İran sınırına yakın bölgenin merkezi Herat, Kabil-Kandahar bağlantısını sağlayan Gazne (Peştun nüfusa sahip Kandahar’ın önemli bir bölümü de düştü zaten, bir iki güne tam olarak biter), doğuda Kunduz, Kuzeydoğu’da Bedahşan, Kuzey’de Mezar-ı Şerif dışında sınır bölgeleri Taliban tarafından ele geçirildi. Güneyde ve güneybatıda Zabul çevresinde de çok sayıda kasaba düştü. Kanımca Taliban, Kandahar’ı da alıp, Pakistan sınırında paydaşlarıyla temas kurup (Khyber Pakhtunkwa’daki Taliban yanlısı aşiretlerle) en sonunda Kabil’e odaklanacak. Mezar-ı Şerif’te ise Özbek ve Tacikler’in etkin bir savunma yapmaları beklenebilir. Zira Taliban daha önce hiçbir zaman burada uzun süre kalamadı. Ayrıca Kabil birinci öncelik olacağı için ağırlık da orada olacaktır. Kısacası Taliban artık Afganistan’ın sahibi gibi görünmektedir. Çin de onu ilk tanıyan büyük güç olacaktır. Zira uzun zamandır zaten örgütle temas halinde özellikle Wakhan Koridoru’nun güvenliği ve Kuşak-Yol inisiyatifi ekseninde gerçekleşecek yatırımların güvenliği ile bölgesel istikrar hususunda Pekin’in Talibanla uzlaşma yolunu seçeceğini görüyoruz. Ancak bu hamle, Çin’in Taliban’a güvendiği ve özellikle yatırımlarının devamlılığı ve Sincan-Taliban (El Kaide) bağlantısından endişe etmediği anlamına gelmez. Hatta ABD’nin bölgeden çekilmesinin ardında Çin’i Taliban ile oyalama amacının olduğu düşüncesi hiç de mantıksız değil. Zira Afganistan’daki devlet inşası süreci başarısızlığa uğradı. Maliyet çok büyük ve sahada bu büyüklükle daha fazla kalmanın anlamı da yoktu. Bölgede üsler elde etmek (Özbekistan ve Tacikistan gibi yerlerde) Washington adına daha mantıklı. Fakat bu noktada da Rusya’ya ne vaat edilecek sorusu ortaya çıkıyor. Moskova, arka bahçesinde ABD üsleri istemeyecek. Aynı zamanda Taliban’ın güçlenmesi ve Kabil’i teslim alması, radikal dinci hareketlerle arası hiç iyi olmayan Rusya’yı endişelendiriyor ve hatta KGAÖ’nün aktifleştirilmesi yönünde çabalar da olabilir. Rusya, ABD’nin Taliban’ı serbest bırakma hamlesi olarak değerlendirdiği ve hem kendisinin hem de Çin’in aleyhine olduğunu gördüğü bu adıma muhtelemen ilk planda Çin gibi Taliban ile iletişim kurarak cevap verecektir. Fakat Tacikistan ve Özbekistan özelinde askeri boyutu önemseyen bir rota da çizecektir. Hatta Pakistan ile gelişen ilişkileri ekseninde ve Çin-Pakistan bağlantısı ve hatta Pakistan istihbaratının Taliban ile eskiye dayanan temasını Rusya da kullanmak isteyebilecektir. Son yıllarda Pakistan’ın ABD ile ilişkilerinin gergin olduğu ve Çin’e daha yakın durduğu da unutulmaması gereken bir husustur. Son olarak tekrar söylemek istiyorum, Türkiye de dahil olmak üzere tüm aktörler, Kuzey Afganistan’ın Güney Türkistan olduğunu göz önünde bulundurarak bölgenin geleceğini Kabil’in geleceği dışında da ele almalıdır.
Göktürk Tüysüzoğlu
Göktürk Tüysüzoğlu: Taliban artık Afganistan’ın sahibi gibi görünmektedir
354 0
Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.