Kurulan geçici hükümet de açıkça göstermektedir ki, Taliban, Peştunistan amacına odaklanmış, dinsel pratikleri ve Peştun adetlerini sentezleyerek kurgulanmış bir ideolojiye yaslanan Peştun milliyetçisi bir aktördür. Afganistan’daki çok kimlikli yapıyı da %42’lik Peştun nüfus üzerinden ve silah/şiddet ve terör zoruyla Peştun üstünlüğüne ve geleneklerini kabule zorlamaktadır. Örgütün içerisindeki Tacik ve Özbek kökenli isimler ise yalnızca ‘kapsayıcılık’ görünümü elde edebilmek adına kullanılan aktörlerdir. Belli yerlerde Taliban’ın ülkenin başkentini Kandahar’a taşımayı planladığı yönünde dedikodular da gördüm ki, bu çok doğal. Zira Peştun kimliğinin Afganistan’daki ana üssü Kandahar’dır ve Taliban da burada kurulmuştur. Hatta Taliban’ın ve ülkedeki El Kaide unsurlarının Kandahar ile birlikte Pakistan’ın Belucistan Eyaleti’nin merkezi ve büyük bir Peştun nüfusa sahip Quetta’yı merkez olarak gördükleri de bilinen bir husustur. Quetta Şurası ideolojik, Kandahar ise operasyonel merkezdir. Nihai amaç ise İngilizlerin çizdiği Durand Hattı’nı anlamsızlaştırıp Peştunistan’ı kurmaktır. Pakistan istihbaratı, bu durumun farkında olduğu için Taliban’ı kontrolde tutup, örgüt unsurlarına belli oranda göz yumarak ve hatta yönlendirerek, kendi topraklarına ilişkin tehdidi olabildiğince uzak tutmaya çalışmaktadır. Taliban, ülkedeki farklı halkların bir araya gelmesini ve hatta Peştunların dünya ve bölge çapında ‘meşru’ bir ulusal hareket geliştirmelerini de önlüyor. Bence Afganistan’ın yalnızca bir coğrafya olmasını ve asla devlet olmamasını isteyenlerin kurguladığı bir planın sahadaki uygulayıcılarından biri Taliban. Ülkenin kuzeyi ile güneyi ve doğusu arasındaki etno-kültürel ve sosyal farklılık bariz bir gerçeklik ve normal şartlarda böyle bir ülkenin var olması bile bir hayal.
Göktürk Tüysüzoğlu