karadeniz üzerinden komşuluk ilişkilerini de sürdürmek zorundadır. İran’ın nükleer silah elde etme girişimleri, Haziran ayında gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası olası gelişmeler ABD tarafından yakından takip edildiği gibi Türkiye açısından da son derece önemli gelişmelere gebe bir Ortadoğu haritası Erdoğan Biden görüşmesinde Türkiye’nin elindeki güçlü kozdur. Çin ise başlı başına üzerinden durulması gereken bir muamma olarak dünyanın karşısında dururken Biden’in Türkiye düşmanlığı yağacağı tezi üzerinden hareketle Erdoğan’ın psikolojisini etkilemeye çalışmak ne derece doğrudur. Erdoğan Biden görüşmesi Türkiye için önemli olduğu kadar ABD için ise daha önemli olduğunu söylemek gerekir.
Hasan Oktay