KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Güney ve Kuzey Sudan birleşmesinin Türkiye neresinde?

Güney ve Kuzey Sudan birleşmesinin Türkiye neresinde?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 14 dk okuma süresi
774 0

Sudan iki ayrı ülkeye dönüştürüldüğünde, Türk Dışişlerinin Hartum’a göre politika belirmeye karar vermesinin ne kadar isabetli olduğu bizzat Hartum’un; 9 Temmuz 2011’de Juba merkezli Güney Sudan’ı tanımasıyla ortaya çıkmıştı. 9 Temmuz 2011’de başkent Juba’da düzenlenen bağımsızlık töreninde Türkiye bakan düzeyinde temsil edilmişti. Güney Sudan’ın resmi dili İngilizce ve Juba Arapçası. 2011’de uzun bir iç savaştan sonra Sudan’dan bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlık mücadelesi süresince Güney Sudanlılar, Kuzey Sudanlı Arap ve Müslümanlardan siyasal haklarını elde etmek için savaştıklarını iddiasındaydı. Bir başka iddiaları da Hartum yönetiminin Araplaştırma politikalarına karşı çıktıklarıydı. Ancak Hartum hükümetinin 1983’te şeriat ilan etmesi ile mücadele Sudan’ın İslamlaşmasının karşıtlığa evrildi. Böylelikle Vatikan başta olmak Batılı ülkelerin desteğini aldılar.(1) Devlet bütçe gelirlerinin % 98’ini, milli gelirin %80’ini petrol gelirleri oluşturmasına rağmen, BM kriterlerine göre Güney Sudan, en az gelişmiş ülkeler arasında. 15 Aralık 2013’de başlayan ve petrol bölgesinde devam eden iç çatışmalarla yarıya düşen petrol üretimi yüzünden bütçe gelirleri oldukça azalmış durumda.

Güney Sudan hükümeti, ABD’nin ülkede faaliyet gösteren bir dizi petrol şirketine yönelik uyguladığı yaptırımların ülkede barış ve istikrarı yeniden tesis etme çabalarını bozacağı görüşünde. ABD, iç savaşta beşinci yılına giren Güney Sudan’daki 15 petrol şirketini yaptırımlar listesine eklemişti. Amerikalıların gerekçesi petrol şirketlerinin iç savaşı finans etmesi. Washington; Petrol ve Madencilik Bakanlığı’na bağlı kuruluş da dâhil Nil Petrol Şirketi, Petrol Evi ve Petrol Deltası gibi şirketlerin savaşın finanse edilmesi ile ilişkileri olduğunu düşünüyor. Söz konusu yaptırımlar uyarınca, ABD yasaları çerçevesinde faaliyet gösteren şirketlerin ihracat lisansına ihtiyacı olacak. Bu adım, Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir’in ülkedeki çatışmayı ve insani krizi sona erdirmesi için üzerindeki baskıyı artırmayı amaçlıyor.

ABD’nin yaptırım hamlesi, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi’nin (IGAD) düzenleyeceği Barış Forumu’nun üçüncü turunun başlatılmasından önce gelmişti. Güney Sudanlılar Amerikalılar gibi düşünmüyor. Nitekim Juba’daki Petrol Bakanlığı, bu yaptırımların Güney Sudan hükümeti ve ABD’nin Güney Sudan’da barış ve istikrar elde etmek için yürüttükleri ortak çalışmalar üzerinde olumsuz etkisi olabileceğine dikkat çekiyor. Yaptırımların kaldırılması halinde ABD ile ilişkilerin sürdürülmesi konusunda ABD Ticaret Bakanlığı ile birlikte çalışabileceklerini belirtiyorlar. Bağımsız gözlemciler ABD’nin; Güney Sudan’ın petrol sahalarını ve yatırımlarını kapatarak ülke halkının yararına olan gelirleri engellediği gibi ülkenin ekonomisini de yok etmeye çalıştığını söylüyor.(2)

Güney ve Kuzey Sudan yönetimleri karşılıklı olarak birbirlerini, kendi topraklarında muhalif asi güçlere destek vermekle suçluyor. Sudan, Güney Sudan’ı sınırdaki Darfur, Mavi Nil ve Güney Kordofan eyaletlerindeki isyancı SPML-N örgütüne destek vermekle suçlarken, Güney Sudan da Hartum’un, yönetim karşıtı eski Güney Sudan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Riek Machar’ı desteklediğini iddia ediyor.(3) SPML-N; Sudan ile Sudan Halk Kurtuluş Hareketi/Ordusu arasında varılan anlaşma sonucu Güney Sudan’ın referandum ile bağımsızlığını kazanmasından sonra kuzeyde kalan SPML-A militanları tarafından kurulan bir örgüt.(4) Bu örgütün en büyük destekçisi ABD. Amerika’nın SPLM/A’ya sağladığı desteğin Sudan hükümetinin Çin’e 1996’da sağladığı petrol çıkarma anlaşması sonrasında daha da arttığı gözlemlendi. Çin-Sudan ilişkileri hızla gelişirken Amerikan basını, sivil toplum kuruluşları ve devleti Güney Sudan’ın özgürleşmesi için geniş bir destek ağı sağladı. Özellikle basın kuruluşları Güney Sudan’ın Hartum’dan ayrılması halinde petrol gelirlerinden daha fazla faydalanacağı ve kalkınmış müreffeh bir ülkeye dönüşeceği yönünde propaganda yapmıştı.(5)

Eski silah arkadaşları ile ters düşen Juba yönetiminin baş belası Riek Machar Teny, Güney Sudan Cumhuriyetinin 2011-2013 arası görev yapan ilk Başkan Yardımcısı. 1952 Leer doğumlu. Sudan Halk Kurtuluş Hareketi liderlerinden. Hartum Üniversitesi makine mühendisliğinden mezun. 1984’te İngiltere’deki Bradford Üniversitesi’nde felsefe ve stratejik planlama doktorası yaptı. 1991’de Machar Emma McCune adlı bir İngiliz yardım işçisi ile evlendi. Eşi Emma McCune 1993’te Kenya’nın başkenti Nairobi’deki bir trafik kazasında öldü. Britanyalı yardım görevlisi Emma McCune ile evlendikten sonra, Riek Machar İngilizlerin desteği aldı.Sudan ve Güney Sudan siyasetinde otuz yıldan beri merkezi bir figür oldu. İki yıldan fazla süren iç savaştan sonra, şimdi yeni bir birlik hükümetinde görev almak için başkente Juba’ya geri döndü. Machar; Güney Sudan’ın karışık siyasi sularında kendi konumunu ve Nuer etnik grubunun etkisini güçlendirmek için kuzey-güney çatışması sırasında çeşitli vesilelerle taraf değiştirip durdu.

Riek Machar, John Garang’ın (1984) emrinde Sudan Halk Kurtuluş Ordusunun ilk üyelerinden biriydi. İkinci Sudan İç Savaşı’na katıldı ve Machar 1997’de Hartum Barış Anlaşmasını imzaladı. Machar ve ekibi daha sonra Hartum’da Ulusal İslami Cephesine katıldı. Anlaşmanın imzalanmasından sonra Güney Sudan Savunma Kuvvetleri’nin (SSDF) (1997-2002) lideri oldu. Hartum Barış Anlaşması kâğıt üzerinde Machar’ı Sudan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı yaptı. Daha önce Güney Sudan Koordinasyon Konseyi Başkanlığı’nda (7 Ağustos 1997-31 Ocak 2000) bulunmuştu. Riek Machar, 16 Aralık 2013’te başarısız bir darbenin ardından Başkan Salva Kiir Mayardit tarafından suçlandı. Darbeye karışmadığını inkâr etmiş olsa da isyancıları övmüştür. Günümüzde isyancı hareketin lideri.(6) Bir başka muhalif lider de Güney Sudan’ın eski Genelkurmay Başkanı Paul Malong Awan. Güney Sudan Bahr el Ghazal bölgesi Aweil kentine bağlı Warawar köyü 1962 doğumlu Ajok Wol ile evli Sudan Halk Kurtuluş Hareketi (SPLM) lideri, King Paul lakaplı General Paul Malong Awan Anei, geçtiğimiz günlerde “Güney Sudan Birleşik Cephesi” adı altında yeni bir muhalif grup kurdu. Güney Sudan’ın yeni bir yol ayrımında olduğunu ve Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in ülkeyi “iflasa” sürüklediğini öne sürerek, vatandaşların ailelerine en temel gıda ve ilaçları bile sağlayamadığını söyledi.

Ülkenin Mayardit’in “beceriksiz” liderliğinde batık bir devlete dönüştüğünü ileri süren Awan, kurulan muhalif grubun, Güney Sudan Muhalefet İttifakına (SSOA) katılacağını ve ülkenin tüm sorunlarının bu çatı altında çözülmesini istediğini belirtti. Devlet Başkanı Mayardit, geçen yıl mayıs ayında Paul Malong Awan’ı Genelkurmay Başkanlığından almıştı. Kasım ayında Mayardit’in emriyle harekete geçen askeri birlikler, başkent Cuba’da ev hapsinde tutulan Awan’ın evini kuşatmış, korumalardan tüm silahlarını teslim etmelerini istemişti. Awan, bu gelişmeler üzerine ülkeyi terk etmişti. 2011’de Sudan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan, Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in 16 Aralık 2013’te yardımcısı Riek Machar’ı “darbe teşebbüsü” iddiasıyla görevden almasının ardından iç savaşa sürüklenmişti.

Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) gözetiminde yürütülen barış görüşmeleri sonucu 17 Ağustos 2015’te taraflar arasında anlaşmaya varılsa da başkent Cuba’da 8 Temmuz 2016’da çatışmalar yeniden patlak vermişti. 2015’te imzalanan barış anlaşmasının yürürlüğe sokulması amacıyla 2017’nin aralık ayında yeniden başlayan görüşmelerin ilk turunda ateşkes kararı alınmış, şubattaki müzakerelerin ikinci turu başarısızlıkla sonuçlanmıştı.(7) Eski Genelkurmay Başkanı Paul Malong Awan’ın eleştirileri boşuna değil. Verimli topraklarla çevrili olan Güney Sudan’da bugün her iki kişiden birinin acil gıda maddesi yardımına ihtiyacı var. 100 bin kişi açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durum iç savaş ve şiddetin bir sonucu. Güney Sudan’da devam eden iç savaş açlık krizine yol açtı. Ülke uluslararası yardımlara bağlı durumda.

Afrika’nın en genç devletlerinden biri olan Güney Sudan yıllardır dış ülkelerden gıda maddelerine muhtaç. Yedi yıl önce bağımsızlığına kavuşan ülke uluslararası topluluğa bağımlı. Kuraklığın devam etmesi ve mahsul alınamaması nedeniyle özellikle ülkenin ücra köşelerinin yardıma ihtiyacı var. Güney Sudan şu sıralarda dış ülkelerden acilen gıda sevkiyatları bekliyor ve bu nedenle ulusal afet alarmı verdi. Halkın neredeyse yarısının yani beş milyon insanın acilen gıda yardımına ihtiyacı var. Güney Sudan Devlet başkanı Salva Kiir’e bağlı birlikler ile Riek Machar önderliğindeki asi güçler arasında devam eden iç savaş nedeniyle her gün onlarca kişi hayatını kaybediyor, binlerce kişi göçe zorlanıyor. Halkın beslenme sorununu aslında kolayca çözebilecek durumdaki tarım alanları savaş nedeniyle yıllardan bu yana ekilemediği için ürün alınamıyor. İki yıldan bu yana özlemle beklenen yağmurlar da gelmeyince, ülkenin gıda rezervleri de sonuna kadar tüketildi. Büyükbaş hayvan yetiştiren çiftçilerin verimli yılları çok gerilerde kaldı.(8)
Etnik kökenleri, dilleri ve dinleri farklı da olsa Güney Sudanlılar Hartum’dan kopamıyor. Her Güney Sudanlı lider meşruiyetini Hartum’dan alma yarışında. 04/11/2017’de Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit, iki gün süren Sudan ziyaretinde resmi temaslarda bulunmak üzere mevkidaşı Ömer el-Beşir ile başkent Hartum’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya gelmişti. Sudan ve Güney Sudan arasında imzalanan 9 anlaşma, Güney Sudan’ın petrolünü Sudan üzerinden transfer etmesi ve iki tarafın, ülkelerindeki isyancıları desteklememesi maddelerini içeriyordu. İki Hükümet, 31 Aralık’ın sonuna kadar imzaladıkları tüm anlaşmaların uygulanacağını kaydetmişti.(9) Ankara’nın hem Hartum hem de Juba ile diyalogları sorunsuz. Türkiye’nin Afrika’nın altın boynuzunda attığı gerek ticari, siyasi, gerekse kültürel ve askeri her adım bölge ülkeleri tarafından dikkatle izleniyor. Türkiye ile Güney Sudan 2017’de Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması imzaladı. Ankara ile Hartum birbirine yaklaştıkça Juba’da Hartum’a yaklaşıyor. İki Sudan’ın birleşmesi şimdilik yüksek sesle dillendirilmese de iki halkın gönlünde yerini koruyor. Ankara’nın etkisini küçümsemeyelim.
Bakınız:
1- İbrahim Nassir/ Güney Sudan Bölünmesinde Petrolün Rolü/ 7.12.2016/ http://www.usbed.org/afrika/news-guney-sudan-bolunmesinde-petrolun-rolu.html
2- https://turkish.aawsat.com/2018/03/article55384398/guney-sudan-abdnin-petrol-yaptirimlari-baris-cabalarini-baltalayacak
3- http://misirbulteni.com/abdnin-sudan-ve-guney-sudan-temsilcisi-donalth-booth-misirda/
4- http://isyandan.org/haberler/sudan-ordusu-spml-n-kamplarini-bombaladi/
5-Serhat Orakçı/ Güney Sudan Kriz Raporu/ http://insamer.com/rsm/icerik/dosya/dosya_579.pdf
6- http://www.bbc.com/news/world-africa-25402865 – https://www.aljazeera.com/news/2017/10/south-sudan-failed-prevent-ethnic-cleansing-171018122555953.html
7- http://www.dunyabulteni.net/manset/420036/guney-sudanda-yeni-bir-muhalif-grup-kuruldu
8- http://www.dw.com/tr/g%C3%BCney-sudan-kendi-kendine-yetebilir/a-37700839
9- https://turkish.aawsat.com/2017/11/article55363862/guney-sudan-cumhurbaskani-mayardit-sudanda

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir