Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişiminin etno-kültürel bir bileşeni olarak Rus-Türk ailelerinin sosyal bağlamı
Bu makale (Rusçadan Türkçeye tercüme edilmiştir) Rusya Federasyonu Ethnosocium Bilimsel ve sosyo-politik dergi Uluslararası Yayıncılık Merkezi’nin yayınladığı “İNANÇ MİSYONU” adlı Rus Bilim Dergisinde yayınlanmıştır. Bu dergi Rusya Federasyonu Yüksek Tasdik Devlet Komisyonu, Rus Bilim Alıntılama Endeksi, Uluslararası Bilim Alıntılama Endeksi, Rusya Federasyonu Kültür Bakanlığı Ulusal Elektronik Kütüphanesi (NEL) kuruluşlularına akreditedir. Derginin misyonu, küresel tehditler karşısında her inançtan insanı, yenilikçi fikirleri ve yapıcı düşünceleri bir araya getirmektir.
Rusya ve Türkiye, sadece diplomatik kanallarla değil, aynı zamanda karşılıklı ekonomik ve kültürel alışverişlerin aktif bir şekilde geliştirilmesi yoluyla da gelişme gösteren uzun süren ikili ilişkilere sahiptir.
Aynı zamanda Rusya ve Türkiye tarihsel olarak Rus-Türk ailelerinin oluşturduğu sosyal ilişkilerle de birbirine bağlıdır. İki devlet, birbirlerine akrabalık bağlarıyla bağlı olan çok uluslu bir yapıya sahiptirler. Rusya ve Türkiye’nin ortak noktası, iki ülkenin etnik unsurlarının niteliksel olarak birbirlerine benziyor olmasıdır. Nitekim, kültürel bileşen, bir ülke yurttaşının diğer ulusa ait fertleriyle etkileşim kurarken kendilerini ifade edebilmeleri için gerekli araçları ifade etmektedir. Rus-Türk ailelerinin tarihsel gelişmelerin mahsusluğuna bağlı olarak oluştuğunu da unutmamak gerekir. Örneğin, bugün Rusya’nın bir bölümünde yaşayan Çerkez halkının XIX. yüzyılda Türkiye ile yakın ticaret, kültürel ve sosyal alanlarda ilişkileri vardı; bu da zaman içinde Çerkez halkının Türkiye topraklarında ikamet etmesine ve Çerkezlerin Türkiye’ye tam uyum sağlama sürecini oluşturdu.
Günümüzde ise Rus-Türk ailelerinin toplumsal yapısı önemli ölçüde değişmiştir. Farklı sosyal etnik gruplara mensup Rus vatandaşları Türk vatandaşlarıyla evlenmektedirler. Bu husus, Rusya’da Türk vatandaşlarıyla aile kuran örneğin Buryat veya Nenets halklarının fertlerinin sayısını tespit etmek için ayrı bir uygulamalı araştırma yapmanın gerekli olmadığını da göstermektedir. Aynı zamanda, Türkiye’nin çok uluslu yapısı ve geleneklerine bağlı olan tutumu, farklı halkları temsil eden Türk vatandaşları için de benzer bir uygulamalı araştırma sorunu yaratmaktadır. Rus-Türk ailelerinin sosyal bağlamının, iki devletin vatandaşlarının ortak kimliği ile ilişkili olarak araştırılması mümkün görünmektedir. Öyle ki, Rusya ve Türkiye arasındaki devlet içi ve devletler arası ilişkilerin geliştirilmesinin önceliği, kültürlerin çeşitliliğini ve insanların toplumsal kalkınmaya katkıda bulunma potansiyelini vurgulayan iyi komşuluk için alt zeminin oluşturulmasında yatmaktadır.
Verilere göre, şu anda Türkiye’de 200.000’den fazla Rus-Türk çift yaşamaktadır ve bunların çoğunluğu Türk vatandaşı erkekler ve Rus vatandaşı kadınlardan oluşmaktadır. Daha az oranda da olsa, bu çiftler arasında tam tersi bir durum da söz konusu. Türk diplomatik misyon temsilcileri bu tür karma evliliklerin çoğunlukla olumlu olduğunu belirtmektedir. Rus-Türk ailelerin oluşmasının en önemli tetikleyici unsuru, Türk ulusal ekonomisinin önde gelen gelir kaynaklarından biri olan turizmdir. Türk diplomatik misyon temsilcilerine göre, Rusya’dan turist akışı önümüzdeki yıllarda artacak ve bu da Rus-Türk ailelerinin sayısını etkileyeceği yönündedir. Aynı zamanda, Türkiye’nin Rusya Federasyonu eski Büyükelçisi Mehmet Samsar’a göre; Türkiye’nin beklentisinin Rus-Türk evliliklerinde iki kültürün önemli bir direğini oluşturan melez çocuklar sayesinde devletlerarası bağları güçleneceği yönündedir.
Kuchmaeva O.V. ve Rostovskaya T.K. isimli Rus bilimsel araştırmacılar 2015-2019 yılları arasındaki Rus-Türk ailelerine ilişkin daha önce istatistikler yayınlamışlardı. Söz konusu yazarların Rus-Türk evliliklerine istinaden yayınladığı verilerine göre, 2015 yılında Rusya Federasyonu vatandaşı olarak Türk kadınlarıyla evlenen Rus erkeklerin sayısı 19 kişi iken, Rusya vatandaşı olup da Türk erkekleriyle evlenen Rus kadınların sayısı ise 1.522 kişi olduğu yönündedir. 2019 yılında, Türk vatandaşlarıyla evli Rus erkek ve kadınların aynı oranı sırasıyla 18 ve 1.259’dur. Bu verilere göre, Rus vatandaşları ile Türk vatandaşları arasında bir aile kurma isteği olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Ancak, Rus-Türk aileleri, kişilerin kendi rızasıyla, yani gönüllü olarak kurulmaktadır. Diğer yandan, O.V. Kuchmaeva ve T.K. Rostovskaya, karma evliliklerde olduğu gibi Rus-Türk ailelerinde de mekânsal-coğrafi, etnik ve kültürel farklılıkların daha belirgin olduğuna ve bunların toplamının yeni bir tür etno-kültürel bileşenin oluşumuna katkıda bulunduğuna inanma eğilimindedirler. Bu tür birliktelikler, akrabalık ilişkilerinin oluşması yoluyla kültürlerin yakınlaşmasına olumlu katkı sağlamakta ve ikinci nesil aracılığıyla devletlerarası ilişkilerde ulus ötesi faktörleri geliştirmektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, 2015 yılında nispeten daha yüksek olmasına rağmen, 2021 yılında Rusya’dan erkek ve kadınların Türk vatandaşlarıyla evliliklerinin artık lider konumda olmadığını göstermektedir. Bu eğilim, Türk vatandaşları tarafından yapılan karma evliliklerin genel yaygınlığı ile ilişkilidir. Karma evliliklerin sayısındaki azalmanın, Türk vatandaşlarının kişisel tercihlerinin doğrudan kendi vatandaşları lehine değişmesinden kaynaklanması kuvvetle muhtemeldir.
Rus-Türk ailelerinin kendine has özgünlüğü kültürel ve bazen de dini farklılıklarda yatmaktadır. Birleştirici faktör ise, tarihsel olarak iki ulusun gelenek ve göreneklere olan tutumunun benzeri özellikler taşıyor olmasıdır. Rus ve Türk dünya görüşleri arasında geleneklere ilişkin özdeş yaklaşımlar; aile ve çocukların toplumdaki değeri, büyüklere saygı, karşılıklı yardım ve dayanışmadır.
Rusça ve Türkçenin farklı dil gruplarına ait olmasına, Rus ve Türk halklarının farklı tarihsel gelişimlere sahip olmasına rağmen, mantalite ve dünya görüşünün yanı sıra genel olarak yaşam algısı da iki ülke arasındaki karma evliliklerin uyumuna elverişlidir. Türk erkeklerinin Rus kadınlarına yönelik beklentilerinin oluşu ve Rus kadınlarının aile değerlerini koruma amaçlı nesiller arası iletişimi geliştirmeye yatkın olması bu uyumu doğrulanmaktadır.
Rusya’nın sosyal bileşeni, kadın liderliğini ve hoşgörüsünü arttırmakta, bu da benzersiz zihinsel kombinasyonlara sahip Rus kadınlarının toplumda daha çok yer almasına dönüşmektedir. En önemli faktör, Türk ve Rus vatandaşlarının erkeğin aile içindeki rolünü ve çocuk yetiştirme sürecinde eşler arasındaki rol dağılımını aynı şekilde algılamalarıdır. Ayrıca, Doğu zihniyeti; Türk gerçekliğindeki yaşam biçimini kabul etmeye hazır olan, aile içinde ve akrabalar arasında Rus akrabalık bağları sistemiyle örtüşen bir ilişkiler sistemini kabul eden potansiyel Rus kadınları kategorisini de kapsamaktadır.
