KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Gürbüz Evren: Batılı ülkelerde anadilde eğitim hakkı ve Türkiye

Gürbüz Evren: Batılı ülkelerde anadilde eğitim hakkı ve Türkiye

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
21 0

Terör örgütü PKK’nın 14 Ağustos 1984’teki ilk silahlı saldırısından bu yana geçen 40 senelik süreçte, her 10-15 yılda bir kamuoyunun gündemine adına Kürt sorunu denilen konu getirilir.

Söz konusu mesele kapsamında, resmî dil ve anadilde eğitim konuları da tartışmaya açılır.

Ama bu tartışmayı yapanlar, sorunu sadece Türkiye özelinde ele alarak, diğer ülkelerde resmî dil ve eğitim dili konularında durum nedir diye pek merak etmezler.

Bu maaşlar milletvekillerine yetmez, eleştiriler haksız
Dünyanın farklı bölgelerindeki ülkelerden örnekler paylaşarak, yeni bakış açılarının oluşmasına katkı sağlayabileceğimizi düşünüyorum.

Bu arada, Avrupa’da yaşayan göçmen kökenli toplulukların, bulundukları ülkelerdeki durumları farklı olduğu için, bu yazının kapsamına girmediğini de hatırlatalım.

Yazıda bahsi geçen topluluklar yaşadıkları ülkelerin tarihsel parçalarıdır ve bu nedenle ele aldığımız konunun muhatabıdır.

İtalya

Alman, Fransız, Ladino, Sloven asıllı toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini de konuştuğu, öğrendiği İtalya’da, anayasanın 139’uncu maddesine göre resmî dil ve eğitim dili İtalyancadır.

Fransa

Breton, Katalan, Bask, Korsika, Alsas (Alman), Kreol (Karayip), Malenezya, Kanak, Guyan, Flaman, Oksitan, İtalyan kökenli toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini konuştuğu, öğrendiği Fransa ve denizaşırı topraklarında, anayasanın 2’nci maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Fransızcadır.

Polonya

Alman, Belarus, Ukrayna, Rus kökenli toplulukların da yaşadığı ve kendi dillerini konuştuğu, öğrendiği Polonya’da, anayasaya göre resmî dil ve eğitim dili Lehçedir.

Almanya

Danimarka, Slav kökenli Sorblar, Cermen kökenli Frizler, Roman kökenli Sintilerin de yaşadığı ve kendi dillerini konuştukları, öğrendikleri Almanya’da, resmî dil ve eğitim dili Almancadır.

Romanya

Macar, Roman, Alman, Türk, Rus kökenli toplulukların da yaşadığı ve kendi dillerini konuştuğu, öğrendiği Romanya’da, Anayasanın 13’üncü maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Rumencedir.

Macaristan

Bulgar, Yunan, Alman, Hırvat, Sloven, Sırp, Slovak, Ukrayna kökenli toplulukların da yaşadığı ve anadillerini kullandığı, öğrendiği Macaristan’da anayasanın 1’inci maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Macarcadır.

Brezilya

Alman, Hollanda, İtalyan, İspanyol, Japon, Arap, Portekiz, Fransız asıllı toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini de konuşabildiği (ama bu topluluklarda çoğunluk dilini unutmuştur) ayrıca 252 yerli kabile dilinin de konuşulduğu Brezilya’da, anayasaya göre eğitim dili ve resmî dil Portekizcedir.

Slovakya

Macar, Roman, Ukraynalı, Alman, Çek, Rutenyalı, Moravyalı, Polonyalı, Rus, Bulgar, Hırvat toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini de konuştuğu, öğrendiği Slovakya’da anayasaya göre resmî dil ve eğitim dili Slovakçadır.

Meksika

Kızılderili kökenli kabilelerin yaşadığı 80 civarında yerli dilin de konuşulduğu Meksika’da, anayasanın 2’nci maddesine göre ülkenin resmî dili ve eğitim dili İspanyolcadır.

İsveç

Finli, Sami (Lapon), Roman, Meankieli, Yidiş kökenli toplulukların da yaşadığı ve kendi dillerini kullandığı, öğrendiği İsveç’te anayasaya göre resmî dil ve eğitim dili İsveççedir.

Norveç

Lapon, Finli, Roman toplulukların da yaşadığı ve kendi dillerini kullandığı, öğrendiği Norveç’te, resmî dil Norveççedir. Bazı belediyelerde Fince ve Laponca ikinci hizmet dili olarak kullanılır.

Yunanistan

Arnavut, Makedon, Pomak, Türk toplulukların yaşadığı, kendi dillerini konuştuğu Yunanistan’da, anayasaya göre resmî dil ve eğitim dili Yunancadır. Ancak Yunanistan son zamanlarda Türkler başta olmak üzere, diğer toplulukların okullarına engeller çıkarmakta ve bazılarını kapatmaktadır.

Avusturya

Macar, Hırvat, Sloven, Çek, Slovak, Roman kökenlilerin yaşadığı, kendi dillerini konuştuğu ve öğrendiği, bazı belediyelerde Macarca, Slovence ve Hırvatça da hizmet verildiği Avusturya’da, anayasanın 8’inci maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Almancadır.

Hollanda

Cermen kökenli Frizya, Karayip kökenli Papiamento topluluklarının yaşadığı, kendi dillerini konuştuğu ve öğrendiği Hollanda’da, anayasanın 23’üncü maddesin göre resmî dil ve eğitim dili Hollandacadır.

Ukrayna

Rus, Romen, Macar, Moldavalı asıllı toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini konuştuğu, öğrendiği, ama Rusya ile savaşın dengeleri alt üst ettiği Ukrayna’da, anayasaya göre Ukraynaca resmî dil ve eğitim dilidir.

Arjantin

Alman, İtalyan, İspanyol, Japon, Fransız, İrlanda, Galler, Arap, Ermeni asıllı toplulukların yaşadığı, 13 Kızılderili kabilesinin kendi yerli dillerini de konuştuğu Arjantin’de, anayasanın 3’üncü maddesine göre resmî dil ve eğitim dili İspanyolcadır.

Bulgaristan

Türk, Ulah, Makedon, Roman, Ermeni kökenli toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini konuşabildiği, öğrenebildiği Bulgaristan’da, anayasanın 4’üncü maddesine göre resmî dil ve eğitim dili Bulgarcadır.

Danimarka

Eskimo, Faroe ve Alman kökenli topluluklarında yaşadığı, kendi dilini konuştuğu, öğrendiği Danimarka’da, Faroe adaları ve Grönland’da resmî dil ve eğitim dili Dancadır.

Hindistan

1 milyar 430 milyon nüfusuyla dünyanın kalabalık ülkesi olan, 2 binden fazla etnik grubun yaşadığı, bin 369 farklı dilin konuşulduğu Hindistan’da anayasanın 343’üncü addesine göre resmî diller Hintçe ve İngilizcedir. Anayasa belli bölgelerde konuşulan 22 dil ise planlı dil olarak tanımıştır.

Filipinler

7 bin 641 adadan oluşan 110 milyon nüfuslu Filipinler’de, 183 canlı dil vardır ve bunların büyük çoğunluğu yerel veya bölgeseldir. Anayasanın 7’nci maddesine göre Filipinler’in 2 resmî dili vardır. Bunlar Filipince ve İngilizcedir. Filipincenin 3’te 1’i İspanyolca kelimelerden türetilen 4 bin “ödünç kelimeden” oluşmaktadır. Bunun nedeni ise geçmişte Filipinler’in 300 yıl boyunca İspanyol sömürge yönetimi altında olmasıydı.

Özellikle Türkiye’ye anadilde eğitim konusunda baskı yapan Almanya, Fransa ve İsveç’teki resmî dil ve eğitim dili uygulamasına bakıldığında, kendilerinde olmayanı bizden istemelerinin nasıl bir çifte standart oluşturduğunu görebiliriz.

Sıklıkla birbirine karıştırılan “anadilde eğitim” ile “anadil eğitimi” kavramlarını değerlendirerek bitirelim.

Türkiye’de anadilde eğitim hakkında ısrar edenler, bu talebin üniter devlet yapısına nasıl bir zarar vereceğini mutlaka biliyorlardır.

Türkiye’nin üniter devlet yapısının korunması için “anadil eğitimi” en iyi seçenektir ve bu zenginleştirilebilir.

Anadil eğitimiyle ilgili dünyada birçok örnek var.

Bunları tartışır, geliştirebilir ve yararlanabiliriz.

Sonraki yazılarda, konuya bakış açısını genişletmek için başka ülkelerden yeni örnekler vermeye devam edeceğiz.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir