Taliban Afganistan’daki kontrol alanını genişletince, ülkenin kuzeydoğusunda Tacikistan sınırında yer alan Badakşhan (Badahşan) bölgesi de örgütün eline geçti. Tacikistan-Afganistan arasında sınıraşan bir nitelik taşıyan bu bölge, Tacikistan’daki iç savaş sırasında da cihatçı örgütlerin kontrolünde kalmıştı. Yani, bölgenin hem Afgan hem de Tacik tarafı uzun bir süredir ciddi bir güvenlik riski taşıyor. Bu nedenle Taliban saldırıları sonrasında Bedahşan bölgesinin hareketlenmesi, aynı zamanda Tacikistan için de büyük bir güvenlik riski oluşturuyor. Orta Asya’da yükselişe geçecek Selefi (cihatçı) örgütlerin Şanghay İşbirliği Örgütü’nün ana uğraşlarından biri olduğu ve Çin ile Rusya’nın bu durumu kendi bölgesel güvenlikleri ve iç dengeleri açısından kritik önemde değerlendirdikleri dikkate alındığında, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin, Washington’dan çok Pekin ve Moskova’yı rahatsız ettiğini söylemek gerekiyor. Kabil ve Duşanbe ya da Taşkent gibi süreçten doğrudan etkilenebilecek başkentlerden bahsetmeye zaten gerek yok. Ankara, 11 Eylül sonrası Afganistan’da kalacak tüm yabancı güçleri işgalci sayacağını ve bir hedef olarak göreceğini ilan eden Taliban’ın yükselişine ve varlığına büyük bir dikkatle yaklaşmak zorunda. Zira Kabil Havaalanı da böyle bir durumda hedef haline gelebilir. Ayrıca Moskova ve Pekin de, kendi iç/bölgesel güvenlik kaygılarından dolayı Türk askerinin Afganistan’daki varlığına karşı çıkmayacak gibi duruyor. İmparatorluklar mezarlığı olarak bilinen Afganistan’da her daim çok dikkatli olmak gerekiyor.
Göktürk Tüysüzoğlu