Genel kanı yalnızca Rus Müslüman kadınlarının Türk vatandaşlarıyla evlendiği yönündedir; aslında Rusya vatandaşı kadınları arasında inanç tercihlerinin çeşitliliği hem Türk hem de Rus vatandaşları arasında evlilik partneri seçiminin inanca dayalı olarak belirlenmediğini göstermektedir. Bununla birlikte, Rus-Türk evliliklerinde eşler aynı inanca sahipse, bu tür çiftlerde birbirlerinin kültürel geçmişine uyum daha da yoğun yaşanmaktadır. Bu adaptasyonun hızlanmasıyla, aile içindeki ilişkilerin uyum derecesi ve fertlerin kendilerini eşlerinin ülkelerinin bir parçası olarak tanımlamasının yanı sıra, diğer eşin memleketinin bir bütün olarak algılanması da en sorunsuz şekilde gerçekleşmektedir.
Türkiye ve Rusya Devletlerinin kendi aralarında ticaret ve turizm ilişkilerini geliştirmelerini arzulaması, Rus-Türk ailelerinin önemini ve korunmasını daha baskın olarak ortaya koymaktadır. Nitekim, Türkiye ve Rusya’da genişleyen Türk-Rus diasporası ve ticari mal alışverişi, karma ailelerin ekonomik bileşeninin güçlenmesini sağlamakta, bu da hem devletlerarası ilişkileri hem de Rus-Türk ailelerinin önemini olumlu yönde etkilemektedir. İki devletin kültürlerinin birer taşıyıcıları olarak Rus-Türk evliliklerinden oluşan bireyler, iki dilli düşünme yoluyla gelişen ve kendini iki devletle ayrılmaz bir şekilde özdeşleştiren ikinci neslin oluşumunu önemli ölçüde etkilemektedir.
Rusya’daki resmi istatistik verilerine göre, Rusya topraklarındaki Türk vatandaşları, “uzak ülkelerden gelen yabancı uyruklu babalar” arasında lider konumda yer almaktadır. Bu da çocuklu Rus-Türk ailelerinin sadece Türkiye’de değil; Rusya’da da ayrı bir nüfus kategorisi oluşturduğu anlamına gelmektedir. Buna ek olarak, Rusya Hükümeti’nin yeni doğan bebekler ve aileleri için sağlamış olduğu sosyal imkanları göz önünde bulundurduğumuzda, Rusya’da evli Türk vatandaşları ikinci neslin yetiştirilmesi ve geliştirilmesi için Rusya’da yaşamanın elverişli imkanlar sağladığını düşünmektedirler.
Rus mevzuatının, eşlerden en az birinin Rus vatandaşı olması halinde aileye maddi ve manevi sosyal yardım sağlanmasına yönelik hükümler içerdiği göz önüne alındığında, Rusya Hükümeti’nin Rus-Türk ailelerinin kurulmasına olumlu baktığını belirtmek gerekir. Şu anda Rusya’daki Rus-Türk aileleri, günlük yaşamın çeşitli alanlarında kapsamlı olanaklara sahiptir. Rusya bir yandan demografik yapısını geliştirmek için çaba sarf ederken; diğer yandan bir çocuk doğduğunda her iki ebeveynin de Rus vatandaşlığına sahip olması gerekliliği üzerinde durmamaktadır. Öte yandan Rusya, karma evliliklerden doğan çocukların kendi öz memleketlerinde yerleştirilmesini de zorunlu kılmamaktadır. Özetle, Rusya mevzuatlarına göre, Hükümet, Rusya’da doğan çocuğun menfaatlerini karşılamaya hazır durumda olduğu gözlemlenmektedir.
Dolayısıyla, Rusya-Türkiye ülke ilişkileri bağlamında, Rus-Türk ailelerine yönelik sosyal destek konusu, yeni iş birliği türlerinin oluşturulmasının önünde bir engel teşkil etmemektedir. Sorun, Rus-Türk karma evliliği yapan bir Rus vatandaşının yardıma ihtiyaç duyması halinde konsolosluk konularının çözüme kavuşturulmasında yaşanmaktadır. Oysa karma aile yapıları Rusya ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin diğer alanlarda da geliştirilmesi için elverişli faktörleri güçlendirmektedir.
Rus vatandaşları için Türkiye’nin ve Türk vatandaşları için Rusya’nın en güvenli yaşam koşullarına sahip ülkeler olduğunu da belirtmek gerekir. Diğer ülkelerdeki istatistiklere göre, Rus vatandaşları için Rus-Türk evliliklerinin müreffeh aile kurma yolu olmadığı yönündedir. Oysa ki, Türkiye-Rusya arasındaki geleneksel unsurlardaki benzerlik ve ailesel değerler, Rus-Türk ailelerinin gelişimi ve ikinci neslin her iki ebeveynin kültürlerine saygı çerçevesinde yetiştirilmesine ilişkin iyimser tahminleri doğrulamaktadır.
Turizmin rolü üzerinden aile kurma nedeni Türkiye’de Rusya’ya kıyasla daha fazla görülmektedir. Rus-Türk ailelerinin kurulmasının olası nedenlerinin doğrudan Rusya merkezli bakacak olursak, bu nedenler genellikle Rusya’da yaşayan Türk vatandaşlarının mesleki faaliyetler ve kültürel değişimlerden kaynaklandığı yönündedir.
Farklı yaklaşımlar, Rus-Türk ailelerini desteklemeyi amaçlayan herhangi bir Rus ya da Türk devlet programının yönü ile ilgili değildir. Bu doğrultudaki görüşler ikili ilişkilerin niteliğini etkilememektedir. Bununla birlikte, Rus-Türk ailelerinin kurulma nedenlerine ilişkin algının özgünlüğü, iki ülke vatandaşlarının Rusya veya Türkiye topraklarındaki rolünün karakterizasyonuna işaret etmektedir.
Rus-Türk ailelerinin toplumsal bağlamını göz önünde bulundurursak, aşağıdaki faktörlerin ana hatlarıyla belirtilmesi gerekir:
o Rus-Türk ailesi hem Rus hem de Türk toplumunun çeşitli sosyal yönlerden refahının en belirgin göstergesidir;
o Rus-Türk ailesi, Rus-Türk ilişkileri bağlamında iki ülkedeki sosyal gelişimin en belirgin unsurudur;
o Rus-Türk ailesinin gelişimi, ikamet ettiği topraklardan bağımsız olarak sosyal ilişkilerin kültürler arası ayrı bir yönünü oluşturur;
o Rus-Türk ailesinin toplumun bir bileşeni olarak varlığı, yıkıcı sosyal ve etnik tutumların uyumlaştırılmasına katkıda bulunur ve bu da bir kişinin rasyonel algısının sistematik hale gelmesine yol açar;
o Karma evlilik, eşlerin iki devletin ekonomik ve diğer koşullarına dayalı olarak daimî ikamet bölgesini seçmeleri için kullanılabilecek bir araçtır;
o Birçok cinsiyet sürecindeki küreselleşmenin arka planına karşı, Rus-Türk ailesinde örneklendiği gibi etnik gruplar arası evlilik, ikinci neslin geleneksel yetiştirilme tarzının korunmasına katkıda bulunmaktadır;
o Rus-Türk aileleri bazı temel sosyal, psikolojik ve kültürel farklılıklarla ilgili risk faktörleriyle karşı karşıya kalabilir;
o Rusya ve Türkiye örneğinde etnik gruplar arası evliliklerin gerçekleşmesi, toplumsal bağlamı belirli bir devletin topraklarındaki genel kabul gören bağlamla örtüşmeyebilecek bir toplum kategorisinin varlığına tanıklık edebilir;
o Karma evliliklerde doğan çocuklar genellikle daha yüksek bir entelektüel seviyeye sahip olurlar ve ebeveynlerini örnek alarak kendi karma evliliklerini kurma olasılıkları daha yüksektir;
o Rus-Türk ailelerinde çocukların varlığı, boşanma sürecinde çocukların refahı ve geleceği ile ilgili hukuki konuların çözümünde bir engel teşkil edebilir;
o Etnik gruplar arası evliliklerin oluşması, iki devletin etnik ve kültürel hoşgörüyü amaçlayan iyi komşuluk programları geliştirmesini uygun kılmaktadır.
İyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi, söz konusu ailelerin fazlaca olması nedeniyle Rusya-Türkiye ilişkilerinin odağında yer almaya devam etmelidir. Halihazırda bu tür çalışmalar neredeyse yok denecek kadar azdır, çünkü odak noktası bir bütün olarak Rus veya Türk diasporasında sıkışık kalmıştır. Rusya’nın Türkiye’deki ve Türkiye’nin Rusya’daki büyükelçiliklerinde aşağıdaki işlevleri yerine getirecek Komşuluk Merkezleri kurulmalıdır:
o Rus-Türk aile bireylerinin aracılığıyla iki ülkenin ekonomik kalkınması için mekanizmaların oluşturulması;
o Rus-Türk aileleri için her iki ülkenin yasal olanakları aracılığıyla sosyal desteği bir araya getirmek;
o Rusya ve Türkiye’nin kültürel özelliklerini ve geleneklerini tanıtmayı amaçlayan iletişim ağı faaliyetleri düzenlemek;
o İki ülkede ikamet etmeyen eşler için Rusya ve Türkiye’deki günlük yaşam hakkında farkındalık yaratmak;
o Rus-Türk ailelerinin zor durumlarında hukuki ve konsolosluk desteği;
o Rusya ve Türkiye arasındaki ortak tarihi olayların algılanmasını bütünleştirmeyi amaçlayan bilimsel ve kültürel etkinlikler;
o Karma evliliklerin çocukları için Rusça ve Türkçe eğitim faaliyetlerinin düzenlenmesi
o Rus-Türk ailelerin ikinci neslini Rus ve Türk üniversitelerine girerken daha fazla uyum sağlamaları için hazır hale getirmek;
o Rus-Türk ailelerin entelektüel potansiyelini devletlerarası ortak teknolojilerin yaratılmasıyla buluşturmak;
o Rus-Türk ailelerin ev sahibi ülkeye en iyi şekilde uyum sağlamaları için bir psikolojik destek hizmeti sisteminin oluşturulması.
İki devletin büyükelçilikleri temelinde Komşuluk Merkezleri oluşturmanın faydaları aşağıdaki gibidir:
o Ev sahibi ülkede ikamet etmeyen eşlerin en iyi şekilde adaptasyonu için geniş kapsamlı bir destek sisteminin oluşturulması;
o Çeşitli konularda yardım sağlayarak Rus-Türk ailelerindeki ilişkilerin uyumlu hale getirilmesi için bir zemin oluşturulması;
o Teknolojik ve ekonomik ikili ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili bir dizi devletlerarası meselenin çözüme kavuşturulması;
o Rus-Türk ailelerin çocuklarının eğitim kalitesini korumak amacıyla birleştirilmiş bir eğitim sisteminin oluşturulması;
o İki ülkenin potansiyel vergi mükellefleri olarak daha fazla aile şirketinin oluşturulması;
o Özellikle zor durumdaki aileler için sistematik ve kapsamlı bir yasal destek mekanizmasının kurulması;
o Rus-Türk ailelerinin ve çevrelerinin algısında kültürel diplomasi mekanizmalarının iki devletin ilgili imkânları doğrultusunda geliştirilmesi;
o Ortak tarihi olayların anlamsal yükünün ikinci nesil Rus-Türk aileleri tarafından doğru algılanmasını amaçlayan rasyonel bir bilgilendirme çalışması sisteminin oluşturulması;
o Devlet eğitim değişim programlarının geliştirilmesi için ön koşulların oluşturulması;
o Rus-Türk ailelerindeki yıkıcı eğilimleri önlemek amacıyla kontrollü bir psikolojik yardım sisteminin oluşturulması.
Aslında Rus-Türk ailelerine yönelik araştırmaları gerçekleştirmek Rusya ve Türkiye arasındaki ikili ilişkiler açısından özel bir önem taşımaktadır. Hem Türkiye’de hem de Rusya’da çok sayıda olmaları nedeniyle, Rus ve Türk diplomatik misyonlarının sadece kendi vatandaşlarını korumak için değil, aynı zamanda yerleşik olmayan eşleri ev sahibi ülkenin günlük yaşamına herhangi bir engelle karşılaşmadan entegre etmek için de sistematik olarak çalışmaları gerekmektedir.
Komşuluk Merkezlerinin kurulması, devletlerarası ilişkilerin geliştirilmesi için ek bir tetikleyici unsur teşkil etmekle birlikte; sosyal, ekonomik ve kültürel meselelerin çözümü için bir ara bulucu rolü oynayacaktır. Komşuluk Merkezleri bağlamında düşünülen faaliyetlerin birçoğu kültürel kamu diplomasisini içermekle birlikte, buna rağmen Rusya ve Türkiye arasında uzun vadeli bir iş birliği anlaşmasının da akdedilmesini beraberinde getirmelidir.
Bu anlaşmanın ayırt edici özelliği, iki büyükelçilik temelinde Komşuluk Merkezleri kurma ve bu merkezlerin personellerinin yetkilerini dikkate alarak öngörülen faaliyetlerin koşullarını ve sınırlarını belirleme amacı taşımasıdır. Komşuluk Merkezlerinin benzersiz bir özelliği, sadece ilgili ülkelerin diplomatlarını değil, aynı zamanda halktan kişileri ve gönüllüleri de dahil etme olanağı sunması olmalıdır.
Sonuç olarak, Rus-Türk ailelerin genel olarak Rusya ve Türkiye arasındaki ikili ilişkiler üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu unutulmamalıdır. Ancak, yasal düzenlemelerdeki yaklaşım farklılıkları nedeniyle, bir Rus-Türk ailesinin Rusya’da kalmasına ilişkin koşullar, Türkiye’deki koşullardan ayrı olarak değerlendirilmelidir. Son yıllarda her yıl kayıt altına alınan karma çiftlerin sayısında bir düşüş eğilimi olmasına rağmen, iki devletteki bu tür ailelerin sayısı hala önemlidir. Bu gerçek, Rusya ve Türkiye arasında, iki büyükelçilik temelinde Komşuluk Merkezlerinin kurulabileceği ek bir iş birliği anlaşması imzalanmasını gerekli kılmaktadır. Bu tür merkezlerin işlevsel önemi sadece Rus-Türk aileleri desteklemekle sınırlı kalmayarak, aynı zamanda ikili ilişkilerin olumlu yönde geliştirilmesine ek katkılar sağlayacaktır.
Hasan Enes Karahan
KAYNAKLAR:
1- Ananyina V.T. On the problem of studying ethnic iden- tity in interethnic families // Sociology. 2013. No 2. P. 39-46.
2- Ulvie F.E. Evlilik yoluyla kadın göçü ve türkiye’de “rus gelin”lerin durumu // Journal of social sciences and Humanities. P. 39. // URL: https://dergipark.org. tr/tr/download/article-file/440907#:~:text=Hal%20 hazırda%20net%20olmayan%20verilere,Page%20 20%2040%20Türk %60tur
3- The number of Russian-Turkish married couples has exceeded 100 thousand // Internet portal “Rambler”. // URL: https://news.rambler.ru/other/42119807/?utm_ content=news_media&utm_medium=read_ more&utm_source=copylink (03.19.2024).
4- Koritsky A. Year of Russian culture in Turkey // Asia and Africa today. 2007. No 9. P. 55-58.
5- Kosykh G.V., Nikulicheva A.A. Russian-Turkish rela- tions: tourism and geopolitics // Bulletin of the Vo- ronezh Institute of Economics and Social Management. 2021. No 2. P. 43-49.
6- Kuchmaeva O.V., Rostovskaya T.K. Russian-Turkish marriages in the context of the emergence of a new world order: research methodology // Social and hu- manitarian knowledge. 2023. Vol. 9. No 1. P. 58-69.
7- Pogodin S.N., Tuana M., Tuana E.N. Spread of the Rus- sian language and Russian culture in Turkey at the pres- ent stage // Russia in the global world. 2021. No 22 (45). P. 65-81.
8- Tonkikh V.A. Russia-Türkiye: historical experience of co- operation and modernity // Acta Orientalia Voronen- sia: Voronezh Oriental Studies. 2017. No 4. P. 194-206.
9- Turkish Institute of Statistics (TurkStat) // Turkish In- stitute of Statistics (TurkStat). // URL: https://data.tuik. gov.tr/ (03.19.2024).
10- Türk erkeği en çok hangi ülke kadınıyla evleniyor? İşte rakamlar // Bursa Hakimiyet. // URL: https://www.bur- sahakimiyet.com.tr/yasam/turk-erkegi-en-cok-hangi- ulke-kadiniyla-evleniyor-iste-rakamlar-151183?ysclid= ltykls64le338530837 (19.03.2024).
11- Türkler en çok hangi milletle evleniyor? // Usta Yemek Tarifleri. // URL: https://www.ustayemektarifleri.com/ soru-ve-cevaplar/turkler-en-cok-hangi-milletle-evleni- yor (19.03.2024).
1