KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. HAKOB BADALYAN: İran-ABD sürecinde çatlak mı, duraklama mı?

HAKOB BADALYAN: İran-ABD sürecinde çatlak mı, duraklama mı?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
10 0

İran Dışişleri Bakanı Arakçi ile ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff arasındaki dördüncü görüşmenin bugün Roma’da gerçekleşmesi planlanıyordu ancak görüşme süresiz ertelendi. Bilindiği üzere resmi açıklama, teknik arabuluculuğu yürüten Umman’ın talebi üzerine toplantının ertelendiği yönünde. Ancak belki de bu resmi açıklamaya güvenen kişi sayısı çok azdır. En önemli jeopolitik süreçlerden birinin bir sonraki turunun yalnızca Umman’ın yaşadığı bazı olumsuzluklar nedeniyle ertelenmiş olması pek olası görünmüyor.

Buna göre sorunun ABD veya İran sahasında, ya da hem ABD hem İran sahasında olduğu varsayılmalıdır. Üç görüşmenin ardından taraflar arasında bir çıkmaza girilmesi mi söz konusu, yoksa İran sorununa diplomatik çözüm bulunmasından memnun olmayan tarafların başarısı mı söz konusu, zira bu çözümler onları oyun dışı bırakabilir mi?

Burada elbette ilk akla gelen İsrail’dir, ancak bu çember, ya da hoşnutsuzluk çemberi sadece İsrail’le sınırlı tutulamaz. Elbette herkesin kendine göre bir mantığı ve hoşnutsuzluk nedenleri var, ama burada bunlar aynı değil. Mesela ABD-İran süreci en azından Avrupa üçlüsünü, yani daha önceki nükleer anlaşmanın tarafları olan Londra, Berlin ve Paris’i kaygılandırıyor. Ancak önceki anlaşma sırasında ABD yönetimi, Barack Obama döneminde Avrupa ile koordineli bir politikayla hareket ediyordu ve Trump şimdi sert bir hesaplaşmanın içinde.

Fransa Dışişleri Bakanı iki hafta önce İran’a yönelik yeni süreçte Avrupa çıkarlarının da dikkate alınması gerektiğini açıklamıştı. Peki Trump bunu hesaba katıyor mu, yoksa hazır mı? Mesela Trump’ın özel temsilcisi, İranlı bakanla görüşmeden hemen önce Moskova’yı iki kez ziyaret etti ve Putin’le görüştü, ancak Avrupa tarafında böyle bir temas olmadı.

Öte yandan İran Dışişleri Bakanı, Avrupa başkentlerini ziyaret etmeye ve troykanın dışişleri bakanlarıyla müzakere etmeye hazır olduğunu duyurdu. Trump, Araghchi’nin tutumundan hoşlanmadı mı ve bu nedenle Araghchi söylemini belirgin şekilde sertleştirerek İran’a yeni yaptırımlar mı getirdi, yoksa İran, Avrupa yönünde çalışmaya istekli olarak ABD’ye şantaja boyun eğmeyeceğini mi göstermeye çalışıyor?

Ayrı bir konu ise, elbette bu sürecin içinde olmayan ama doğrudan yararlanıcısı olan Türkiye’dir. Zira İran etrafında yaşanacak şu veya bu gelişme, Türkiye’nin hem Ortadoğu’daki hem Kafkaslardaki, hatta Orta Asya’daki geleceğini önemli ölçüde belirleyecektir. Ve burada Ankara’nın Avrupa ile ortak çıkarları da olabilir. İran etrafındaki durum ne kadar istikrarsız ve çalkantılı olursa Türkiye’nin rolü de o kadar artacaktır.

Aynı zamanda Washington ile Tahran arasında üç görüşmenin ardından belli bir noktaya gelinmiş olabileceği, sürecin yeni bir boyuta taşınması için “ödev” anlamında bazı gelişmelerin yapılması gerekeceği ihtimali de göz ardı edilmemeli. O zaman bu duyurunun neden yapılmadığı sorusu akla gelecektir. Belki de karşı tepkinin boyutunu artırmamak için. Her halükarda İran-ABD diplomatik sürecinin yeniden başlatılması açıkça Ermenistan’ın çıkarınadır. Ne yazık ki Ermenistan elbette bu konuda etki yaratma imkânına sahip değil, ancak diğer yandan sürece yönelik suskunluk politikasının yeniden gözden geçirilmesi ve bazı siyasi yanıtlar formüle etmeye çalışılması gerekebilir.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir