Hasan Oktay: Amerika, Türkiye birlikte Suriye sürecini tasarlıyor
Erbil (Rûdaw) – KAFKASSAM Başkanı Hasan Oktay, Türkiye’nin Ortadağu ülkeleri için model ülke olacağını belirterek, ABD’nin, Suriye’nin siyasi inşası için Türkiye ile birlikte çalıştığını söyledi. Hasan Oktay, “Türkiye modeli söz konusu. Bu anlamda da Amerika Türkiye birlikte bu süreci yürütmeye çalışıyorlar” dedi.
ABD’nin Ortadoğu politikasının değişmeye başladığını ve ABD’nin İran’la anlaşmaya, İsrail’i önceliği olmaktan çılarmaya başladığını söyleyen Oktay, bunu “Ortadoğu’da Amerika şimdiye kadar İran karşıtlığı, İsrail yandaşlığı olarak yürüttüğü politikaları adeta devrim niteliğinde yer değiştiriyor” şeklinde ifade etti.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisinin aynı Zamanda ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak atanmasının ABD’nin Suriye’yi şekillendirme sürecinde Türkiye ile ortak hareket edeceğini göstediğini belirten Oktay DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin Türkiye ile iki aydır görüştüklerini açıkladığına dikkati çekti.
“Barış süreci normal ilerleyişini devam ettiriyor”
Rûdaw 15.00 bültenine katılan KAFKASSAM Başkanı Hasan Oktay şu değerlendirmeleri yaptı:
“Türkiye’de biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde hızlanarak artan bir barış süreci görüşmeleri ve kamuoyunda tartışmalar söz konusu. Gelinen noktada bayramdan önce bir af çıkartılarak daha önceki süreçlerde hapishanede bulunan PKK mensuplarının önemli bir kısmına af getirilme süreci konuşuluyor. Bunun da bayrama kadar yetiştirilmesiyle ilgili bir çalışma söz konusu. Biliyorsunuz Dem Partisi geçtiğimiz günlerde Mecliste grubu olan partilerle görüşme arzusundaydı. Milliyetçi Hareket Partisi ile görüştü, Adalet ve Kalkınma Partisi ile görüştü ve süreç olgunlaştırmaya çalışılıyor. Her iki taraf da yani DEM Partisi taraftarları da Cumhur İttifakı’nın taraftarları da bu süreçten hem temkinli hem de umutlu bir şekilde işin tesis edilmesini gözlemektedirler. Yani Türkiye’de gözlemlenen atmosfer şu anda ufak tefek itirazlar olmasına rağmen genel anlamda bir memnuniyet söz konusu ve bu memnuniyetin de siyasal yansımaları söz konusu olacak. DEM Parti Meclisteki sorunların çözülmesi noktasında katkı sağlayacak. Bunun yanında da Cumhur İttifakı da büyük ihtimalle DEM Partisi’nin bazı talepleri söz konusu onları yerine getirecek ilk adım olarak işte hapishanedeki bazı suçluların serbest bırakılması söz konusu olacak. Böyle olunca da şu an itibariyle barış süreci olarak ifade edilen sürecin kendi seyri içerisinde normal ilerleyişin devam ettiğini söylemek mümkün.
Mazlum Abdi’nin demeci
Mazlum Abdi’nin basına yansıyan, -biz de Rûdaw üzerinden takip ettik- yansıyan demecinde oldukça önemli ipuçları verdi. 2-3 aydır Türkiye ile görüştüklerini ifade ettiler. Bu önemli. Mazlum Abdi hem temenni etti hem de iki aydır doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye ile görüştüklerini ifade etti. Ve ortam olgunlaşırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da görüşmek istediğini ifade etti. Anlaşılan o ki Mazlum Abdi’yle Türkiye kapalı kapıları ardından görüşmelerini sürdürüyor ve Suriye’de gelecekle ilgili bazı tasarımlar gerçekleşiyor. Aslında, Amerika’nın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın daha sonra Amerika’nın Ankara Büyükelçisi olarak atanan Tom Barrack’ın bu süreçle ilgili çalışmaları zaman zaman basına kırıntı haber olsa da yansıyordu. Oradan aldığımız bilgiler bu Abdi’nin yapmış olduğu açıklamalara baktığımızda ve özellikle Amerika’nın IŞİD konusunda verilen mücadelenin yüzde 90 oranında başarılı olduğu sözü önümüzdeki günlerde Suriye’de Amerika’nın da Türkiye’nin de beklentilerine cevap verecek bazı hareketlilikler olacak ve bu hareketlilikler içerisinde de Abdi ile Türkiye yetkililerinin basına açık görüşme olasılığı söz konusu. Tabii Türkiye özellikle Amerika ile Ortadoğu’nun şekilenmesi konusunda yapmış oldukları görüşmeler ve varılan mutabakat Amerika’nın İran’la 30 yıldır, 40 yıldır karşı durmasını devre dışı bırakarak İran’la 5. görüşmesini gerçekleştirip bir anlaşma zeminine ulaşacak olmaları Ortadoğu’da paradigmayı yeniden değiştirecek. Bu paradigmanın değişimi sürecinde Amerika bölgede İsrail-İran gerginliği üzerinde mi bölgeyi yönetecek veyahut da Türkiye’nin bölgeye rol model olma süreciyle mi hareket edecek? Bu ayrım noktasına gelen Amerika büyük ihtimalle geçtiğimiz günlerde Trump ile Netanyahu’nun Amerika’daki görüşmeler esnasında Trump’ın ‘Erdoğan dostumdur’ Netanyahu’ya hitap ederek ‘eğer Erdoğan’la bir sorunun varsa makul olmak kaydıyla çözerim’ ifadesini kullandıktan iki dakika sonra İran ile görüşmelerin başlayacağını ifade etti. Yani bu şu demek, Ortadoğu’da Amerika şimdiye kadar İran karşıtlığı, İsrail yandaşlığı olarak yürüttüğü politikaları adeta devrim niteliğinde yer değiştiriyor. Amerika bundan sonraki süreçte İran’la problem yaşamak istemiyor ve İsrail’e göre önceliklerini öne çıkarmak istemiyor. İsrail’i biraz baskılayacak. İran’la bir barış ortamı oluştuğunda bunda hem IŞİD devre dışı kalmış olacak hem de Ortadoğu’da Türkiye’nin tezleri biraz daha ön plana çıkacak. Çünkü Türkiye’de başta İran, Irak, Suriye, Lübnan ve İsrail olmak üzere bu bölgelere sistem transfer edebilecek bir birikim söz konusu. Bu Amerika’nın da istediği bir durum.
“Bugün Kürtler Suriye’de ciddi anlamda bir dengenin tarafı oldular”
Türkiye’de laik, demokratik, çağdaş, insan haklarının hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem söz konusu… Geçtiğimiz yıllarda Suriye’de Kürtlere kimlik kartı bile verilmezken bugün Kürtler Suriye’de ciddi anlamda bir dengenin tarafı oldular. Ama burada IŞİD konusunda Amerikalılar ile kısa da olsa bir yol yürüdüler ve Amerika IŞİD konusunda ‘hedefimize ulaştık’ ifadesini kullandıktan sonra bölgede artık, bakın İsrail ile politikalarını gözden geçiren Amerika bölgede IŞİD’e karşı mücadele veren SDG ile de yollarını gözden geçirecek ve Türkiye modeline Amerika hızlı bir şekilde dönmeye başladı.
“Bu sistem içerisinde Kürtler kendine yer bulmaya çalışacak”
Amerika’nın Suriye Özel Temsilcisi’ni Türkiye’ye büyükelçi ataması, bölgede Amerika ile birlikte Türkiye’nin süreci birlikte tasarlayacakları ve burada da Kürtlere mümkün olduğu kadar en üst noktada verilebilecek bütün altyapı, sistemin içerisinde yer alma ve kendini ifade etme özgürlükleri rahat bir şekilde verilecek ama Türkiye sürekli şunu söylüyor. Toprak bütünlüğü, insan hakları, hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem. Bu sistem içerisinde Kürtler kendine yer bulmaya çalışacak. Özellikle Türkiye’nin ifade ettiği ‘merkezi hükümetin içerisinde yer alsınlar Suriye’de yaşayan bütün unsurlar.’ Çünkü Suriye’de daha önce azınlığın çoğunluğa tahkim ettiği bir sistem vardı. Lübnan’da ise sistem anlaşılsın diye söylüyorum. Her unsur, her dini inanç, her etnik grup yönetimin bir organını oluşturduğu için bu organlar birleşip bir devlet sürecini yürütemediler. Onun için Lübnan’da sistem tıkandı. Bugün Suriye’de yeni bir sistem kurulurken bir daha geriye dönüp biz nerede hata yaptık dememek adına şu anda en pratik Türkiye modeli söz konusu. Bu anlamda da Amerika Türkiye birlikte bu süreci yürütmeye çalışıyorlar.”
https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/3105202514
Share this content:
Yorum gönder